Bugün, 29 Nisan 2024 Pazartesi

MiLLi MÜCADELE MÜZESi OLMAYI BEKLiYOR

MiLLi MÜCADELE MÜZESi OLMAYI BEKLiYOR

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk´ün, Kurtuluş Savaşı´nın ilk adımını atışının 100. Yılını kutlamaya hazırlanan Samsun´da, Termeli vatandaşlardan anlamlı bir istek geldi.

Kurtuluş Savaşı´na ilk adımın atılışının 100. yılını kutlamaya hazırlanan Samsun´da Termeli vatandaşlardan anlamlı bir istek geldi.
Termeli vatandaşlar yetkililerden, Terme´nin Kocaman Mahallesinde bulunan ve 1921 yıllarına ait olduğu belirtilen, Rum ve Ermeni çetelerinin çatışma yaşadığı İmamının evi olarak da bilinen Terzioğlu Ali´ye ait yapının, Milli Mücadele Müzesi´ne dönüştürülerek halka açılmasını istedi.

?İLÇEMİZDE TURİZM HAMLESİNİ ANCAK BU ADIMLARLA GERÇEKLEŞTİRİRİZ?
Terme´de gerek siyasiler gerekse sivil toplum kuruluşları arasında sıklıkla gündeme getirilen konuların başında turizmin yer aldığını belirten Termeli vatandaşlar ?Madem ki ilçemiz turizmle tanıtılmak isteniyor o halde burada dışarıdan gelen insanların ziyaret edeceği, Terme´yi yabancılara cazip kılacak projeler üretilsin. Doğal güzelliklerimiz insanların ilgisini çekebilecek şekilde değerlendirilsin, tarihi yerlerimizin tanıtımı en iyi şekilde yapılsın. İlçemizde böyle bir müzenin yer alması turizme katkı sağlar. Üstelik müzenin bu alanda kurulması da ayrı bir anlam taşır. Çünkü ziyarete gelen insanlara anlatılabilecek bir hikayesi var.?açıklamasında bulundular.

