Bugün, 23 Nisan 2024 Salı

Selim EROĞLU


9.45


Cumartesi günü LYS Sosyal Bilimler Sınavı´nda 19 Mayıs Üniversitesi´nde görevliydim. Yedek gözetmen olduğumdan bina sorumlusu beni kimlik kontrolü için giriş kapısında görevlendirdi.

Kapıların kapanacağı o kritik saat olan 9.45´e kadar herkes gibi ben de görevimi layıkıyla yapmaya çalıştım.

Dışarısı ana-baba günü gibiydi. Manzaraya bakılırsa sadece öğrenciler değil hemen herkes sınava giriyor gibi heyecanlıydı. Bütün anne-babalar, yakınlar manevi destek için dışarıda hazır bulunuyordu. Demek ki sınav sadece adaylardan ibaret değil.

Bulunduğum binada bine yakın öğrenci sınava girmiştir. Saymadım ama öyle tahmin ediyorum.

Sınav boyunca bütün görevliler vazifelerini eksiksiz yerine getirdiler. Herkes büyük bir özveriyle çalıştı. Sınavla ilgili büyün kurallar uygulandı.

Bu kuralların en önemlisi herkesçe dile getirilen 9.45 kuralıydı. Sınav 10´da başlıyordu. Sınav başlamadan 15 dakika önce yani 9.45´te binanın giriş kapısı kapatılacaktı. Kapının kapanıp kapanmadığını tespit etmek için sağlı sollu iki kamera yerleştirilmişti. Ben dâhil bütün görevliler kapının kapanacağı zamanı heyecanla bekliyorduk.

O an geldi çattı.

Zaman daralmasına rağmen kapının önünde büyük bir izdiham vardı. Adaylar hala soluk soluğa gelmeye devam ediyorlardı. İlginç sahnelere rastlamak mümkündü.

Bir aday eğitimi edebiyat okuduğundan yanlışlıkla bizim binaya gelmişti. Kendisine durumu izah ettik. Ama 5 dakika içerisinde bir hayli uzak olan sınav yerine yetişmesi imkânsızdı. Ağlaya ağlaya çıktı. Bizse üzülmenin dışında bir şey yapamadık.

Bir kısmı yanlış ya da eksik evrakla gelmiş. Ne yazık ki onlar da sınav mağduru oldu.

Birisi var ki, ertesi gün gazetelerde haber konusu oldu. Barış Tuna adlı aday tam içeri girerken ?kimliğim yanımdaydı, eyvah düşürmüşüm, ben şimdi ne yapacağım? diye feryat etmeye başladı. Hemen imdada görevli polis memurları yetişti. Derhal anons ettiler. Barış ?araf?ta beklemeye alındı. Kısa sürede sevindirici haber geldi. Kimliği bulan telsizin ucundaki diğer görevli polisler belirtilen adrese ulaşmak için yola çıkmışlar. Hacı yolu gözler gibi polisleri bekliyorduk. Hepimizde bir heyecan, görmeliydiniz.

Barış bu arada adeta dokuz doğuruyordu. Zannediyorum heyecandan ve stresten çoğu bildiğini unutmuştur.

Tam 9.43´te yani kapının kapanmasına 2 dakika kala fedakâr polisler Barış´ın kimliğini yetiştirdiler. Böylece kapının kapanmasına ramak kala Barış şimdilik kurtulmuş oldu.

Evrakı eksik olan, yanlış evrakla gelen, geç kalan az sayıda da olsa aday dışarıda kaldı. Kural böyle olduğundan kimse bir şey yapamadı.

Evet, ben şahidim kural kati olarak uygulandı. Birileri mağdur oldu kimse de bir şey yapamadı.

Bu kural iki yıldır uygulanıyor. Bu bilinmesine rağmen ve defâatle hatırlatılmasına rağmen ?emeğim boşa gitti? diyenler oluyor.

Haklılar mı? Kuralı bilmiyorlar mı, uysalarmış diyenler olabilir.

Şu bir gerçek ki saat 10 da olsa geç kalan geç kalıyor.

Dünyanın bin bir türlü hali var. Her insan bir değil. Hayat sürprizlerle dolu.

Bu geç kalanların sayısı pek fazla değil. Bir elin parmaklarını geçmez.

Trafik yoğun olabilir, insan unutabilir. Yanlış akıl verenler olabilir. Akla gelmeyen iş başa gelir; arabanın tekeri patlar, trafik kazası olur. Ne bileyim umulmadık birçok şey olabilir.

Bu tür haller için geç kalan adaylar bir komisyonca dinlenmeli. Eğer mazeretleri geçerli görülürse bir tutanakla sınava alınmalılar diye düşünüyorum.

Zira böyle yapılırsa sınavın işleyişine ve diğer adayların hakkına herhangi bir halel gelmiş olmuyor. Bilakis mağduriyetler giderilmiş oluyor.

Ben olaya bizzat şahit olduğum için fikrimi beyan ediyorum.

Durumu ayrıca ÖSYM´ye de ilettim.

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.

İhmalkâr davrananlar ayrı bir konu.

9.45 mağduru olanların yerinde olmak istemezdim.

Zannediyorum siz de istemezdiniz.

Sağlıcakla kalın.