Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Ahmet SEZGİN


ADNAN MENDERES´İN BÜYÜK SUÇU!


Merhum Adnan Menderes, 1952 yılında NATO toplantısı için Fransa´ya gider. Bir ara Paris (Fransa Türk) Büyükelçisini yanına çağırarak: ?Osmanoğulları ailesinin Paris´te yaşıyor olması gerek. Bunlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir.? diye sorar.

Büyükelçinin hanedan hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığını gören Menderes, büyük bir hayıflanma içerisinde: ?Sana 24 saat mühlet! Ya Osmanlı ailesinin adresi ile ya da istifanla gelirsin.? der. Bir müddet sonra büyükelçi, adresle gelir.

Hanedanın ziyaretine giden Menderes, gördükleri karşısında çılgına döner.Devlet-i Aliye´nin Ulu Hakanı Sultan Abdülhamid Han´ın 80 yaşındaki hanımı
Şefika Sultan, 60 yaşındaki kızı Ayşe Sultan ve diğer Osmanlı hanımları, Paris yakınlarında bir bulaşıkhanede Fransızların bulaşıklarını yıkamaktadırlar.

Menderes, gözyaşlarını tutamaz. Şefika Sultan´ın ellerine sarılır ve ?Anne, ne olur, affet bizi, geç geldik.? der. Ayşe Sultan, sürgünden otuz yıl sonra gördüğü bu vatan evladına: ?Sen kimsin?? diye sorar. Menderes de: ?Ben, Türkiye Cumhuriyeti´nin Başbakanıyım.? der. ?Ben Başbakanım.? sözünü duyan koca sultan, sevinçten öyle bir çığlık atar ki kalbi duracak gibi olur, bayılır.

Menderes, Türkiye´ye döner dönmez, doğruca Cumhurbaşkanı Celal Bayar´a çıkar ve ?Osmanlı hanımlarını bulaşık yıkarken gördüm. Onların Türkiye´ye dönmeleri için af kanunu çıkaracağım.? der.

Celal Bayar da: ?Adnan Bey, sus! Sakın bu konuyu bir daha başka yerde açma, malum gazeteler tahrikiyle Silahlı Kuvvetlerin içindeki cunta, Türkiye´de ihtilal yapar.? der. Menderes cebinden çıkardığı bir mektubu masanın üzerine bırakarak dışarı çıkar. Mektupta şunlar yazılıdır: ?Analarının ve babalarının

Fransa´da hizmetçilik yaptığı bir ülkenin başbakanı olmaktan utanç duyuyorum, istifamın kabulünü arz ederim. Adnan Menderes.? Menderes´in istifadan vazgeçmesi için epeyce uğraşılır ve hanedan hanımlarının yurda dönmelerine izin verilmesi şartıyla Menderes istifadan vazgeçer.

Dönüş: İstanbul´a dönenler arasında Sultan II. Abdülhamid´in hanımı ve kızı da vardır.

Bir sabah erken saatte Teşvikiye´deki evlerinin kapısı çalınır. Kapıyı Abdülhamid´in kızı Ayşe Sultan açar. Gelen kişi, Menderes´tir.

? Şayet kabul buyururlarsa Valide Sultan´ı görmek isterim, der. Başında tülbent, elinde tespihiyle Menderes´i karşılayan Şefika Sultan:

? Berhudar olasın evlâdım, hoş geldiniz, der. Başbakan da: ?Teşekkür ederim Valide Hazretleri; hoş bulduk.? demesinden sonra Şefika Sultan: ?Beyefendi, niçin önceden haberimiz olmadı? Böyle, hazırlıksız ve gâfil avlandık.? der. Menderes de: ?Zararı yok efendim. Bendeniz, elinizi öperek hayır duanızı almak
ve bir ihtiyacınız olup olmadığını öğrenmek için geldim.? der.

Ayrılırken daha sonraları Yassıada´da onun da hesabının sorulduğu şişkince bir zarf bırakır. İşte Menderes´in amansız suçlarından birisi budur.

(Hüseyin Öztürk, Yeni Akit, 10.05.2012)