Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Ahmet SEZGİN


MUHARREM, AŞURA, BİLİNÇ VE CEHALET

MUHARREM, AŞURA, BİLİNÇ VE CEHALET


      Muharrem ayı; Peygamber Efendimiz (sav)’in Mekke’den Medine’ye hicret edişi gibi çok önemli bir tarihi olayın meydana gelişinden dolayı Müslümanlar tarafından Hicri takvimin başlangıcı kabul edilmiş ve muharrem ayının ilk günü de “yılbaşı” olarak kutlanmıştır.

      Muharrem ayının ikinci büyük önemi, peygamberler tarihi açısından çok hayırlı olayların gerçekleştiği ay olmasındandır.  Hz. Âdem’in cennetten çıktıktan sonraki tövbesinin kabul olunması, Hz. Yunus’un balığın karnından, Hz. İbrahim’in Nemrut’un ateşinden, Hz. Nuh'un da “büyük tufan”dan kurtulması ve Hz. Mûsa'nın Mısır'dan çıkması gibi çok önemli ve güzel hadiseler, hep muharrem ayının onuncu gününde yani Aşura’da meydana gelmiştir.

     İnsanlık ve İslam tarihinde onca güzel olayın, müjdenin yaşandığı Muharrem ayının 10. günü (Aşura); maalesef Peygamber Efendimizin (sav) torunu, “cennet gülü” Hz. Hüseyin ile birlikte Ehli Beyt’ten 72 kişinin zalim sultan Yezid ve ordusu tarafından Kerbelâ'da soykırıma tabi tutulup şehit edildiği bir matem günü de olmuştur.

     Kutlu müjdelerden dolayı Müslümanlar tarafından geleneksel olarak yüzyıllarca kutlanan Aşura'nın, aynı zamanda “hüzün ve yas günü” de olduğu unutulmadan bilinçle geçirilmelidir bu özel gün. Sünnilerle Alevilerin birbiriyle zıt duygularla andığı bir gün olmamalıdır Aşura. “Aşura günü”nü “aşure tatlısı”yla kutlayanların, tatlı yapıp yeme ve ikram etmeye verdikleri önem kadar bu özel günün tarihteki tatlı ve çok acı olayların anlam ve hikmetlerini bilmelidirler.

     Peygamber Efendimizin “cennet gülü” dediği torunu (kızı Hz. Fatıma ve damadı Hz. Ali’nin evlatları) Hz. Hüseyin ve Ehli Beyt’ten 72 masumun çocuk, yaşlı, kadın demeden zalim Yezit ve ordusu tarafından hunharca katledilip şehit edilmesinden üzülmeyen hatta gözyaşı dökmeyen kaç Sünni Müslüman var bu dünyada? Çocuklarına Yezit ismi veren bir Sünni var mıdır bu Kerbela katliamından sonra? Çocuklarına Ehli Beyt’in öncülerinden Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizin (ra) isimlerini veren milyonlarca Ehl-i Sünnet yok mu?

     Kur'an da, Hz. Muhammed de, Hz. İbrahim de, Hz. Nuh da, Ramazan da Muharrem de, Aşura da, cami de hepimizin kutsalı değil mi? Bütün camilerde Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman isimleriyle birlikte Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimlerine yer verilmiyor mu? Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hüseyin, Hz. Hasan hepimizin ortak değerleri mübarek şahsiyetler değil mi?

     Muharrem ayımız mübarek olsun. Ramazan Bayramlarının “şeker ve çikolata bayramları”na, Kurban Bayramlarının “et kavurma ve tatil bayramları”na, Aşura günlerinin de “aşure tatlısı yeme bayramı”na dönüşmeden idrak edilmesini; tefekkür, ibret, diriliş, vahdet, merhamet, sevgi, adalet, liyakat, hak, hakikat, diğerkâmlık, basiret, feraset, sabır, şükür, tezekkür ve duaya vesile olmasını yüce Allah'tan niyaz ederim.

     Hz. Hüseyin ve onun yakını 72 masum Ehli Beyt’e binlerce rahmet olsun. Zalim Yezid' e ve onun yolundaki zalimlere lanet olsun! “Aşura günü”nü “aşure tatlı”sıyla bir ziyafet cümbüşüne indirgemeyen, Peygamber Efendimizin (sav) sünnetinin ruhuna sahip şuurlu müminlere, müjdelere mazhar olmuş kutlu peygamberlere, gaflet ve cehaletten uyanıp tarihte yaşanan elim faciayı idrak eden, ders ve ibretler çıkartan tevhit ve irfan ehline selam olsun.