Herkesin malumu olduğu üzere Milli Eğitim Bakanlığı 29.01.2021 tarihinde İlksan temsilcilik seçimleri ile ilgili takvimi yayınlamış, seçim sürecini başlatmıştı. Bu takvim yayınlandığında seçimin nasıl yapılabileceğine dair endişelenmeye başlamıştım. Hem ülke genelinde hem de ilimizde pozitif vaka sayıları hızlı bir artış göstermekteydi. Bu sayılar artarken İlksan üyelerinin bu seçime sıcak bakmadıkları her hallerinden anlaşılıyordu. Yine de yapılabilir düşüncesinden hareketle seçim takvimi işletilmeye başlandı.
Bu süreç başladığında adaylar da belirlenip sahaya inildi. Ben de mevcut İlksan İl Delegesi olmam sebebiyle kurumun yabancısı değildim. Sonradan öğrendiğim İlksan faaliyetlerini, üyelere sunduğu hizmetleri ve gelecekle ilgili idealleri hakkında bilgi sahibi olmuştum. Katıldığım çalıştayda, genel kurul çalışmalarında üyelerinin geleceğine yönelik olumlu projelerin varlığına şahit olmuştum. Geçmişindeki olumsuzluklara ve uğradığı zarara rağmen ayakta kalmayı başarmış, 2,5 milyarlık gayrimenkulü ile kasasındaki 2.1 milyarlık nakit ile ilgi odağı haline gelmiş olduğunu gördük. Nede olsa ortada 4,6 milyarlık göz kamaştıran servet var.
Ortada böyle gerçek varken, konuşan belgeler, rakamlara rağmen başlatılan karalama ve itibarsızlaşma hareketine kayıtsız kalamazdık. Bu yüzden üyelerimizi okullarında ziyaret ederek bilgilendirme çalışmalarına başladık. İlksan’ın kuruluşundan günümüze kadar tarihinden kısaca bilgiler verdik. Uygulamaya konulacak yeni projeleri tanıttık. Gelecekte nasıl bir İlksan beklediklerine dair görüşler sorduk. Sonuçta İlksan’ın üyelerin yararına olacak şekilde yaşatılması gerçeğini anlattık. Üyeler yeterince bilgi sahibi oldular. İlksan’ın gerçek sahibinin kendileri olduğu, geçmişte olduğu gibi artık hiç kimseye peşkeş çekilmediği, bundan sonrada çekilememesi gerektiği görüşünde birliktelik sağladık.
Üyelerin İlksan’a karşı ilgisi beklenenin üstündeydi. Tereddüt edilen husus pandemi döneminde oy kullanmaya nasıl gelecekleri idi. Elbette bu sebeple haklılardı ama ortada sandık ve geleceği vardı. Pandemi dolayısıyla ülke genelinde, özellikle ilimizde artan vaka sayılarından dolayı da sandık başına gelmeleri zorlanamazdı. Sağlık her şeyden önemliydi ve hedef önce sağlıktı. Her ne kadar gerekli önlemler alınacak olsa da risk söz konusuydu. Bir kişinin dahi seçimden dolayı hastalanmasına, zarara uğramasına hiç kimsenin gönlü razı olmazdı.
Biz bu sıkıntıyı kara kara düşünürken Cumhurbaşkanlığınca semim yapılacak 3 Nisan günü kısıtlama getirildi. Akabinde Milli Eğitim Bakanlığı ve daha sonra İçişleri Bakanlığı devreye girerek yapılacak seçimin ilerleyen tarihte yapılmasına dair karar açıklandı. Bu karar elbette yaklaşık iki aylık bir sürecin sekteye uğraması sebebiyle bizi üzdü. Sevindiğimiz husus ise bu seçimler dolayısıyla oluşacak muhtemel bulaşmanın önüne geçilmesidir. Aslında ilk etapta seçim sürecini başlatmak yanlıştı. Demek ki pandeminin yükseliş hızı kestirilememiş olacak ki 3 Nisan için tarih verilmişti. Tehlike görüldü ve üyelerimiz riske karşı korunmuş oldu. İleri bir tarihe ertelenen seçimlerin gönüllerimizin rahat olacağı bir zaman diliminde yapılabileceğini umuyoruz. Hiçbir şey insan sağlığından değerli değildir.
Bunu bile fırsata çevirmek isteyenler sandığı kaçırdılar yaygarası kopardılar. Önce insan, önce sağlık diyen devlet erkânı sorumluluklarının gereğini yerine getirmiş risksiz, ileri bir zaman diliminde yapılmasını uygun görmüşlerdir. Biz sağlık sebebiyle mağdur olmamıza rağmen, devlet erkânının kararına saygı duyduk. Oluşacak şartlara göre verilecek zaman diliminde İlksan Temsilci Seçimlerinin yapılacağı tarihi merakla beklemekteyiz. Hayırlara vesile olmasını temenni eder, sağlık ve afiyetler dilerim.
