Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


FİNLANDİYA MODELİ


24 Kasım öğretmenler Günü münasebetiyle okulda bir proğram yapmaya karar verdik.

Bunun için gerekli hazırlıklara başladım. Alışılmışın dışında farklı bir şey olsun istiyordum.

Öğretmenin en büyük eseri yetiştirdiği öğrencisidir. Öğrencinin başarısı aslında öğretmenin başarısıdır. ´´Bana öğrencilerini göster, sana nasıl bir öğretmen olduğunu söyleyeyim ´´dense yanlış olmaz.

Programda istedim ki kabiliyetli öğrenciler sahnede hünerlerini sergilesinler, öğretmenler de eserlerini görme bahtiyarlığına ersin.

Bu gaye ile bir öğrenciye de ´´öğretmenin önemini ortaya koyan ´´ bir klip hazırlamasını söyledim.

Sağ olsunlar, görev verdiğim bütün öğrencilerim denileni yapmışlardı. Asıl programı icra etmeden sınıf içi bir prova yapalım dedik. Öğrencimin hazırladığı klibi baştan sona izledik.

Klibin içeriğinde TTK´nın hazırladığı tarihi bir video, mizahi bir bölüm ve Finlandiya eğitim sistemini anlatan bir kısım vardı.

Dünyaya ve bize model olarak sunulan Finlandiya eğitim sisteminde, görüntülerden anladığına, göre pek klasik okul kavramı yoktu. Ders ve ders saati uygulaması da yoktu. Dersler öğlene kadar, o da 2-3 saat, oyun, eğlence, gezi ve yeme içmeden ibaret. Görüntülerde herkesin yüzü gülüyor. Bütün okullar çiçeklerle donatılmış, öğrenci gülüyor, öğretmen gülüyor, veliler gülüyor mu pek anlayamadım.

Böyle bir model, görüntüleri izleyen sınıfın çok hoşuna gitti. ´´ Hey gidi hey şimdi Finlandiya´da öğrenci olmak varmış´´ diye gıpta edenler oldu.

Provanın sonunda görüşlerimi beyan ettim. Videoda Finlandiya´da eğitim modeli ile ilgili kısımların uzun olacağı gerekçesiyle çıkarılmasını istedim.

İtiraz gelmedi, zil çaldı ve konu kapandı.

Ertesi gün tekrar program üzerinde konuşurken klibi hazırlayan Mehmet Zahit Keskin adlı öğrenim; ?Hocam, bir maruzatım var. Hazırladığım klipten Finlandiya ile ilgili bölümü niye çıkardınız. Pek anlayamadım. Oysa ne güzel bir model. Belki biz de bunu uygulaya bilirdik? diye fikrini söyledi.

Evet, ortada bir emek vardı. Emeğe saygı duyuyorum.

Soruyu soran öğrencime, ve bütün sınıfa şunu söyledim.

?Bana Finlandiya eğitim modeli bir aldatmaca gibi geliyor. Zehrin altınkasede sunulması gibi bir şey. Görüntüler aldatıcı olabilir. Sadece oyun, eğlence, yeme-içmeden ibaret bir eğitim modelinin neticesinin iyi olması mümkün değil. Ben neticeye bakarım. Bu eğitim modeliyle Finlandiya dünyada söz sahibi ülke haline mi
gelmiş. Finlandiya dünya sıralamasında nal topluyor. Varlığıyla yokluğu belli değil. Dünyaca ünlü bir telefon markaları vardı. Nokia. Bir zamanlar Nokia´ya sahip olmak imtiyaz sayılıyordu. Onu bile koruyamadılar. Markaları iflas etti. Zirveye çıkmak zordur. Ondan daha zoru zirvede kalabilmektir. Finlandiyalılar Nokia ile zirveye
çıkmışlardır ama orada kalamamışlardır. Bu sistemle öğrenciler bina olur döner döner bir daha olur. Başka bir şey olmaz.

Biz birilerini örnek alacaksak, bizden gelişmiş olması lazım. Geriye bakarak maraton koşulmaz. Biz, bizden ileride olan ülkeleri, mesela, Japonya´yı Almanya´yı, Amerika´yı? örnek alalım. Alalım ki muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmış olalım.´´

Konuşmanın neticesinde pek itiraz eden olmadı. Bilakis hak veren çok oldu.

?Biz böyle düşünmemiştik hocam? dediler.

Düşünmek, fark etmektir.

Modellerin işimize yarayanlarını alalım ve kendimize uyarlayalım.

Milli ve yerli olmayan hiçbir modelin bize faydası olmaz.

Çünkü her ilaç her hastaya iyi gelmez.

Sağlıcakla kalın.