Dünyada Hz. Ali´yi, Hz. Hasan ve Hüseyin´i, Hz Fatıma´yı sevmeyen bir tek hakiki Müslüman var mıdır? "Aşkın şehidi" Hz. Hüseyin´i Kerbela´da susuz bırakıp hunharca, vahşice oklarla katleden Yezid´e lanet etmeyen, Hz. Hüseyin´e yüreği yanmayan tek bir Sünni Müslüman var mıdır? Bu elim ve vahşi olaydan sonra çocuğuna ?Yezid? ismini veren tek bir Sünni Müslüman olmuş mudur? O zaman hangi haklı gerekçeyle Sünnilere Yezid denir?
Bütün camilerde Allah, Hz. Muhammed, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman isimlerinin yanında Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimlerinin de hat yazılı levhalarda asılı olduğunu ?Alevi´yim? diyenlerin çoğu bilmez. Nasıl olur da birçok Alevi(!), ?Cami, Sünnilerin mabedidir, bizimkisi cemevidir.? deme gafletinde bulunur? Hakiki Alevilik, bir yeni din midir ki Aleviliğin farklı mabedi olsun? Sünni tarikatların nasıl ki özel zikir ve sohbetleri için özel dergâhları, tekke ve zaviyeleri varsa Alevilerin de bu anlamda cemevleri olabilir ancak. Yani, cemevi, bütün Müslümanların ortak mabedi olan camiye alternatif olamaz asla. Birileri camiyi reddedip ?Cemevi bizim mabedimiz.? diyorsa, onlar bizi de bağlamaz, hakiki Alevileri de. Onlara hangi dinden olduklarını sormak gerekir o zaman. ?İslamsız, Alisiz Alevilik? olmaz. Birileri oluyor diyorsa, onlar Müslüman da değildir. Bunları, hakiki Alevi kardeşlerimiz de reddetmektedir zaten.
Hz. Ali, Peygamber Efendimizin ehl-i beytinden olup damadıdır. O, Peygamber Efendimiz (sav) tarafından hayattayken cennetle müjdelenmiş (aşerei mübeşşere) mübarek sahabelerdendir. Dört büyük halifeden biri olan Hz. Ali, hem ?ilmin kapısı? hem de ?Allah´ın kılıcı? anlamında ?seyfullah?tır. Peki, Hz. Ebu Bekir, Hz. Muhammed (S.A.V)´in kayınpederi değil miydi? Hz. Osman, peygamberimizin iki kızının da eşi olması itibarıyla damadı değil mi? Onlar da cennetle müjdelenmiş yıldız sahabelerden değil midir? Hazreti Ali´nin yolundan gittiklerini iddia edenlerin çoğu; Hz. Ali´nin çok sevdiği dostlarını, büyük sahabeleri, Peygamberimizin aşk derecesinde sevdiği eşi Hz. Ayşe´yi nasıl sevmez?
Alevilerin çok sevdikleri, kendilerine referans aldıklarını ifade ettikleri Hacı Bektaşı Veli Hazretleri, Sünnilerin de çok büyük muhabbet duyduğu evliyalardan değil mi? Hacı Bektaşı Veli, hem "hacı" hem de "veli" değil miydi? Onun ?Makalat? isimli meşhur eserinde ?dört kapı? diye bahsettiği şeyler, ?şeriat, hakikat, marifet ve hakikat? gibi çok önemli temel dinî kavramlar değil midir? Hacı Bektaşı Veli Hazretleri bu muhteşem eserinde her kapının 10 makamından (toplamda 40 makamdan) bahsetmekte. Hacı Bektaş Veli´nin Makalat´ta ?şeriat kapısı?nın üçüncü makamında, ?zekât, oruç, hac, namaz, gaza ve temizlik?ten söz ettiğini bazı samimi kardeşlerimiz bilselerdi ?namaz, hac? gibi temel ibadetlerden uzak dururlar mıydı hiç?
Kur´an-ı Kerim de, Hz. Muhammed de, Ramazan da Muharrem de, Aşure de, kıble de, camii de hepimizin kutsalı değil mi? Hz. Ali, Hz. Hüseyin, Hz. Hasan, Yunus Emre, Hacı Bektaşı Veli, Fuzuli, Âşık Veysel, Pir Sultan Abdal, Mehmet Akif, Neşet Ertaş; bayrak, İstiklal Marşı ve vatan hepimizin ortak değerleri değil mi?
?Alevi" demek, ?Hz. Ali´yi seven, ehl-i beytin yolundan giden? demek ise, nasıl olur da cahil Sünniler, hakiki Alevilere Müslüman kardeş gözüyle bakmaz; onları ne anlama geldiğini bilmeden "kızılbaş" diye yaftalar? Hakiki Sünnilik de Peygamber Efendimizin sünnetine, yoluna bağlı olmak ise Sünniler nasıl olur da cahil Aleviler tarafından Yezidlikle suçlanır? Sünnilik, Alevilik kan bağıyla alakalı bir şey değildir ki. Nedir bu ayrılık, gayrılık? Nedir bu karşılıklı cehalet?
Mevlevilik ve Bektaşilik içine sızmış gizli Yahudilere, misyonerlere, masonlara dikkat etmek gerekmez mi? Tarihte yaşanan siyasi ve mezhep kavgalarını bir tarafa bırakalım artık. Sıffın´den, Cemel´den ders alalım.
Âşık Veysel´imiz ne diyor? ?Yezit nedir, ne kızılbaş?/ Değil miyiz hep bir kardaş/ Bizi yakar bizim ataş/ Söndürmektir tek çaresi.?
