Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


1000 YILLIK ÖZET: BEŞ ŞEHİR


Ahmet Hamdi Tanpınar Anadolu´nun beş şehrini deneme tadında yazar: Ankara, Erzurum, Konya, Bursa, İstanbul. Bir seyyah havasından çok bir kültür atmosferi oluşturur. Bir yere bakmanın ve yazmanın sırrı adeta tarih, edebiyat ve coğrafya ekseninde olmalıdır.

İlk yayın tarihi 1946 olan eser, beş şehrin geçmişle hesaplaşmasına dayanır adeta. ´´ Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz? Biz neydik, neyiz ve nereye gidiyoruz? ´´ Kitap bu soruların ve muhasabenin şehirler üzerinden konuşulmasıdır.

ANKARA

Yazar, 1927´de Ankara Erkek Lisesi´nde edebiyat öğretmeni olarak çalışmıştır. 1927´de Harbiye İtiyat Zabit Mektebi´nde bir hafta hapis yattığını günlüklerinde yazar. 1931 yılına kadar Ankara´dadır.

´´ Ankara uzun tarihinin şaşırtıcı birikimleriyle doludur. Asırlar içerisinde uğradığı istilalar, üst üste yangınlar ve yağmalar, şehirde pek az eserini bırakmıştır. Acayip bir karışıklık içinde bu tarih daima insanın gözü önündedir.´´

Eski çağlardan Selçuklular´a, Hacı Bayram- ı Veli´ye Milli Mücadele dönemine bakarak bir tablo çizmeye çalışır.

ERZURUM

Yazar, Erzurum´a 1923´te öğretmen olarak gitmiştir. Türk tarihinin Anadolu´ya giriş kapısı olan bu yer bütün tarihi, eserleri ve ve kimliği ile anlatılır. ´´ Erzurum Türk tarihine , Türk coğrafyasına 1945 metreden bakar. Şehrin macerası düşünülürse , bu yükseklik daima göz önünde bulundurulması gereken bir şey olur. Malazgirt Zaferi´nin açtığı gedikten yeni vatana giren atalarımızın fethettikleri büyük, merkezi şehirlerden biridir.´´

Yazar, 1924 yılında Erzurum depreminde şehirdedir. Abdullah Efendinin Rüyaları´ndaki ´´ Erzurumlu Tahsin´´ hikayesi Erzurum depreminin hikayesidir.

´´ Şehrin o günlerdeki manzarası orada anlattığımın aynısıydı. Zaten bu hikayede benim tarafımdan icat edilmiş bir şey yoktur. Hatta Tahsin Efendi ile ilk karşılaşmam da orada olmuştu.´´

KONYA

1925´te edebiyat öğretmeni olarak gelir şehre. Coğrafyanın çoraklığı yazara tesir etse de Konya hep manevi mimarlarıyla anlatılır. ´´ Konya, tam bozkırın çocuğudur. Onun gibi kendini gizleyen esrarlı bir güzell iği vardır.´´ Mevlana´nın hayat hikayesi ve Selçuklu´nun vurduğu mühür , yazıyı şekillendirir.

BURSA

Yazar Bursa´ya birkaç defa gitmiştir. İstanbul´u Yahya Kemal´siz düşünemediğini belirten Ahmet Hamdi Tanpınar, kendisi için de Bursa´nın aynı şeyi ifade ettiğini , ´´ ben ki Bursa´yı o kadar severim, sanatımın ve iç hayatımın bütün bir tarafını bu şehre borçluyum.´´

Bursa sadece yeşillik ve sudan ibaret değildir. Diğer bir seyyah Evliya Çelebi´nin bakışıyla anlatır. ´´ Ruhaniyetli bir şehirdir.´´ Sadrazam Keçeci Fuat Paşa ´´ Osmanlı tarihinin başlangıcı´´ der. ´´ Gümüşlü, Muradiye, Yeşil, Nilüfer Hatun, Geyikli Baba, Emir Sultan, Konuralp? Bunlar bir şehrin semt ve mahalle adları´´ diyerek tarihe iz bırakanları mazinin koridorlarında arar adeta.

Tarih, coğrafya, edebiyat maddi ve manevi havaya bürünerek canlandırılmaktadır.

İSTANBUL

1923´te ayrıldığı, 1932 sonbaharında Ahmet Hamdi, doğduğu şehir İstanbul´dadır. Vefalıdır. O yüzden İstanbul, kitabın yarısını oluşturur. Ruh dünyasını adeta İstanbul mest etmiştir. ´´ Asıl İstanbul, yani surlardan beride olan minareleriyle camilerin şehri , Beyoğlu, Boğaziçi, Üsküdar, Erenköy, Çekmeceler, Bentler, Adalar, bir şehrin içine adeta başka başka coğrafyalar gibi
kendi güzellikleriyle bizde ayrı ayrı duygular uyandıran, hayalimize başka türlü yaşama şekilleri ilham eden peyzajlardır.´´

NETİCEDE?

İstanbul olmazsa bu seyahatler bu kadar tesirli olmazdı. Eksik kalırdı. Çünkü hepisinin de çıkış noktası İstanbul´dur, İstanbul´dandır. Kıyaslamalar, tarihler, insan davranışları, günlük hayat hep İstanbul hatırlanarak, referans alınarak kaleme alınmıştır. Anlaşılıyor ki İstanbul´un maddi manevi havası olmadan gönle bir seyahat ve yazarlık düşmüyor.
Sağlıcakla kalın.