Bugün, 30 Nisan 2024 Salı

YAZAR BAHA RAHMİ ÖZEN TERME MESLEKİ ANADOLU TEKNİK LİSESİNDEYDİ

YAZAR BAHA RAHMİ ÖZEN  TERME MESLEKİ ANADOLU TEKNİK LİSESİNDEYDİ

Çanakkale Savaşlarının 108. Yılında Termeli Yazar Baha Rahmi Özen, Terme Mesleki Teknik Anadolu Lisesinde konuştu.

 Çanakkale Savaşı, 1915-1916 yılları arasında yapılan Gelibolu Yarımadasında Osmanlı Devleti ile Batılı İtilaf Devletleri arasında deniz ve kara muharebeleridir.
Batılı ülkelerin bütün kuvvetlerini birleştirerek oluşturduğu İtilafa karşı Osmanlı Devletinin tek başına savunmada olduğu bir savaştı bu savaş. 
İtilaf Devletleri, bütün güçlerini birleştirip Çanakkale Boğazı'nı ve İstanbul'u ele geçirmeyi amaçlamışlardı. Çanakkale Boğazı'nın İtilaf Devletlerine geçmesi ile Rusya'ya her türlü desteği kolaylıkla sağlayabileceklerdi. İtilaf Devletleri, ilk olarak 1915 yılı Şubat ayında Çanakkale Boğazı'na saldırılara başlamışlar 18 Mart 1915 tarihinde en güçlü saldırıyı yapmışlardı. Saldırılara karşı Osmanlı Ordusunun savaş stratejisi olarak Boğaz'a döşediği mayınlarla düşman donanmasında ağır kayıplar olmuştu. Nusret Mayın Gemisinin batırılmasıyla İtilaf Devletleri birlikleri bozguna uğramış ve deniz saldırısından vazgeçmek zorunda kalmışlardı. 25 Nisan 1915 tarihinde kara çıkartmasıyla saldırıya devam etmişler, ancak yediden yetmişe dişini tırnağına takan Türk Milletinin büyük mücadelesi sonucu onca güçlerine ve güç birliğine rağmen çok büyük kayıplar vermişler, dünya çapında mağlubiyet yaşamışlardı. 
Üç kez kara çıkartması yapan İtilaf Devletleri, Aralık 1916'da Gelibolu Yarım adasından çekilmek zorunda kalmıştı. Batılı canavarlar karşısında Türk Milletinin tek başına kazandığı bu savaş, Türk Tarihinde Destan olarak nitelendirilmektedir. 
Yazar Baha Rahmi Özen, Terme Mesleki Teknik Anadolu Lisesinde Çanakkale Zaferi sırasında Türk Askerleriyle Batılı Askerler arasında gelişen dramatik olay ve öyküleri anlattı. 
Yozgatlı Döne Bacı ile Çanakkale Savaşları sırasında kollarını ve bacaklarını kaybeden Teğmen oğlu Celadet'in öyküsünü, Doktor Yüzbaşı Salih ile oğlu Ahmet Nasuh arasındaki öyküyü, Fransız Amiral Guepratte ile Yüzbaşı rütbesiyle uçak kullanan Pilot Guepratta arasındaki öyküyü, savaş esnasında kolunu kaybeden bir Türk askerinin sallanan kolunu savaşmaya engel oluyor diye kendi elleriyle kesip yine savaş alanına koşmasını, Asker Sucu Hüseyin'in matarasındaki bir damla suyun deryaya dönüşünü, Küçük Osman ile annesinin ve dedesinin arasındaki diyalogları, Türk askerlerinin; Batılı düşman askerlerinin yaralarını sırtlarındaki gömlekleri yırtarak sarmasına rağmen Batılı canavarların esir Türk askerlerini çitlerde diri diri yakmalarını anlatırken dinleyici öğrenciler arasında dramatik anlar yaşandı.
Özen, sunumunun sonunda Öğretmenlere seslenerek; 'Tam; 255 bin şehit, 255 bin hikâye… 72 bin yaralı, 72 bin roman yazılmalı. 90 bin hasta, 205 bin kayıp. Her birinin okunacak öyküsü olmalı… Bir değil, iki değil, üç değil tam 255 bin destan yazılmalı…' dedikten sonra öğrencilere hitaben; 'Sevgili Öğrenciler! Batılılar, hâlâ ülkemize karşı iştahla zayıf anlarımızı beklemektedir. En zayıf tarafımızda bize yeniden saldırmayı hedeflemektedir.  Sizler, günümüzün Ahmet Nasuhları, Seyit Onbaşılarısınız!' diye söyleşisini bitirdi. Dedelerimizin mirası bu kıymetli vatanımız tehlikeye düştüğünde sizden büyük fedakarlıklar beklemekte olduğunu bileceksiniz.' Diye sözlerini bitirererk Türkiye'de kırk bin noktada oynanan “ÇANAKKALE DİYE DİYE” adlı eserini imzaladı.