Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Ahmet SEZGİN


ÖZLEDİĞİMİZ ÖĞRETMEN

ÖZLEDİĞİMİZ ÖĞRETMEN


    Eğitim olmasaydı insan hayatında maddi, zihnî, manevi ve tarihî bir devam olmazdı. İnsanın insan olabilmesi, eğitimle mümkündür. Nasıl ki toprağa gömülen çiçek tohumu, su verilmediği takdirde harekete geçip açılarak çiçeğini gösteremezse, bir insan da iyi bir eğitim almazsa şahsiyetini geliştirip olgunlaştıracak fikrî ve ruhi gıdalarını alamaz.
    Âlimlerin mürekkebini şehitlerin kanından üstün tutan bir medeniyetin öncüsü büyük Türk hükümdarı Yavuz Sultan Selim'in Mercidabık Seferinden dönerken hocası İbni Kemal'in atının ayağından sıçrayan çamurları, kaftanının üzerinde süs sayması ve tabutuyla birlikte mezara gömülmesini vasiyet etmesi; tarihimizde ilme ve öğretmene verilen kıymetin muhteşem örneğidir.
    Eğitimin temeli olan öğretmenler, toplumumuzun her an muhtaç olduğu manevi doktordur, millet ruhunun ilham kaynağı ve mimarıdır. Öğretmen; milletleri, varlığı ile nura, yokluğu ile karanlığa götüren çok kıymetli varlıktır. Terzi kumaşı, ayakkabıcı deriyi, fırıncı unu işleyerek onları insana faydalı hale getirir. Öğretmen ise kâinatın en şerefli varlığı olan insana biçim, renk, ruh vermeye çalışır. Bu sebeple toplumun beyni ve kalbi olan idealist öğretmenler, insanı eğitme davasının sevdalılarıdır. 
    Hasretini çektiğimiz eğitimci; Aliya İzzetbegoviç'in “Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım.” sözünün şuuruna eren gönül fatihidir.  Hakiki eğitimci; İsmet Özel'in bir şiirinde “Ben öyle bilirim ki yaşamak, berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır.” şeklinde ifade ettiği gibi çocuklar için mücadele etmeyi hayat biçimi gören adanmış dava adamıdır.
    Öğretmen; sadece bilgi veren, öğreten, ezberleten değildir. O; her şeyden önce öğrencilerinin yüreklerine sevgi ve merhametle dokunan gönül eridir. Öğrencilerine bilinçli bir okuma ve düşünmeyle, samimiyet, edep, azim, sorumluluk, öz güven, cesaret, merhamet, adalet, sevgi ve sabırla “ahlak-dil-tarih şuuru”nu kazandırmaya gayret eden, onlarla aşk medeniyetine yolculuk eyleyen gül yürekli adamdır. Çocuk ve gençlere Hak, hakikat, ilim ve irfan ışığıyla vatan, bayrak, millet, insanlık ve hizmet aşkı veren gönül adamıdır o. Susuz toprakları sabırla sulayıp eken ve gönül toprağında “gül yetiştiren adam”dır öğretmen. Nurettin Topçu'nun ifade ettiği gibi: “Muallim, sadece bir memur değildir; belki genç ruhları kendilerine mahsus manadan bir örs üzerinde döverek işleyen bir demircidir.”   
    İstiklal ve İslam Şairi Mehmet Akif Ersoy; gerçek öğretmende olması gereken en önemli vasıfları veciz olarak şöyle ifade etmektedir: “Muallimim diyen, olmak gerektir imanlı,/ Edepli, sonra liyâkatli, sonra vicdanlı.” 
    Türkiye'nin eğitim ve kültür davasına sahip çıkan; millî ve manevi değerlere bağlı, şahsiyetli bir nesille tam bağımsız ve erdemli Türkiye'yi inşa etmek için aşkla çalışan; inançlı, edepli, liyakatli, vicdanlı, gül yürekli, fedakâr öğretmenlerimize selam olsun.