Bugün, 29 Nisan 2024 Pazartesi

BİLİNMEYEN YÖNÜYLE SEYFİ GÜNAÇTI

BİLİNMEYEN YÖNÜYLE SEYFİ GÜNAÇTI

Terme Bilgi Gazetesi yazarlarından Seyfi Günaçtı, yazarlığının yanı sıra hiç bilinmeyen bir yönüyle de dikkat çekiyor. Kendisini “Arşiv Meraklısı” olarak tanımladığımız Günaçtı, gazetemize verdiği röportajda konuyla ilgili bilinm

 Bülent Çavuşoğlu Anadolu Lisesi’nden öğretmenim olan Seyfi Günaçtı ile sonrasında yolumuz Terme Bilgi Gazetesi’nde kesişti. Ben gazetede sekreteri olarak çalışmaya başladığımda Seyfi Hocam, köşe yazıları yazıyordu. Mayıs 2006’da köşe yazıları yazmaya başlayan hocam gazetemizde hâlâ yazmaya devam ederken onunla çok az kişinin bildiği bir yönüyle ilgili röportaj yapmaya karar verdik.
Yaptığımız o röportajı sizlerle paylaşıyoruz. 
Belma: “Hocam, yazılarınıza hiç ara verdiniz mi? Bugüne kadar kaç tane köşe yazısı yazdığınızı hatırlıyor musunuz?”dedim.
“Terme Bilgi Gazetesi’ndeki ilk yazım 03.05.2006 tarihinde yayınlandı ve ‘Ahlâk Bekçisi’ başlığını taşıyordu. Koronaya yakalandığım dönemde ve seyahat sebebiyle olmak üzere beş hafta hariç, yazılarıma ara vermedim. Hatta hac görevi ve umre ibadeti için S. Arabistan’da bulunduğum dönemde dahi yazılarımı gönderdim. 08.09.2023 tarihinde yayınlanan son yazımla birlikte her biri farklı başlık altında tam 784 köşe yazısı yazmışım” 
Onun bir arşiv ustası olduğunu biliyorduk. Terme Anadolu Lisesi’nin ilk mezunlarından birine, diploma töreninde doğum gününe ait gazeteyi hediye etmişti. “Gazeteden de hediye mi olurmuş?” diyeceksiniz. 
Eğer o gazete, doğduğunuz günün gazetesi ise gazeteden öte bir değeri vardır.
Onun başka konularda da arşiv meraklısı olduğunu duymuştuk. Bunu yerinde görmek için bir gün evine misafir olduk.
Çalışma odası kitaplarla doluydu. Sonra bize gazetelerini sakladığı dolabı gösterdi. Dolabın üst gözü tamamen gazete balyaları ile doluydu. Oraya sığmayan gazeteleri dolabın üzerine yerleştirmiş.
Her yıla ait gazeteleri katlayarak balya yapmış, iple bağlamış. Bazı yıllara ait gazeteler hayli fazla olduğundan onları iki, hatta üç balyaya ayırmış.
Arşivindeki en eski gazete, 05 Şubat 1957 tarihli Hürriyet Gazetesi. Gazetenin manşet haberi, “Adana’nın en büyük fabrikası yandı” başlığını taşıyor. Gazetenin ilk sayfasını sizinle de paylaştık.
Sonra konuşmaya başladık:
Belma: “Hocam, gazeteleri biriktirme merakınız nereden geliyor?”
Seyfi Günaçtı: “Gazeteleri saklama alışkanlığım bana rahmetli babamdan mirastır. Bunun iyi bir miras olduğunu söyleyebilirim. Kasabamız Beşikdüzü’nün (o zamanlar Beşikdüzü ilçe değildi) haftası, Pazartesi ve Perşembe günleridir. Babam kasabaya gittiğinde mutlaka cebinde bir gazete ile dönerdi. Ben de hayvan otlatırken o gazeteleri küçük ilanlarına kadar okurdum.
Babam bazı gazeteleri saklardı. Bunlar, kendine göre önemli bir haber ya da yazı bulunan gazetelerdi. Ben de onu örnek alarak önemli gördüğüm gazeteleri saklamaya başladım.”
Belma: “Hocam, 1957’den sonra gazete saklamaya bir süre ara mı verdiniz? Çünkü 1972 yılına kadar arşivinizde başka gazeteye rastlamadık.”
Seyfi Günaçtı: “Ben ara vermedim. 1996’da taşındığımız ev yeterli genişlikte değildi. Bu yüzden gazete balyalarını binanın çatısına koymuştum. Oradan taşınırken gördüm ki, iki gazete balyasının üzerine çatıdan yağmur suyu akmış, gazeteler tahrip olmuştu. Biz de onları çöpe atmıştık. Keşke üste gelen gazeteleri atıp gerisini saklasaymışım. İşte o atılan gazeteler, 1957 ile 1972 yılları arasına denk gelen gazetelerdir.”
Eski gazeteler tahrip olmuş ama Hocamız o tarihlere ait gazete kupürlerini saklamayı başarmış. İşte Hayat mecmuasının 15 Eylül 1961 tarihli eki ve Mayıs 1967 tarihli Milliyet gazetesinin kupürü. (Devamı sonraki sayıda)      
Haber: Belma AYKÜL YILDIZ