Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

B.Rahmi ÖZEN


EVRENSEL AŞKIN TÜRKÜSÜNÜ SÖYLEMEK

EVRENSEL AŞKIN TÜRKÜSÜNÜ SÖYLEMEK


Gönül ufku, can suyu ikliminde
Söylensin Evrensel Aşkın Türküsü
Destan gibi, yiğitlerin dilinde
Uçmak olsun dilden dile ülküsü

Geceye karşı, dudaklarımızda yakışan Evrensel Aşkın Türküsü söylenirse nağmeler içinde yeşerir gariplerin dünyası. Yücelişin merdivenleri, ham benliğin toprakta can verişiyle ulaştırır insanı doruk noktasına. Karanlıkta yeniden var olmanın doğumudur bu.
Ellerim, adımıza su serpmeli çöllere. Damlalaşan yüreğimizin can suyunu sunarsak susuz çöllere; çöller de bitirir çiçeklerini.

Sevginin düz çizgisi, mutluluk makamında noktalaştırır her şeyi. Özlem okyanusunda yeniden yıkanır kucaklaşınca yürekler.
Yaşadığımız bu toprakların gerçek öyküleri erdemli yürekler sayesinde yeşerecek.
`Evrensel Aşkın Türküsü gönlümüzün yoğunlaşan harmonisinde dalgalanırsa çöllerin yeşermesi yarın kadar yakın olacak dostlarım! Ellerimizle okşayacağız bütün yeryüzünü!

Erişilmeyen dağ yamaçlarına ayaklarımız ırmak olup akacak! Sen, olacaksın, ben olacağım, biz olacağız okyanus! Ve ektiğimiz tohumların filizlenişinde gerçekleşecek gariplerin arzuları.
Uçuşa hazırlanan kuş yavruları gibidir garipler gözümüzün önünde.

Yorgun bedenleri kutlu ellerinin sayesinde dirilecek gariplerin. Duyguları toynak vurup kişneyen küheylan olacak sahavetin sayesinde. Açılırsa ellerin kim bilir daha ne güzel çiçekler açıp sarılacak boynuna.
Kaçlarını kavuştu bir damla su ile huzura. Onurunu yüceltmek için insanoğlunun; yorgunca koşacaksın aşk masalının ardından.

Herkes bir aşk masalı yaratmalı kutsalına ulaşmak için. O masalın sözcükleri bile haz yaşamalı insanın dudaklarında. Bir yoksul goncanın yüreğine su vermek kadar tatlı ne vardı bu dünyada?
Sancılı geçen geceler, aydınlığa dayanmalı varlıklı insanın eliyle. Aydınlık, yürekleri alevlemeli.
İşte gelinen o an, hayatı doruk noktasında yakalama anıdır olgun ruhlar için. Ne mutlu onlara!

Bir kenarda bir garibi buldunsa
Bülbül gibi yüreğine kondunsa
Dudağına bir damla su sundunsa
Umman olur, bir damla su; gül açar.

Evrensel Aşk Türküsünün öyle mest edici duygusu vardın ki; yayılır bütün dünyaya elvan elvan.

‘Yağmurlara direnen camların ardında
Silik gölgesi kalmamalı yüreğimizin.
Kalmamalı adlarımız; sıkışıp kapıların ardında.
Evlerimizin dar odalarında...
Silinmeyecek şekilde kazınmalı yüreğimiz taşlara...
Kazınmalı ağması için bereketimiz; bulutlara...
Dahası; girmemiz için gönüllere...
Uzanmalı insanın adı çağlara.
Uçuşmalı; ipek kanatlı kelebekler gibi
Bir dudaktan bin dudağa.
İnce bir ezgi ile Yunuslar gibi,
Mevlânâlar gibi yüklenmeli çağlar yüreğimizi.
Okumalı insanlar yazdığımız destanı,
Okumalı ezberden bizim de türkülerimizi
Her yerde, insanın ve de insanlığın,
Ve de ak bulutlara dek duyulan
Erdemin, dillerde türküsü söylenmeli...
İnsanın gecesini gündüz yapan değil mi ki;
Yüreğindeki nurdur.
Değil mi ki; dostlar, gündüzleri karartan;
Bakışlardaki sûrdur.
O halde siz, ey;
Evrensel Aşkın Türküsünü söylemek isteyenler!
Ülker yıldızı olmamamız için hiçbir neden yoktur.
Hiçbir neden yoktur...
Bir neden vardır ancak ki;
Egomuzdur, egomuzdur, egomuzdur...