Bu deryada fazla açılmaya gelmez be gülüm!
Gün gelir, dalgalarla boğuşamaz hâle gelirsin.
Kolların yorulur, sesin duyulmaz kıyıdan
Seni kurtaracak ne bir gemi ne bir yelken,
Ne de vefâlı bir dost bulursun senin için kürek çeken.
Sen ağlarken kimse duyamaz nefesini
Kaçmak istersin ama sahil o kadar uzaktır ki...
Akşama doğru sular da donar, soğuktan nâle gelirsin.
Bu gülistânda fazla boy göstermeye gelmez gülüm!
Her şeyi anlatmak zor sana, gözleri kapalı taze gelinsin.
Şimdi dudağına hoş gelir, yaban güllerinin acı kokusu
Hele biraz büyü, çözülsün gözlerindeki büyü.
Dalına konan her kuşun bülbül olmadığı anla.
Delice esen bir rüzgâr sürüklerse seni saçınla,
İçini kemirir ayaklar altında ezilme korkusu
Bir bilebilsen şimdi, bir anlatabilsem ne hâle gelirsin!
Gündüzün ziyâsına o kadar güvenme gülüm!
Dünyan bir kararırsa her saniye desen, üzgünüm
Gün ortasında geceyi yaşarsın, güneşin ardında güneş bile olsa
Ellerini açıp yalvarsan Allah’a, gözlerin de giryân
Yeniden doğduramazsın güneşini, gözyaşlarında boğulsan
Gökyüzü başka görünür gözüne, dünya bambaşka
Ne maviyi görebilirsin gökyüzünde ne gülleri yeşilin kucağında
Hep zulmet, hep zulmet, çekilmez külfet, zâile gelirsin
Hele, zamanın uzunluğuna hiç aldanma gülüm!
Yapraklar dökülmeye durduğu vakit arkana şöyle bir bak:
Önce küçük yaramaz bir bebek, sonra uçarı bir çiçek,
İlerisi... Mevsimlerin hızına ayak uyduramayan solgun bir yaprak...
Belki üç saniye, belki değil, bitmeyecek sandığın zaman
Oysa hayallerini de yeni yaşamaya başlamıştın sen
İşte, hiç beklemediğin bir anda ansızın gelir ölüm
Her şey uçar elinden, hiç bilmediğin bir şâre gelirsin.
Ama sen solmayacaksın, solduramayacak ayrık otları!
Yeter ki inan, istersen kırabilirsin tüm sarmaşıkları!
Sen, sonbaharda solmayan bir gül olarak kalacaksın.
Yırtıcı kuşlara aldırma, bülbül çağırıyor bak
Seni bekleyen tahtına koş en yüksekteki
Güneş imrensin kızıllığına, yıldızları da sen yak.
Bir gün ben gelirsem aklına tahtından aşağılara bak:
Belki yaprağında bir katreyim, belki son alevimde bir mum
Ama sen ağlarsan gözyaşların son alevimi de söndürür.
Gölgene sığınmış son damlayı da öldürür
İşte o zaman, bilemezsin ben ne hâle gelirim...