Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Ahmet SEZGİN


ERZURUM SEYAHATİMDEN NOTLAR(3)


700 yıllık ?Yakutiye Medresesi?, İlhanlı Hükümdarı Sultan Olcayto zamanında Cemaleddin Hoca Yakut Gazani tarafından 14. yüzyılda yaptırılmış. Anadolu´daki medreselerin en büyüklerinden olan Yakutiye Medresesi, şu anda ?Türk-İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi? olarak kullanılmakta. Yakutiye Medresesinde hocalarının önünde diz çöküp rahlelerindeki Kur´ân-ı Kerim´i okuyan talebeleri sembolik olarak canlandıran, sahici duran insan maketleri, beni tam manasıyla zaman tünelinde yolculuk ettirdi. Onlarla kitap okuyup ilim tahsil ettim, onların dualarına ellerimi açıp ?âmin? dedim.

Erzurum´un sembolü haline gelen, 6 asırlık bir Selçuklu eseri olan ?Çifte Minareli Medrese?de muhteşem iki minare, bitkisel ögelerle süslü ihtişamlı taç kapısı dikkatimizi çekti. IV. Murad zamanında ?tophane? ve ?kışla? olarak da kullanılmış olan bu şaheser, günümüzde müze ve resim sergisi mekanı olarak kullanılmakta. Hatuniye Medresesi? de denilen bu tarihî mekanda öğrenci ve öğretmen odalarını gezerken bir öğretmen olduğum halde kendimi yüzyıllar öncesinde büyük âlimlerin rahlei tedrisatında talebe hissettim bir an. Eğitim yapılan odaların kapılarının alçak alması, çok ilgimizi çekti.Öğrencilerin sınıf kapılarından eğilir vaziyette içeriye girmeleri, onlara ve ilme gösterdikleri derin saygının alametiymiş diye yorumladık bunu.

?Zaman yitik sanki hiç yaşanmamış/ Bu mekân ne ilk ne son durak/ Karşıda çifte minare bak/Taşı işleyen nakkaş hem Selçuklu hem Dadaş/ Burda mevsim ikimizde biri? (Arif Ay)

Kanuni Sultan Süleyman´ın sadrazamı ve damadı Rüstem Paşa tarafından inşa edilen ?Taşhan (Rüstempaşa) Bedesteni?nde genellikle Oltu taşından yapılmış binbir çeşit süs ve zinet eşyaları satılmakta.

Muhammed yeğenimle ?Erzurum Kongre ve Millî Mücadele Müzesi Binası?nı gezip görevlilerden bilgi alarak, kongre sıralarında oturarak Milli Mücadele´ye tarihte yolculuk eyledik. 23 Temmuz 1919´da millî hakimiyetin temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi´nin gerçekleştirildiği binada, uzun yıllar değişik okullar eğitim yapmış. Günümüzde ise, ?Atatürk Resim Heykel Müzesi ve Galerisi Müdürlüğü? olarak hizmet vermekteymiş bu bina.


6 binden fazla eserin bulunduğu ?Erzurum Yazma Eser Kütüphenesi?nde 1000´den fazla yazma eserin bulunması beni çok şaşırttı ve sevindirdi. Osmanlı döneminde halkın faydalandığı ?Ananim İlmihal?in bastırılıp burada bulunmasına hayret ettim.Bu kütüphanede Zemahşeri´nin meşhur tefsirinden Fatih Sultan Mehmet´in, Kanuni Sultan Süleyman´ın, Sultan III. Murad´ın Divan´ına, Kaşgarlı Mahmut´un Divanu Lugati´t-Türk´üne kadar çok kıymetli kadim eserlerin bulunması, ilim ve üniversite şehri Erzurum için büyük bir kazançtır.


Bir çayevinin gölgeler altındaki güzel bahçesinde oturup hiç alışamadığım demsiz çayını içerken yeğenim Muhammed´in:?Amca, bu çayevinde kütüphane bile var.? demesi çok hoşuma gitti.Kalkıp içeri girdik. Kütüphaneyi merakla inceledim, mutlu oldum.Sahibini tebrik ettim. Bir çayevinde kütüphanenin olması, eskisi gibi kahvehane ve çayevlerinin kıraathane (okumaevi) olabilmesine de örnek ve güzel bir uygulama.


(Devam edecek.)