Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


3 T TEHLİKESİ


Hemşehrimiz Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, yazdığı ünlü eseri ?Gençlerle Başbaşa?da gençlik için başlıca üç büyük düşmandan bahsediyor.

1.Tembellik

2.Kötü arkadaş

3.Kötü örnekler

Yazarımız bunların gençlik için neden en önemli düşman olduğunu izah etmiş. Tembellikten kurtulamayan bir gencin zekâsı hiçbir işe yaramaz hatta onun felaketi olur.

Çok zeki olup da kötü arkadaş yüzünden hayatı kayanlarımız çoktur. Kötü arkadaş demek felaket demektir. En büyük felaket, iyi arkadaşla kötü arkadaşı ayırt edememektir. Öyle bir devirde yaşıyoruz ki kim kötü, kim iyi belli değil. Tenekeyi altın diye yutturuyorlar. Düşman, zehrini altın kâsede sunuyor, bakır kâsede değil.

Bugün, kötü örnekler iyi diye yutturuluyor. Hepimiz yutuyoruz. Kaç koca eskittiğini kendisi bile hatırlayamayanlar, izdivaç programlarında ?mutluluk reçeteleri? yazıyor. Evlilikte mutlu olmanın yolları hakkında âkil adam kesiliyorlar. Kelin merhemi olsa başına sürer. Ne yazık ki biz iyi ile kötüyü ayırt etme melekemizi kaybetmişiz.

Ali Fuat Başgil 1967 yılında aramızdan ayrılmış. Öleli tam yarım asır olmuş. Bugün yaşasaydı gençler için aynı düşman sıralamasını yapar mıydı? Yoksa bunlara ilaveten yeni yeni çağdaş (!) düşmanlar tespit eder miydi? Ölmüş bir kişinin ne düşüneceği hakkında kehânette bulunmak benim haddime değil.

Bir eğitimci olarak ben kendi tespitlerime geleceğim. Bugünkü gençliğin en önemli üç düşmanı 3 T. Yani televizyon, telefon, tablet(bilgisayar). Yanlış anlaşılmasın. Bunlar teknolojik olarak kendileri tehlikeli değil; içerikleri tehlikeli. Hatalı kullanımları tehlikeli.

Bunların üçü beraber gençliğimizi esir almış durumda. Bunlarda uyuşturucu etkisi var. Dünya kurulduğundan beri günlerin uzunluğu toplam 24 saat. Gece ve gündüzün uzunluğu mevsimlere göre değişse de toplamda günün uzunluğu değişmiyor. Bir öğrencinin yaklaşık sekiz saati okulda geçiyor. Bir gencin
başarılı olabilmesi için ders çalışması, kitap okuması, sosyal etkinliklerde bulunması gerekiyor. Benim gözlemlerim ve istatistikler hiç de öyle demiyor.

Türkiye´de bir insan ortalama günde beş saat televizyon seyrediyor, ancak on dakika kitap okuyor. Çünkü televizyon seyretmek zahmetsiz, kitap okumak ise emek istiyor.

?Çocuğumun başarısı için ne yapalım hocam? diye bana soran velilere açıkça, ?çocuklarınızı televizyondan, telefondan, tabletten uzak tutun gerisi kendiliğinden gelecektir? diyorum, onlar da, ?o kadar kolaysa buyur sen uygula? diyorlar. Evet bu hepimiz için zor. Artık televizyon aile fertlerini bile birbirinden uzaklaştırır hale gelmiş. Çoğumuzun evinde birden fazla televizyon var. Sözde huzuru sağlamak için herkes kendi odasında, kendi dünyasında.

Sen benim dizime karışma, ben de senin maçına karışmayayım modunda. Oysa hepimizin hayatına karışan biri var, o da televizyon ama farkında değiliz.

Eskiden aileler çocuklarını oyundan koparmak için zorla sokaktan eve çekmeye çalışırdı. Şimdilerde tam tersi bir durum söz konusu. Evden sokağa çıkarmak istiyorlar fakat çocuk gitmiyor. Çünkü evde televizyondan, telefondan ve tabletten kurulu sanal bir dünya var.

Bugün okulların en büyük sorunu akıllı telefonlar. Müsaade etsek öğrencilerin kafası bir ders boyunca aşağıdan yukarıya kalkmayacak. Genç, tablete, telefona kendini o derece kaptırmış ki, yanında Ramazan topu patlasa duymayacak.

İşimiz zor. Zor ama imkansız değil. Amacımız zoru başarmak.

Gerçek kahraman kimdir? Gerçek kahraman, 3 T tehlikesinden uzak kalabilendir. 3 T´yi gerektiği zaman, ihtiyacı kadar kullanabilendir. Bu iradeyi ortaya koyabilendir.

Kötü arkadaş kimdir? Kötü arkadaş, düzgün kullanılmayan 3 T´dir.

Ne mutlu 3 T´yi düzgün kullanabilenlere.