Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Ahmet SEZGİN


FELÇLİ ŞAİRE ŞİFA OLAN ŞİİR

FELÇLİ ŞAİRE ŞİFA OLAN ŞİİR


    Arap, İran ve Türk edebiyatında “İslam'ın şiir anıtları” denilebilecek eserler, genellikle sevgili gül     
    Peygamberimizle ilgili yazılan kasidelerdir. Kaap Bin Züheyr'in “Kaside-i Bürde”, İmam-ı  Bûsirî'nin “Kaside-i Bür'e”, İbni Cabir'in “Kaside-i Bediyye”, Ebül Beka Salih Bin Şerif'in “Endülüs Mersiyesi” Fuzûlî'nin “Su Kasidesi”, Süleyman Çelebi'nin “Mevlid”, Arif Nihat Asya'nın “Naat” isimli şiirleri, gül Peygamber ile ilgili şiir anıtlarına birer örnek teşkil etmektedir.    
             Hz. Muhammed (sav) ile ilgili yazılan en ilginç ve güzel kasidelerin başında İmam-ı Bûsirî'nin, bir ismi de “Kaside-i Bür'e” olan “Şifa Kasidesi”dir.
            Sezai Karakoç'un “Bürüyen Kaside” adını verdiği “Kaside-i Büre”nin sahibi İmam-ı Muhammed bin Said Şerefüddin, 13.yüzyılda yaşamış Arap asıllı Mısırlı bir büyük şairdir. İmam-ı Bûsirî: bilgin, üstün ahlâklı, Allah dostu bir şahsiyettir. Peygamber Efendimiz'i öven birçok şiiri vardır.
            İmam-ı Bûsurî, ömrünün sonlarına doğru felç geçirir. Şair, bu sırada “El-Kavâkibü'd-Dürriye fi  Medh-i  Hayril-Beriyye” adını verdiği, Peygamberimizi öven “Kaside-i Bür'e, Kaside-i Bürde” de denilen meşhur şiirini yazar.  Allah'tan Peygamber Efendimiz'in hatırı için şifa diler. 
             Şiirin bittiği gece İmam-ı Bûsurî, Allah Resulü'nü rüyasında görür. Peygamber Efendimiz (sav), ondan kendisi için yazdığı bu şiiri okumasını ister. İmam-ı Bûsurî de bu şiiri, Hz. Peygamber'in huzurunda büyük bir aşkla okur. Allah Resulü, şiir bitince felçli yatmakta olan şairi ödüllendirmek üzere hırkasını (bürde) çıkarıp üstüne örter ve eliyle vücudunun felçli kısmını sıvazlar. Şair, heyecanla uykudan uyanır, gördüğü rüyanın heyecanıyla toparlanmaya çalışırken felçten bir eser kalmadığını fark eder ve sevincinden ne yapacağını şaşırır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in rüyada örttüğü hırka da üzerindedir.  
            Bu sırada şafak söküp sabah namazı yaklaşmıştır. Şair İmam-ı Bûsurî,  abdest alıp mescide gitmek üzere evden çıkar ve yolda Ebü'l-Hasan eş-Şâzelî isimli bir Allah dostuyla karşılaşır. Derviş ondan Hz. Peygamber (sav) için yazdığı kasideyi okumasını ister. Bûsurî, hangi kasideyi istediğini sorunca derviş: “Hani bu gece Resulullah'ın huzurunda okuyordun, o da zevkle dinliyordu ya, işte onu.” der.       
            Nihayet bu muhteşem olay, halk arasında yayıldıktan sonra bu kaside ve şairi, büyük bir şöhrete kavuşur. Bu kerametten sonra bu şiire “Kaside-i Bürde” (Hırka Kasidesi) de denilmiştir.
           Sezai Karakoç'un ifade ettiği gibi bu şiir, âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizi, Kur'an'ı, İslâm'ı tam bir samimilikle, çok lirik ve akıcı bir üslûpla dile getiriyor. Hakikatin ve güzelin sonsuz prensipleri, İslâm sanatı, yüreğimizin orta noktasında solmaz gül gibi açılıyor ve dönüyor.