Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Selim EROĞLU


22-23 NUMARA

22-23 NUMARA


Üniversite yıllarımda Termeli çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. Adı Hüseyin Özçelik.

Kendisiyle lise yıllarından tanışıyorduk. Ben Lisede okuyordum, o imam-Hatip Lisesinde okuyordu. İlçede sadece iki lise vardı. Öğrenciler farklı liselere gitseler de birbirlerini tanırlardı. Okul çıkışı ekseriyetle köprübaşında bulunan Termespor Lokali’ne takılırdık. Buranın hatırı sayılır bir kütüphanesi vardı. Bilenler bilardo ve masa tenisi oynardı. Gelenlerin çoğu Termespor’la alakalı kişilerdi. Ya yönetici ya oyuncu ya da seyirciydi.

Hüseyin’le orada tanıştık ve samimi olduk. Termespor’da top oynuyordu. Çok kıvrak bir tarzı vardı. Sol açık oynuyordu ve rüzgâr gibi sürati vardı. Aynen Dobi Hasan gibi top oynuyordu. Futbolun yanı sıra bilardoyu ve masa tenisini de iyi biliyordu.

Aynı yıl ikimiz de Fırat Üniversitesini kazanmıştık. Bölümlerimiz farklıydı. Ben Edebiyatı o ise Veterinerliği kazanmıştı. O yıllarda kimin nereyi kazandığını hemen hemen herkes bilirdi. Belki de fazla kazanan olmuyordu.

Yine Termespor Lokâli’nde buluştuk. Ortak bir yönümüz daha olmuştu. En az dört yıl aynı üniversitede beraber okuyacak, Elazığ’da beraber yaşayacaktık. Bu minval üzere uzun uzadıya sohbet ettik. Beraber hareket etmeye karar verdik. Öyle de yaptık.

Bir yıl boyunca Elazığ’a aynı otobüsle yan yana koltuklarda gidip geldik. Tatillerde ben köyde oluyordum, o ise- yanılmıyorsam- ilçe merkezinde kalıyordu. O yüzden bilet alma işini o ayarlıyordu.

Üniversitenin ilk senesi bitmiş, yaz tatiline girmiştik. İkinci sınıfa başlamak üzere hazırlık yapıyorduk. Yaz tatili biterken, benim hayatımda dönüm noktası olan hadise cereyan etti. Eylül’ün altısında babam vefat etti. Babamın ani vefatı beni derinden sarstı. Ne yapacağımı bilemedim.

O zamanlar bugünkü gibi haberleşme imkânı yoktu. Hüseyin’in cenazeden haberi olmamıştı. Cenaze sonrası çarşıya indim. Hüseyin’le buluştuk. Uzun uzadıya hasbihal ettik. Taziyede bulundu.

Beraber gideceğimiz 22-23 numaralı koltuklardan bilet almıştı. Beraber otobüs yazıhanesine gittik. Biletin birini iptal ettirdik. O zamanlar kayıt yenileme işlemleri vardı. Benim adıma yapılması gerekenleri kendisine havale ettim. Ben gitmeyi bir hafta geciktirmiş oldum.

Kendisini otobüs garajından uğurladım. Bir hafta sonra Elazığ’da buluşmak üzere ayrıldık. Hüseyin’in bindiği, benim ise binmeyi iptal ettiğim otobüs Gürün’de uçuruma yuvarlandı, metrelerce sürüklendi. Çok sevdiğim arkadaşım Hüseyin’le birlikte on altı kişi hayatını kaybetti. Hüseyin’le birlikte yanında oturan da rahmetli olmuştu.

Haberi duyar duymaz, yaşadıklarım film şeridi gibi gözümün önünden geçti.

Cenazesi Pazar Cami’nden kaldırıldı. Mahşeri bir kalabalık vardı. Bu sefer kaderde arkadaşımın cenazesine katılmak varmış.

Takdir-i İlahi, elden bir şey gelmiyor. Yaşasaydı ünlü bir veteriner olacaktı. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Hesap ettim, aramızdan ayrılalı tam 38 yıl olmuş.