Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

DOÇ.DR.SALİH KESGİN TERME'DE

DOÇ.DR.SALİH KESGİN TERME

Doç. Dr. Salih Kesgin Terme Kütüphanesinde konferans verdi.

    Doç. Dr. Salih Kesgin Terme Kütüphanesinde konferans verdi.
    Kesgin konferansta, Bizler Türk Milleti olarak sahip olduğumuz medeniyet Kitap Medeniyetidir. Çünkü kitap ilimdir, irfandır, hikmettir; güçtür, var olmaktır, meydan okumaktır.” diyerek tarih boyunca sahibi olduğumuz medeniyet, kitap yani bilgi üzerine bina edilen bir medeniyettir. Bilgiyle, sanatla, estetik ve ruhla ilmek ilmek işlenen medeniyet motif ve desenlerimiz daima kitabi şuurun esintilerinden beslenmiştir. Ne güzel bir nimet, ne zengin bir servet ve ne muhteşem bir izdir bu.
    İşte bu yüzden bizler, bugünün medeniyetimizi ihya ve inşa eden nesilleri olarak işe kitaptan başlamalıyız. Çünkü kitap, medeniyetimizin lif lif öreceğimiz bağlarını sağlamlaştıracak olan mana, ifade, ilke ve değer ölçüsüdür.
    Bir bütün halinde bizleri biz yapan kitabi medeniyet ölçümüz son birkaç yüzyıldır yara almıştır. Çünkü medeniyetimizin galip olması kitaba yakınlaşmamız ve uzaklaşmamızla yakından alakalıdır. İlim, irfan ve hikmete yakınlaştıkça medeniyetimiz adeta can bulmuş, bütün şubeleriyle estetik hal almıştır. Ama ne zaman ki ilimden, bilgiden, teknikten, hikmet ve marifetten uzaklaştık veya bunları anlayamaz olduk işte o zaman medeniyetimiz batıya mağlup oldu. Taklitçilik, yobazlık, şarlatanlık, tarzanlık, ezbercilik, geri kalmışlık, batıya hayranlık. Gibi nedenler bizleri kuşatır oldu. Nefeslerimizi kesip, seslerimizi kısar oldu.
    Hâlbuki bizler azme, gayrete, çalışmaya ve mücadele etmeye iman etmiş bir inancın ve idealin varisleriyiz. Bizler “oku” emriyle başlayan bir dünya görüşüne iman eden nesilleriz. Fakat gel gör ki teorikte sapasağlamız ama eyleme geçince bocalamaya başlıyoruz. Neden?
    Çünkü bizler bir bakıma da Necip Fazıl üstadın deyimiyle: “Güneşi ceketinin astarı içerisinde kaybetmiş marka Müslümanları” nın günahını çekiyoruz. “Kim var denilince” dibe köşeye saklanan ve bana ne diyen pısırıkların vebalini ödüyoruz. Batının jelatinli sözlerine kanan rakam ve makam şaşkınlarının gafletleri yüzünden bedel ödüyoruz. Bizi yenemeyen dış mihrakların içerimizden kendilerine uşaklık olarak parselledikleri kullanılmaya müsait fikir kabadayılığı yapanların tahrifatlarını onarmayla uğraşıyoruz. Ve daha neler neler…
    İnsan düşündükçe çıldırası geliyor. Zarifoğlu şair ne güzel demiş: “Zirvesine göz koyduğum dağlara bak. Bir de ayağımın takıldığı çitlere bak.” Ne acı bir serzeniş.
    Oku ile başlayan medeniyetimizi desen desen işleyecek olan kelâm ve kalem ordusunun neferleri olan bu milletin evlatları, böyle bir duruma muhatap kalan sisli, kirli, paslı ve isli odaklardan kurtulması gerekmektedir.
    Bu vatan evlatları akli, kalbi, fikri ve bedeni ağlardan kurtulduğu vakit işte o zaman kitabi olan medeniyetimizin ihyası ve inşası yeniden can bulacaktır. Her alanda adeta estetik ruh ve şuurla imanımızdan beslenen mananın maddede şekillere büründüğünü görüyor olacağız.
    Kitap medeniyetinde şehirler, şiir fısıldayan füsundur. Sanat, estetik hal alan ifadedir. Edebiyat, asırlara meydan okuyan ve soluğu yüzyıllara uzanan nefestir. Musiki, gönlü aşkla meşk ettiren bir dalgadır. Düşünce, felsefenin metafiziğinde olgunlaşan hikmettir…
    Netice itibariyle bizler geçmişle övündüğümüz kadar bugün de geleceğe bir şeyler bırakmak zorundayız. Mecburuz buna. Çünkü bu, geçmişe vefa geleceğe emanettir. Bize emanet ettirilen davaya ihanet edemeyeceğimiz gibi geleceğimizi de yok etme gafletine düşemeyiz.
    Bizler günümüzü ihya etmekle vazifeliyiz. Medeniyetimizi oluşturan örf, adet, anane, gelenek ve göreneklerimizle; fikir, sanat, edebiyat ve düşünce dünyamızla da el emeği göz nuru olacak şekilde bu işin üstesinden gelebilmeliyiz.
    Bizi biz yapan kitap medeniyetimiz bizleri, âlemşümul değerlerle bütün insanlığı kucaklar derecede eğitip donattığı için; mazlum, mağdur ve muhtaç olanlarca daima “beklenen” olarak zihinlere nakşeylemiştir. Olmaya da devam edeceğiz. Yeter ki bizler kitabi olalım. Oku emrini kavrayabilelim. İlim, irfan, hikmet ve teknik yönden medeniyetimizi ilmek ilmek işlemesini bilelim.
     Unutulmamalıdır ki kitap medeniyetinde dünü, tarih şuuru çerçevesinde çok iyi okuyabilen; bugünü, ilim ve hikmetle ihya eden ve yarınları da cihanşümul değerler etrafında temellendirerek inşa eden dava erleri, gelecek nesiller tarafından medeniyetimizin kurucuları olarak hayırla yâd edilecek olanlardır.’ dedi.
Hbr: Murat KILIÇ