Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Selim EROĞLU


AKİF´İN HUZURUNDAYDIM


Uzun zamandır milli şairimiz Mehmet Akif´in kabrini ziyaret etmeyi hayal ediyordum. Bu hayalim, biraz da ihmalkarlıktan, bu zamana kadar gerçekleşemedi.

Geçen yıl, Musa Serdaroğlu´nun ?´Sürgündeki Palto´´ adlı eserini okudum. Eser, baştan sona belgesel roman niteliğinde. Baştan sona kadar İstiklal Marşı şairimiz Akif´in hayatı anlatılıyor.

Eserden o kadar etkilendim ki, bir daha İstanbul´a yolum düşerse mutlaka milli şairimizin kabrini ziyaret edip hiç olmazsa bir fatiha okuyacağım diye kendi kendime söz verdim.

Çok şükür, sözümde durmanın bahtiyarlığını yaşıyorum.

Şairin kabri İstanbul´un en merkezi yerinde. Topkapı semtinde bulunan Edirnekapı mezarlığında Buraya Edirnekapı şehitliği de diniliyor. Çünkü burası resmi olarak bir şehitlik. Şehitlerimiz ebedi uykuları için beraberce buradalar.

Akif´in en çok kullandığı kavram şehitlik.

İstiklal Marşı´nda ?´ Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda´´ diyor.

Yine meşhur ?´ Çanakkale Şehitlerine´´ şiirinde :

?´ Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,

Aguşunu açmış duruyor sana Peygamber,´´ diyor.

Şehitleri bu derece seven ve onları her daim şükranla anan Akif´in onlarla yan yana yatması bir tesadüf olamaz. Mahza Allah´ın bir lütfudur. Çünkü insan nasıl yaşarsa öyle ölür. Bir kabın içinde ne varsa dışına da o sızar. Böyle bir ebedi uyku Akif´e Allah´ın bir ikramıdır. Şehitlikte, şehitlerle birlikte
komşu olmak her kula nasip olmaz. Başta çok arzu etmekle ve o uğurda çaba sarf etmekle olur.

Akif, 1925´ten 1936 yılına kadar çeşitli sebeplerden dolayı Mısır´da kaldı. Son iki yıl hastalığıyla mücadele etti. İyileşemeyeceği anlaşılınca vatanında ölmek arzusuyla Mısır´dan İstanbul´a geldi. İstiklal Marşı´nda:

?´Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda,´´ diyen Akif´in duası kabul olmuştur.

Böylece bu dünyada vatanından ayrı düşmemiştir.

Akif´in kabri geniş bir alanda, tam yolun kenarında yeşillikler ve rengarenk çiçekler arasında bulunuyor. Çok bakımlı mermerden bir kitabesi var.

Kitabede, ?´ İSTİKLAL MARŞIMIZIN BÜYÜK ŞAİRİ MEHMET AKİF ERSOY-1873-1936- RUHUNA FATİHA´´ yazıyor. Akif´in bir tarafında çok samimi dostu Ahmet Naim Baban´ın(1872-1934) kabri; diğer tarafında da bir başka vatan şairimiz Süleyman Nazif´in( 1870-1927) kabri bulunmakta. Üç çilekeş
vatan evladı burada yan yana yatıyorlar. Cenab-ı Allah kabirde de insana iyi komşular nasip etsin.

Akif bir şirinde ? sessiz yaşadım, kim beni nerden bilecek´ deyip tevazu göstermiş.

Akif, hiçbir zaman şöhret peşinde koşmamıştır. Dediği gibi sessiz yaşamak istemiştir ama sesi mecburen çok çıkmıştır. Halen daha çıkmaya, çok şükür, devam etmektedir. Çünkü onun şiirleri ve özellikle İstiklal Marşı her daim okunmaktadır. Onun mezarı bellidir ve herkes tarafından ziyaret edilmektedir. Ziyaretçiler eksik olmamaktadır.

O ziyaretçilerden biri de acizane bendim. Ziyaretim Akif´ e ne kattı bilmiyorum ama bana çok şey kazandırdığına eminim.

İstanbul´da yaşayan ve İstanbul´a yolu düşen her vatan evladının milli şairimiz Mehmet Akif´in kabrini ziyaret edip hiç olmazsa bir Fatiha okuması vicdani, insani ve milli bir vazifedir diye düşünüyorum.

Ruhu şad, mekanı cennet olsun.