NEDEN BU BİNA MÜZE OLMALI?
Bu binanın neden müzeye çevrilmesi gerektiği konusunun, Tarihçi Yrd Dr. Nuri Yazıcı´nın ?Terme Tarihi? adlı kitabında yer aldığını aktaran Termeli vatandaşlar ?Buranın hikayesi bilindiğinde neden müze olması gerektiği de daha iyi anlaşılır? diyerek bu taleplerini bir kez daha yinelediler.
Hikayesini bilmeyenler için bu binanın önemini anlatan o yazıyı sizlerle paylaşıyoruz; ?´...Terme´ye en hakim yerler Çangeriş dolayları idi. Buraların ise bilhassa Rum çetelerin yatağı idi. Vurgun, yangın, soygun yaparlar, fidye için adam kaldırırlar sonra buralarda barınırlardı. Bu çete reisleri Kocaman Köyü imamının evinde bir ziyafet bahanesiyle çağrıldılar. O zamanlar (1921) Kocaman, 25-30 hanelik bir köydü. Müslümanlar, ziraatla meşgul idiler. Zanaatkarlar da çoğunlukla Rumlardı. Evler ağaçtan ve üzerleri kamışla örtülü idi. Kocaman baskınının gerçekleştiği evin sahibi imamın gerçek adı Ali Efendidir. Lakabı da Terzioğlu idi. Misafirperver, kapısı her zaman açık bir insandı. Terme kaymakamı da ?Deli´ lakabıyla tanınan Rıfat Beydi. Kendisi yaz mevsiminde Rum köylerine, yaylalara giderdi. Terme, bu mevsimlerde sıtmalık, bunaltıcı olduğundan yayla yapılırdı.
Köyün yaşlılarından ve aynı zamanda söz konusu İmam Terzi Oğlu Ali Ağa´nın evlatlığı olan imamın İdris´in (İdris Eroğlu doğum 1319) belirttiğine göre Serkis adlı bir Ermeni, Rum ve Ermeni Çetelerini imam evindeki toplantıya çağırmaya gönderilmişti. Toplantıyı düzenleyen kaymakam Rıfat Beydi. Ayrıca ormanlardaki ağaçların gövdelerine de toplantının çağrı kağıtları büyük boylarda asılmıştı. Toplantı Ermeni Kara Haçık ve Rum Çeteleri Sarı Yani,
Harigo, Kara Banayıt, Yorigo gelmişlerdi. Çete reisleri her ihtimale karşı adamlarını da getirmişler ve köy çevresine yerleştirmişlerdi.
Türk çetelerinden ise Piç Ahmet, Keskinoğlu Mustan, Kişmiroğlu Seyyid, Kör Temel, İnebeyli köyünden Reşidin Ahmet, Uzunludan Hacı İmamın Halil vardılar. Ünye tarafından İslam adlı bir Türk çetesi daha vardır. Rum ve Ermeni çeteleri atları ve silahlarıyla geldiler. Adamları köyün etrafında bulunuyordu. Türk çete reisleri de gelmişti. Fakat Rumları şüphelendirmemek için kalabalık değillerdi. Kaymakam beraberinde bir çavuş (Tokatlı Hacı Çavuş) ve bir erle geldi. Toplantıdan maksat çete faaliyetlerine son vermek ve Ankara´nın otoritesini kabul ettirmekti. Sohbetin ilerlediği bir anda, kaymakam, çetelerden en etkilisi Sarı Yani´ye dönerek bu kötülüklerden vazgeçilmesini, hükümete itaat edilmesi yolunda sözler söyledi. Fakat Sarı Yani bu sözleri dinlemedi bile. Bu sırada Kara Haçık, hasta olduğu için başka odada yatmakta olan imamın yanına geçmişti. Hacı Çavuş´ta bir kadının görmek istediği bahanesiyle kaymakamı dışarı çağırmıştı. Bundan sonrasını evin oğlu İmamın İdris şöyle anlatıyor;
Ben Kara Haçık ile babamın yanında bulunduğum sırada içerde bir kıyamet koptu. Hacı Çavuş ´´Teslim olun!´´ diye bir nara attı ve silahını ateşledi. Sarı Yani´yi Hacı Çavuş vurdu. Kara Haçık da bir elinde tabanca bir elinde kama, babamı kamalıyordu. Kama isabet ettikçe babam feryat ediyordu. Buruk Hüseyin´i Kara Haçık kamalayarak öldürdü. Kör Temel bulunduğumuz odanın kapısını siperleyerek Kara Haçık´ı vurdu. Bu vuruşmada Serkis de vurulmuştu. Banayıt ve Harigo ise yatakları siper etmişler, ateşe devam ediyorlardı. Onların bulunduğu oda aralığını Piç Ahmet´e gösterdim. O da onları vurdu. Bu çatışmada Yorigo kaçmıştı. Vurulan çetelerin silah ve kayışları alındıktan sonra onların cesetleri Piç Ahmet´in temin ettiği öküz arabalarıyla Terme´ye götürüldü. Cesetler Terme´de halka teşhir edildi. Çetelerin yok edildiği, asayişin geri geldiği ilan edildi. Cesetler daha sonra at çalkağına gömüldüler. (At çalkağı şehrin dışında, ırmak kenarına denirdi. Şehre gelen atlılar atlarını yıkayıp temizlerdi. Şimdiki Terme İlköğretimin bulunduğu alandır.) O gece Termeden bir miktar asker köye gelerek, Rum ve Ermenilerin zarar vermesini önledi. Fakat daha sonraları yeni oluşan küçük gruplar köye zarar vermeye başladılar. Köyü basarak imamın evini yaktılar, mallarını gaspettiler. İmam çok sıkıntılara maruz kaldı ve köyü terk ederek Terme´ye yerleşti. Köye bu baskını yapanlar Kara Haçık´ın yeğenleri Dertad ve Sevrican isimli çetelerdi.?