Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Yılmaz İMANLIK


?SAKLI CENNET? MİLİÇ(!)


Önce geçen sene Miliç´le ilgili kaleme aldığım bu yazıyı paylaşmak istiyorum sizinle.

 ?MAHZUN CENNET, MİLİÇ?

Miliç?

Mahzun cennet?

Hiç duymadınız değil mi? Hep saklı cennetten bahsetti insanlar. Saklı Cennet Sinop, saklı cennet Ayvacık, saklı cennet bilmem nere?

Cenneti saklarsanız kime faydası olur. Saklamayın cennetleri! Bölgemizdeki güzelliklerden bırakın kendi insanlarımız faydalansın.

Evet, Allah´ın bize bahşettiği ve yıllardır değerini bilemediğimiz mahzun bir cennet Miliç. Bazen dikenli tellerin ardında gördük onu bazen sarhoşların uğrak yeri, bazen aşıkların, âşuftelerin aşk yuvası?

Ankara´dan Konya´ya doğru yol alırken şöyle bir bakın. Bir parça yeşillik görebiliyor musunuz? Kum fırtınaları, hortumlar, kum çölü? Ülkemizin başka bölgelerinde Miliç´ten daha kötü, daha atıl durumda olan yerleri bile nasıl yaşanabilir duruma getirmişler.

Şöyle ailemizi alıp çoluk çocuğumuzla güzel bir gün geçirmek için Miliç´e doğru gidelim mi? Uzayıp giden otların arasında sadece araba tekeri izleri kadar olan açık alandan aheste aheste ilerleyelim. Hani şöyle tırpan motoruyla gereksiz otlara bir iki sihirli dokunuş yapılsa pırıl pırıl olmaz? Olur, tabi ki. Ah o çöpler! Sağa sola saçılan çöp torbaları... Bunları temizlemek için ille de belediyeden işçi mi lazım! İnsan kendi çöpünü başkasına temizletmeye utanır her şeyden önce. Biz yattığımız yeri, evimizin bahçesini başkasına mı temizletiyoruz? ?Belediye burayı temizletsin!? demek ne kadar ayıp. Herkesin pikniğini yaptıktan sonra çöpünü bir poşete koyup giderken bir çöp kutusuna atması, kendisine ve çevresine saygı göstermesi çok mu zor? Bir tarafımız mı incinir? Ama şunu diyebilirsiniz, ? Çöplerimizi atmak için uygun yerlere şöyle büyük çöp kovaları koymak da bizim görevimiz değil ya!? Haklısınız, uygun yerlere çöplerimizi atacağımız çöp kovaları koymak da belediyenin görevi. Bir de önceki yıllarda temiz su muslukları vardı, onları da göremiyoruz artık. Onlar da mutlaka olmalı.

 Ülkemizin değişik bölgelerindeki mesire alanlarına baktığınızda vatandaşın rahatça piknik yapması için her şeyin düşünüldüğünü görürüz. En yakınımızda Ünye´nin Asarkaya´sına bakalım. İnsanlar dağın tepesine neler yapmışlar. Yani Asarkaya´yı adam etmek, Miliç´i adam etmekten çok çok daha zordur.

Son zamanlarda Miliç´te iş makineleriyle hummalı bir çalışma yapıldığını görüyoruz. İnşallah hayra alamettir bu çalışmalar. İnşallah güzel şeyler yapılır. Mahzun cennetimizin yüzü güler. Ancak, oraya güzel tesisler yapılıp da bizim halkımız oradan faydalanmayıp yabancılar cirit atacaksa bize de uzaktan bir yabancı gibi onları seyretmek düşecekse; biz kendi cennetimizden başkalarından daha pahalıya faydalanacaksak gerçekten sahip çıkmış olur muyuz? Bu sorunun cevabını da zaman gösterecek.

                Bir şeylerden şikâyet etmeden önce kendimize bakalım. Kendimize saygı duyarsak başkalarına ve yaşadığımız yere de saygı duyarız. Ve başkalarından da bize ve çevremize saygı duymasını daha haklı bir gerekçeyle bekleriz.

Biz elimizdeki değerlerin kıymetini bilmez isek başkaları bilir. O zaman başkalarına kızmanın hiçbir faydası olmaz?

Önce kendi cennetimizin değerini biz bilelim?

Galiba bu temenni tuttu

Yarınınız bu günden güzel olsun.? (12.08.2014, Bilgi Gazetesi)

Bu sene görüyoruz ki Miliç Karadeniz´in en güzel piknik alanı ve plajlarından biri haline getirildi. Emek veren herkese teşekkür ediyoruz. Ancak bu konu üzerine iki not düşmek istiyorum:

1-Böyle güzel bir mekân kullanılırken insanımız daha dikkatli olmalı, orayı tahrip edecek davranışlardan kaçınmalıdır. Bu konuda insanımızın zamanla daha çok bilinçleneceğini düşünüyorum.

2-İşletme açısından: Bir hizmeti güzel yapmak kadar insanlara doğru ve kolay ulaştırmak da önemlidir. Hizmete ulaşmak zorsa yapılan hizmet amacına tam olarak ulaşamaz.

                Miliç´e girişteki ücret uygulamasına hiçbir yerde rastlamadım doğrusu. Arabanın içinde 5 kişi varsa kişi başı ücret alınıyor. Ve giriş çok pahalı. Çevremizdeki mesire alanlarına bakın Asarkaya´ya giderken böyle bir uygulamaya rastlamadım ya da Vezirköprü? Geçen sene Konyaaltı plajına girerken bile araba başı 5 tl verdiğimi hatırlıyorum. Yani bir misafirimiz gelse iki araba Miliç´e gitsek 50 tl giriş parası vereceğiz bu durumda. İnsanlar kendilerince tehlikeli bir çözüm yolu bulmuşlar. Arabanın içindekiler iniyor, sadece şoför kalıyor, o da bir kişilik para veriyor. Diğerleri demirlerin üstünden atlıyor. Ya çocuğun birine bir şey olsa! Sorumlu kim olacak?

                Yani çimmek için bir göl kenarı mı bulalım?

İnsanlar Miliç´ten faydalanmasın mı?

İnanıyor ve temenni ediyorum ki yetkililer bu uygulamayı yeniden gözden geçirecek ve insanımızın oraya daha kolay ve ucuz ulaşımını sağlayacaktır.