GÖZYAŞINI EMEN SECCADE

Kapandığımız seccadeler kupkuru. Gözyaşından eser yok. Ağlayamıyoruz, bir türlü. Kulaklarımız, gönül çığlıklarına hasret. Atmosferimiz, çöller gibi. Sinelerin nasıl yandığını hissetmiyor gibiyiz. Çehrelerimiz buz parçası, bakışlarımız manasız. Yüreklerimizde kıvrandıran acıdan iz yok, simalarımız inandırıcı değil. 
Gözlerimizin yaşı dindiği günden beri, göklerin bereket pınarları da bir manada kurudu mu ne? İlham yağmurları yağmıyor; peygamber kokulu güller bitmiyor. Aksak esen yeller perişan. Gök ehli sakinleri âh u efgâna susamış, bulutlaşacak rahmet, durmuş gözyaşlarından imdat bekliyor. 
“Gül ile sümbülü sanki hâr almış, 
Süleyman tahtını siyah mâr almış, 
Zevk u şevk ehlini âh u zâr almış 
Gama tebdil olmuş ülfetin çağı...” 
Günahların kahrediciliği karşısında ağlayan gözleri takdirlerle yâd etme sadedinde Yüce Kur'an: “De ki; Kur'an'a ister inanın, ister inanmayın; ondan önceki bilginlere o okunduğu zaman yüzleri üzere secdeye varırlar ve: Rabbimiz münezzehtir, Rabbimizin sözü şüphesiz yerine gelecektir, derler; ağlayarak  yüzüstü yere kapanırlar; bu, onların gönüllerindeki saygıyı artırır..” müjdesini veriyor. 
Allah yolunda dökülen gözyaşları, O'na arz edilmiş münacat armağanı değerindedir.
Meryem suresinde değişik nebileri özel hususiyet ve faikıyetleriyle bir bir müjde, takdir ve tahsin ettikten sonra: “Bunların hemen hepsi, kendilerine Rahmân'ın ayetleri okununca hıçkırıklarla secdeye kapanırlar.” buyurulur.
 Yüce Kitap: “Onlar, Peygamber'e inen Kur'ân'ı dinlediklerinde ondan anlayıp zevk ettiklerinden ötürü sen onların gözlerinin yaşlarla dolup taştığını görürsün.” buyurarak gözyaşlarının; kendi yüce katındaki önemini hatırlatır
Müslümanlar, Allah yolunda cihad için, gerekli imkâna sahip olamadıklarından ve bu konuda kendilerine bir el uzatılamadığından: “Sen onlara; Size binek olarak verecek bir şey bulamıyorum, dediğinde, savaşa iştirak edemediklerinden evlerine gözleri yaşlarla döndüler.” Mesajıyla başka gözyaşı kahramanlarına dikkat çekiyor. Ve Allah aşkıyla yananları teselli ediyor.
Allah Resulü Hz. Muhammed, arkadaşlarına yer yer: “Müjdeler olsun nefsine hâkim olana, müjdeler olsun misafir kabul etme adına evini geniş ve müsait tutana, müjdeler olsun hataları karşısında gözyaşı dökenlere!” Müjdesiyle miraç yolunu gösterir ve onları kendi ufkuna çağırırdı. 
Efendimiz, riya ile kirlenmemiş, korkuyla dökülen gözyaşlarının ilâhî azaba karşı bir sütre olabileceğine dikkatimizi çekiyor: “İki göz vardır ki ötede onlara ateş dokunmaz. Biri, Allah karşısında haşyetle yaş döken göz, diğeri de hudut boylarında ve düşman karşısında ayn-ı sâhiredir.”