Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Yılmaz İMANLIK


POPÜLER EDEBİYAT VE TRİBÜNLERE OYNAMAK

POPÜLER EDEBİYAT VE TRİBÜNLERE OYNAMAK


Her şey insanın kendine saygı göstermesiyle başlar. Kendine saygısı olmayan insan başkalarına da saygı göstermez. O yüzden böyle insanlardan mümkün olduğu kadar korkmak, uzak durmak gerekir.
Evet, herkes beğenilmek, takdir edilmek ister. Bu duygu insanın doğasında vardır.

Bir insan için yazdıklarının okunması, paylaşılması hatta eleştirilmesi güzel bir gelişmedir.
Ancak duygularına birazcık ukalalık ruhu serpiştirenler eleştiriye katlanamazlar. Hatta bu işi daha da ileri götürerek onları iyi niyetle eleştirdiğinizde kıskanıldıklarını iddia ederler. İşte böyle insanlardan uzak durmak ve susmak onlara verilebilecek en etkili cezadır.

Bir insanın kendini şair, yazar veya edebiyatçı ilan etmesi kadar ukalalık kokan başka bir hareket yoktur. Gerçek sanatkârlar, “Ben bir sanatçıyım.” demezler. İşte onların ağırlığı da buradan gelir. Onların her hareketi sanatçı olduklarını söyler.
Hele çevresindeki insanları, sözüm ona, saf yerine koyup ukalalık yapan insan aslında toplum içinde gittikçe yalnızlaşır ama o bunun farkına varmaz. Onları kendi yalnızlıklarına hapsetmek, birazcık kendi kendileriyle hesaplaşmalarını sağlamak onlara yapılacak belki de en büyük iyiliktir.
Bugün; sırf moda olduğu için, ismi güzel, kapağı güzel, bir de adında “aşk” kelimesi geçiyor diye çok satılan ama gerçekte, satıldığı kadar okunmayan; Dilbilgisi kurallarını hiçe sayan kitaplar belli bir zaman sonra hatırlanacak mıdır acaba? Popülist takılmak edebiyatın ne kadar göstergesidir? Maçı

kazanmak için değil de sırt tribünlere oynayan takımlar ne kadar kalıcı olduysa bu kitaplar da o kadar kalıcı olacaktır galiba.
Son yıllarda kitap isimlerinde bir “aşk” enflasyonu yaşanıyor. İlgisi olsun olmasın kitabın ismine bir “aşk” kelimesi ekleniyor. Neler yazılmadı ki: aşkın onu, bunu, eli, kolu, kucağı, ocağı… Daha neler neler… Bu kitapların kaç tanesi aşkı anlatıyor? Belki de aşk adına “aşk” hiç anlatılmadı. Aşkın da suyunu çıkardılar. Bu aşk enflasyonu, popülist takılmaktan başka bir şey değil.

Kalıcı olmak, gelecek nesiller tarafından okunmak, sevilmek ukalalık gömleğini hiç giymeyen yazarlara verilen en önemli ödüldür. Popülist takılan, günübirlik başarıları ajandasında biriktiren yazarlar gelecek nesillerin ruhuna hitap edemez. Birden parlayan, kısa sürede sönüp giden ve küllerinden bile eser kalmayan bir ateş gibidir onlar. Gerçek yazarlarsa yıldızlar gibidir. Gün doğduğunda kaybolsalar bile akşama dünyayı aydınlatmaya yine devam ederler.