Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

B.Rahmi ÖZEN


İÇ ŞEHİR OLURSA YÜREKLER

İÇ ŞEHİR OLURSA YÜREKLER


          

Öyküsü, gönlündeki soylu dilbere hicret olmalı, insanın. Emeli, gönüller fethederek sonsuzluğun göğü gibi büyümek olmalı. Yolunu, aşkın bayrağını dalgalandırmak için yürümeli tezekler arasında. Yerküre toprağını doyumsuz bir sevgi ışığına kavuşturmak, tüm insanları yüreğine sığdırarak zengin olmak istemeli. Kervanına her yol başında, aşka hayran kalan bir yiğit katmalı. Sevdikçe buhurdan bir tılsım yansımalı altın yüreğine. 
İnsan, sonsuz bir ırmakta ışığın ve suyun ruhuna karışmış gerçeğin gümüş damlası olmalı varlığın gözünde. Şahdamarından yakın Gerçek'e ayaklarıyla değil, yüreğiyle yürümeli. Yumruk kadar bir yüreğe hazzına doyum olmaz bir dünya sığdırmalı.
Kâinatın en büyük sırrının yürek olduğunu anlamalı ve insanın sırrını görmek için aşka ihtiyaç olduğunun örneği olmalı. 
Sosyal dayanışmayı inançlarının gereği bilmeli, almayı değil, vermeyi sevmeli. Kadınlar için; aşına, işine, eşine; erkekleri için; eline, beline, diline sahip ol, düsturu sosyal hayatının vazgeçilmezi olmalı. İnsan yüreğini; yeryüzü toprağının en güzel çiçeği kabullenmeli. Eli, dili, kapısı ve sofrası açık olmalı. Misafirseverlik, açları doyurmak, yetimin, garibin gurabanın başını okşamak onda olmalı. Harama karşı gözü ve dili bağlı olmalı, işyerini (H)hak kapısı bilmeli. Bu kapıdan hürmetle girmeli, samimiyetle çalışmalı. Helalinden kazanıp, doğru yerlere harcamalı, fazlasını istememek; ahlakî kuralı olmalı. Yuvası yıkılanların sesi ve eli olup maldan çok gönül kazanmalı.
Düşkünlerle, muzdariplerle alın terini bölüşmeli, dili şeker, şerbet, bal olmalı. 
İşinde, aşında, sözünde yalana yer olmamalı, 'Mülk, Allah'ındır,' demeli, geçici bir süre için bu toprakların bekçisi olduğu şuuruyla yaşamalı. Dünyaya cimriliğini hapsedip lütuf kapısını açmaya, kahır ve zulüm kapısını örtüp hilm ve mülâyemet kapısını açmaya geldiği bilinciyle yaşamalı. Bir kısım insana benzer varlıklar, birbirinin kanını içip etini yerken, insanım diyen insen, toprağına aşk tohumu ekmeli, yüreğine güzel duygular mayalamalı.
'Gönüllere kök salarsa güzellikler doğurmalı, aşk,' demeli. 
Kâinata sığmayan Allah'ı gönlüne sığdırmış ve zenginliğin hazzın yaşamalı. 
Bu güzel insanı tanıyanın bile yüreği zemzemleşir o zaman. Ondaki yürek, gür ırmaklar gibi koca bir ummanı peşine takıp sürükler. Aşkın münbit toprağında apayrı bir insan olarak tanınır, o insan. Dünyaya heybet salmak için yüreğini, evreni kuşatan sevgiyle donatmış olur. Büyülü dekorlar içinde yalıları, köşkleri, füze misali yükselen görkemli ticaret merkezlerini, sulara akseden rengârenk ışıklarla donatılmış şatoları ve akla gelen bütün mutantan gölgeleri sevgi dolu sinesinde eritir o insan. 
Dilinde tatlanıp gönüller fetheden nur neşideleri gibi sözcükler, huzurun hikmet kapılarını açar, aşkın mürekkebiyle beslenme sürecini tamamlama sabrıyla yanıp tutuşur o insan. Gönlü, sırat köprüsü bilir; 'Geçemezsendüşersin,' der o insan. 'Allah'ın huzuruna heybeler dolusu altınla çıksan Allah; getireceksen gönül getir, bize. Beni istiyorsanız, istediğim gönüldür.' der. Yıkık gönlün tamirini, Hac'dan yeğ beller; 'Orada Rabbimizin defineleri gizlidir. Dünya da, Âhiret de bir gönülceğiz için var olmuştur. Bedenimizin her kılında yüz bin dil olsa; gönül, anlatışa sığmaz. Yedi göğe sığmayan Rabbim, ezilmiş ve yaralanmış gönle sığar.' diye nasihat eder, örnek olur o insan.