Okulun konferans salonunda yapılan etkinlikte Öğretim Görevlisi Ebru Didem Özak ve Öğretim Görevlisi Hakan Topaloğlu sunumları ile öğrencilere, 8 Mart´ın önemini anlattı.
8 Mart´ın 1857 yılında Amerika Birleşik Devletleri´nin New York kentinde 40000 dokuma işçisinin, daha iyi çalışma koşulları, emeklerinin karşılığında hak ettikleri ücret ve daha iyi bir yaşam istemiyle greve başlamaları ve bu grev nedeniyle 129 kadın işçinin yanarak öldüğü günün yıldönümü olması nedeniyle kutlanan bir gün olduğu vurgulandı.
Özak ce Topaloğlu Dünya kadınlar günü ile ilgili açıklamalarını şu şekilde sürdürdüler:
?İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal haklarının kazanılması için dayanışma günü olarak kutlanması için Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg tarafından verilen önergenin kabul edilmesiyle Dünya kadınlarının gündemine girdiği bir gündür.
Kadınların 1900´lü yıllarda neredeyse hiçbir ülkede seçme ve seçilme hakkı yoktu. Bu sebeple, pek çok ülkede eş zamanlı kutlanacak bu gün ile temel olarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı kazanma amaçlanıyordu. Seçme ve seçilme hakkı 1970´li yıllarda çoğu gelişmiş ülke tarafından kabul edildi. Türkiye´de ise kadınlar bugün gelişmiş olarak bilinen ülkelerden çok önce 1932 yılından itibaren seçme ve seçilme hakkına sahip olmuşlardır.
Kadınların mücadeleleri sonucunda 1975´te Birleşmiş Milletler Dünya Kadınlar Günü´nü kabul etti ve her yıl tüm ülkelerde 8 Mart´ta kutlanmaya başlandı.
Bugün gelinen noktada kadınlar, toplumsal yaşamın bir parçası olarak erkeklerle aynı haklara sahip olmanın mücadelesini vermektedirler.
Bugün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre;
* Kadınların işgücüne katılım oranı %32.5
* Üst ve orta düzey şirket yöneticisi kadın oranı %16.7
* Kadın öğretim elemanları oranı %44.
* Kadın milletvekili oranı %17.48 (dünya ortalaması %24.1)
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile, Türkiye´de kadına şiddet ve eşitsizliğin boyutları araştırmasına baktığımızda, iç karartan bir tablo ile karşılaşıyoruz.
440 kadının cinayete kurban gittiği 2018´in ardından, 2019 yılında da kadına şiddet konusunda bir yol kat edilebilmiş değil. Yalnızca 2019´un Ocak ayında, 43 kadın cinayete kurban gitti.
2018 raporuna göre Avrupa´da çocuk yaşta evliliklerin en çok görüldüğü ülke Türkiye...
Kadının işgücüne katılımında Türkiye halen OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer alıyor.
Kadınların en büyük sorunu şiddet... İkinci sırada işsizlik, üçüncü sırada ise eğitimsizlik yer alıyor.
Sonuç olarak kadınlar birlikte dayanışma ve mücadele ederek kendilerine karşı yapılan haksızlıklara ve şiddete karşı başarı elde edebilirler.
?Kadınların her alanda söz sahibi olması ve güçlenmeleri için kadınların haklarını koruyarak, siyasal, sosyal ve ekonomik alanda kadın temsiliyetini arttırmak demokrasinin gelişiminde önemli bir odak noktasıdır?
