Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


BÜYÜK CAMİİDE SABAH NAMAZI

BÜYÜK CAMİİDE SABAH NAMAZI


Bir dostum ``seni Allah rızası için Büyük Camiide sabah namazına davet ediyorum`` dedi. Gelirsen beni de Allah`ı da memnun etmiş olursun diye de ilave etti. Biran nefis muhasebesi yaptım. Kendimi gözden geçirdim. Belki sözümde duramam endişesiyle inşallah diyebildim. Cuma sabahıydı. Ne hikmetse erkenden uyandım. Güneşin doğmasına daha iki saat vardı. Gerekli hazırlıkları yaptım. Mesafe iki km kadar vardı. Yürüme gitmek bir hayli zaman alabilirdi. Arabamla gitmeye karar verdim. Yola çıktım. Hava yağmurlu ve oldukça soğuktu. Daha güneşin doğmasına bir saat vardı. Camiiye yaklaştığımda arabayı park edecek yer bulamadım. Araya araya zar zor yer bulabildim. Hızlı adımlarla camiiye yöneldim. Güneşim doğmasına bir hayli zaman olmasına rağmen camii hemen hemen dolmuştu. Üst katta arka safta güç bela yer bulabildim. Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, davudi sesiyle Kuran-ı Kerim okuyordu. Bütün cemaat, huşu içerisinde okunan Kuran-ı Kerimi dinliyordu. Her yaştan cemaat vardı. Bilhassa gençler dikkatimi çekti. Namaza geçildi. Namazı Müftü Efendi kıldırdı. Namaz sonrası yine Müftü Efendi, ekserisi Türkçe olan ve herkesi içine alan şümullü bir dua yaptı. Vatanımızın, milletimizin bölünmez bütünlüğüne vurgu yaptı. Dertlilerimize devalar, hastalarımıza şifalar, borçlularımıza edalar diledi. Ticaret yapanlara bol ve halal kazançlar temennisinde bulundu. Cemaat, hep bir ağızdan, yüksek sesle amin dedi. Yine Müftü Efendi namaz eda edildikten sonra irticalen vaaz etti. Hazreti Musa ve Hazreti İbrahim kıssalarından bahsetti. Günümüzle bağlantı kurdu. Her devirde put da vardır, Firavun da vardır. Dünya var oldukça hak-batıl mücadelesi devam edecektir. Herkes çağdaş Firavunlar`a karşı uyanık olmak zorundadır diye de uyarıda bulunmayı ihmal etmedi. Suriye?deki zulümden kaçarak yurdumuza iltica edenler için yardım talebinde bulundu. Onlar muhacir, bizler ensar. Ensar olduğumuzu gösterelim dedi. Rahatlarını terk ederek sabahın bu vaktinde camiiye gelen cemaate özellikle teşekkür etti. Namaz bittikten sonra etraf iyice aydınlanmıştı. Camiden çıkan herkes gözlemlediğim kadarıyla mutlu ve huzurlu idi. Herkesin yüzünde tebessüm vardı. Samsun` yeni olmama rağmen bir hayli tanıdığa rastladım. Herkes birbirine Allah kabul etsin, Allah İŞLERİNİ RAST GETİRSİN, Allah ne muradın varsa versin? temennilerinde bulunuyordu. Caminin etrafı çok sayıda çat ocaklarıyla dolu. Namaz çıkısı insanlar bu çay ocaklarına oturuyorlar. Çaylarını yudumluyorlar, bir şeyler atıştırıyorlar, bir yandan da muhabbet ediyorlar. Daha sonra herkes birbirine dua ederek işlerinin yolunu tutuyor. Mihmandarımla birlikte arabaya yöneldim. Kapıyı açarken yanıma birisi yaklaştı. Ne zamandan beri buradasın dedi. Namaza gelmiştim, o zamandan beri buradayım karşılığını verdi. O zaman dört lira park parası vereceksin dedi. Özel park alanıymış. Adam parayı almakta kararlıydı. Bu güzel Cuma sabahında huzurumu ve moralimi bozmamak içi istediği park ücretini çıkarıp verdim. Anladım ki bu alanda büyük bir park sorunu var. Arabayla gelirseniz namaz kılmanın belli bir maliyeti de var. Bu manevi havadan büyük haz aldım. Çok huzurlu ve mutlu oldum. Aynı huzuru ve hazzı daha önceleri Eyüp Sultan`da, Mekke`de ve Medine`de de yaşamıştım. Aynı durumu ilçemizde Pazar Camii için de hayal ettim. Yeni gelen Muhterem MÜFTÜMÜZ, vaazlarında halkımızı teşvik etse , sabah namazlarında Pazar Camii tıklım tıklım dolsa, insanlarımız kaynaşsa ve halleşşe, aynı manevi hava ilçemizde de yaşansa iyi olmaz mı. Unutmayalım ki hayra vesile olan o hayrı işlemiş gibidir. Ben bunun gerçekleşeceğine can u gönülden inanıyorum. Her şey gönlünüzce olsun.