Bugün, 2 Temmuz 2025 Çarşamba

Ahmet SEZGİN


SUZAN MUMCU'NUN MUHTEŞEM ROMANI: “ÖTEKİNİN AĞIDI”

SUZAN MUMCU'NUN MUHTEŞEM ROMANI: “ÖTEKİNİN AĞIDI”


    Yazar Suzan Tüter Mumcu; Terme'de 1970-1973 yılları arasında “pratisyen hekim” olarak; 1977-1979 yılları arasında da “psikiyatri uzmanı” unvanıyla özel muayenehanesinde insanlara şifa dağıtan, bütün Termelilerin gönlünde “Lokman Hekim” unvanıyla taht kuran Dr. Ahmet Yaşar Mumcu'nun eşi. 
  Bir dönem öğretmenlik de yapan Suzan Mumcu, Dr. Ahmet Yaşar Mumcu'nun 2001 yılında vefat etmesinden sonra yazarlık yeteneğini keşfeder. 2006 yılında ilk kitabı “Hayat Bu İşte” isimli hikayesini yayımlar. Daha sonra “Kırk Yılın Penceresi”, “Elimi Bırakma Ne Olur”, “Gizli Aşk Bu”, “Dinle Harun Reşit” isimli hatıra, hikaye, mektup türünde de nitelikli kitaplara imza atar. Çeşitli dergilerde yayımlanan hikaye ve denemeleriyle ödüller alır. Yazarın son iki eseri ise roman türünde: “Senin Adın Ah Olsun” ve “Ötekinin Ağıdı”
     Suzan Mumcu'nun Mayıs 2021'de Okuyan Us Yayınevi tarafından yayımlanan “Ötekinin Ağıdı” isimli 275 sayfalık romanı, 3-5 günde büyük bir zevk, heyecan ve ibretle okuduğum, ürperip çok duygulandığım ve çokça tefekkür ettiğim, çok ilginç ve güzel bir eser. “Ötekinin Ağıdı” isimli romanın gerçekçi, sarsıcı, ibret verici, sürükleyici konusu, başarılı ve heyecan verici kurgusu, toplumun önemli yarasına cesur ve insani bakışı ilgimi çektiği kadar akıcı, duru, açık, içten, etkileyici ve şiirsel üslubuna da hayran kaldım.  
     Suzan Mumcu'nun “Ötekinin Ağıdı” isimli bu muhteşem romanında:“1980'li yılların karanlığında hem askeri darbeyle hem de terörle sarsılan Türkiye'nin doğusu ile batısı tüyler ürperten bir yanlış anlaşılmayla birleşiyor. Savcı Cengiz Bey ile ailesinin Kilyos'taki sade yaşamı Berzan Ağa ile Dicle'nin dağlarda, mağaralarda hatta kamplarda geçen mücadeleyle dolu yolculuğuyla kesişiyor ve bu yolculuk, Zehra iken Berfin olan küçücük bir kızın değişen yaşamıyla çarpıcı bir hikayeye dönüşüyor.”
    “Ötekinin Ağıdı” isimli romanda bu ülkede 40 yıla yakın bir zamandır binlerce insanı katleden, evlerinden ve yurtlarından eden, nice şehit ailelerine gözyaşı döktüren, ülkemizi ve hatta bölgemizi sosyal, siyasi, ekonomik, kültürel ve psikolojik açıdan olumsuz etkileyen PKK terörüne, yaşanan acılara, terörün sebeplerine, uğradığı zulümle, baskıyla, yaşadığı korkuyla, öfkeyle, beyin yıkamayla, ön yargıyla teröre bulaşanlara, oradan uzaklaşmak isteyenlere, terör örgütüne bir şekilde bulaşanların dert ve ağıtlarına insanca bir ayna tutulmaya çalışılmakta. Yazar; bu cesur ve insani bakışla okuru derin düşündürmeye, sorgulamaya, bildiklerinin, duyduklarının, hissettiklerinin ötesine geçirmeye çalışıyor hatta “öteki” denilen insanları anlamaya, onlarla empati yapmaya, onların ağıtlarını hissetmeye davet ediyor roman diliyle, sanatın derin gücüyle. Bu romanı dikkatle ama yürekten okuyanların, Diyarbakır'da evlatlarını terör örgütünün elinden kurtarmak için gece gündüz nöbet bekleyen annelerin çığlığını daha yakından hissedecektir. 
      Suzan Mumcu, “Ötekinin Ağıdı” isimli romanında kahramanları çok güzel tahlil etmiş, olayların geçtiği yerleri çok gerçekçi ve başarılı şekilde betimlemiş.
      Gerek özgün konusu ve bakış açısı, gerekse başarılı kurgusu ve harika üslubuyla sinema filmi olabilecek nitelikteki bu muhteşem romanından dolayı Eğitimci-Yazar Suzan Mumcu'yu yürekten tebrik ediyor, daha nice şaheserler vermesini Allah'tan niyaz ederim. Yüreğine, kalemine sağlık….