Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Ahmet SEZGİN


 EĞİTİMCİ-YAZAR, KİTAP ÂŞIĞI İSMAİL DERVİŞOĞLU

EĞİTİMCİ-YAZAR, KİTAP ÂŞIĞI İSMAİL DERVİŞOĞLU


 

       1986-88 yılları arasında Samsun'da 19 Mayıs Üniv. Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğinde ben 3. sınıfta okurken tanıdım Trabzonlu İsmail Dervişoğlu kardeşimi. O, bizden 2 yıl gerideydi. Ev arkadaşımız Gürbüz Büyükbayram ile aynı sınıfta okudukları için kaldığımız öğrenci evine gelirdi, sohbet ederdik. Çok heyecanlı, meraklı, okumayı, okuduklarını anlatıp tartışmayı çok seven, inançlı, samimi, açık sözlü bir mümindi. O yıllarda bir grup arkadaşla çıkardığımız Mesaj dergimize “tarafsızlık”la ilgili ağır eleştiri yazısı bile yazmıştı. Biz de yayımlamıştık. 25 yıldır yüz yüze görüşmek nasip olmamıştı. Ama üç yıldır Facebooktan ve başkanlığını yaptığı “Kitap Sevenler Partisi”nden haberleşiyorduk. Birçok defa da özel yazışıp dertleşmiştik.

       Eğitimci-Araştırmacı-Yazar İsmail Dervişoğlu ile Eylül 2012’de kendisine rahatsızlığı nedeniyle sabır ve şifa dilemiş, şöyle yazmıştım: “İnşallah çektikleriniz ve sabrınız, günahlarınıza kefaret olur. Allah kaldıramayacağımız yük vermez şüphesiz. İnsanın derecesi arttıkça imtihan yükü de artarmış değil mi güzel kardeşim?

       Sevgili kardeşim İsmail Dervişoğlu ise hastalığının adı “kanser” olmasına rağmen gayet sabırlı ve moralliydi. Okumaya, araştırmaya, kitaplar yayımlamaya devam ediyordu. Şöyle yazmıştı güzel insan: “Sevgili kardeşim, alıştık artık ızdıraba. Moralimizi arkadaşlar sayesinde iyi tutuyoruz. Allah’ın dediği olur, öleceksek de öleceğiz, ne yapalım!”

    “Termeli Yazarlar ve Şairler Ansiklopedisi” isimli kitabımı kendisine imzalayıp göndermiştim kendisine. O, Samsunla ilgili başka çalışmalar da yapmamı istiyor ve şöyle diyordu: “Çalışmanı takdirle karşılıyorum. Mümkün olursa daha geniş ölçekli Samsunla ilgili çalışmalarını hasretle beklerim. Mesela Samsunlu ünlüler yazılmamış. Mesela Samsunlu sufiler, âlimler… Bu gibi çalışmaları yapmak lazım.”

   Bir gün “Sizden telif eserleri bekliyorum ben de. Mesela yazar, eser eleştirileri konusunda oldukça bir birikiminiz var. Neden olmasın?” dedim kendisine.  “Ben, daha çok araştırmayı seviyorum.” demişti İsmail kardeşim.

    Eski arkadaşlardan bahsetmiş ve kimlerle görüştüğünü sormuştum bir gün İsmail kardeşime. Bu konuda da epey dertliydi: “İki senedir hastalıktan pek kimseyi arayamadım, onlar da aramadı. Dünya böyle bir dünya, insanlardan biraz sıtkım sıyrıldı. Biz aradığımız zaman arıyorlar, bilemiyorum. Okul arkadaşlarımdan sadece İsmail Kasap ile görüşüyoruz. Bunun dışında kimseyle görüşemedik. Gördüğün arkadaşlara selamlar… İstanbul'a geldiğinizde mutlaka görüşelim sevgili Ahmet kardeşim. Hem hasret gideririz hem de bazı şeyleri yüz yüze uzun uzun daha rahat konuşuruz.” demişti. Ama dünya yüzüyle bir daha görüşüp kucaklaşmak, hasret gidermek de nasip olmadı maalesef!

      Kanser olduğunda bile kısa zamanda öleceğine hiç ihtimal vermedim herkes gibi. Kitap aşkı, araştırdıkları onu hayata bağlıyordu. Vefat etmeden önceki gece bile hastanede olduğunu bilmeme rağmen yine inanamadım öleceğine.

      26 Şubat 2015 tarihinde İsmail Dervişoğlu kardeşimin elim vefat haberini okuyunca şaşırdım ve çok üzüldüm. Yunus’un dediği gibi “Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil.” ama onu çok özleyeceğiz şu fani dünyada. Tabii kitaplar ve kitap dostları da. Bıraktığı çok önemli ve kıymetli eserler, onun her zaman hayır ve rahmetle yâd edilmesine vesile olacaktır. Allah rahmet eylesin. Mekânını cennet eylesin.