Bugün, 23 Nisan 2024 Salı

Nazmi KILIÇ


AKIP GİDEN ZAMAN         

AKIP GİDEN ZAMAN         


Şüphesiz Allahın bütün zamanı kıymetlidir. Bazı zamanlar ise biz insanlar için daha kıymetlidir. Kıymetine binaen öylesine çabuk geçer zamanki, nasıl geçtiğinin farkına bile varamayız. Bir başlamış bakmışsınız ki hemencecik bitivermiş. Sanki yaşanmamış gibi gelir insana. Su misali akıp gitti zaman deriz. Aslında zaman mı geçer, biz mi sona yaklaşırız bunu düşünemeyiz. Kendimizi kandırırcasına zaman geçti deriz o kadar. Aslında durum hiçte öyle değil. Zaman geçmiyor biz sona yaklaşıyoruz. Bu son kimileri için ömrün sonu, kimileri için insanlığın sonu ve nihayet dünyanın sonu da olabiliyor.

         Evet, zaman bu ramazan ayında daha çabuk geçti. Her saniyesinin bile bizim nazarımızda ayrı bir değeri olan bu ay çabuk geçti. Daha dün “ Bu Ramazanda ne yapacağız. Pandemiden dolayı evlerimizde hapis kalacağız. Günler de uzuyor, evde nasıl vakit geçiririz” yakınmalarını duyuyorduk. Mübarek Ramazan ayı geldi ve nerdeyse bitmek üzere. Son günlerini yaşamanın ayrı bir heyecanı ve uğurlamanın ayrı bir telaşı içindeyiz.

         Gelmesini dört gözle beklediğimiz mübarek ayın gidecek olması bizi farklı düşüncelere kapılmamıza vesile olmaktadır. Gecesi farklı, gündüzü daha farklı bu ayı uğurlamanın ötesinde gelecek yıl acaba tekrar kavuşabilecek miyiz endişesini hissediyor olmalıyız. Bu ayın faydalanabildiğimiz veya faydalanamadığımız nimetlerinden gelecek yıl tekrar faydalanabilecek miyiz? Allahın bize bahşettiği rahmet, mağfiret ve kurtuluş aşamalarını tekrar yaşayabilecek miyiz? Mükâfatının ancak Allahın nazarında saklı olan Ramazan orucumuzu tekrar tutma fırsatını yakalayabilecek miyiz? Endişelerini yaşıyorsak sakın ola kendinizi anormal olarak görmeyiz. Son derece sağlıklı ve doğru düşünüyorsunuz. Yaşadığınız anın, zamanın kıymetini biliyorsunuz demektir.

         Şayet uğurlamaya hazırlandığımız bu Ramazan ayını yeterince değerlendiremediğinizi düşünüyorsanız ve üzülüyorsanız son derece haklısınız. Kıymetli zamanların değerlendirilememesi elbette üzüntü verecektir. Bu üzüntüden kurtulmanın yolu şayet seneye kavuştuğumda bu eksikliklerimi gidereceğim diye kendinize telkinde bulunabilirsiniz. Kim bilir belki Rabbim nasip eder aynı hatayı tekrarlamazsınız. Yoksa iki günü birbirine eşit insanın uğradığı zarara, iki ramazanı da bir birine eşit olarak tutan kişide uğrar. Gelecek ramazanımızı daha güzel değerlendireceğiz, mevcut eksiklerimizi giderip üstüne şu etkinlikleri ekleyeceğiz şeklinde kendimizi hazırlamalıyız. Manevi iklimimizdeki olumlu gelişmeleri zenginleştirerek “ramazan getirdi bayram götürdü” den ziyade kazanımlarımızı hayat tarzı olarak benimseyelim.

         Geçtiğimiz yıl Ramazan ayı Covit19 sebebiyle pandeminin gölgesinde geçmişti. Bu yıl da artan vakalar yüzünden kısıtlı bir hayat tarzı içinde geçti. İster istemez önceki yıllarda yaşanılan ramazan hareketliliğine özlemlerimiz arttı. Ramazan ayına mahsus yaşantımız yok oldu. İftar sofralarımızın kurulamaması, camilerde kıldığımız teravih namazlarımızın kılınamaması Ramazan ayının en büyük eksikliklerindendi. İnşallah bu illetten kurtulur da normal yaşantımıza döneriz.

En zengin sofradaki de çöplerden ekmek toplayanlarda doğarken olduğu gibi ölürken de eşit olacak. Şu bir nefes kadar kısa olan ömrü hayatımızda insanları sevmeyi, onlarla her şeyimizi paylaşmayı öğrenemeden gidersek inanın çok üzüleceğiz. Ramazan ayının en önemli hasletlerinden olan elimizdekini, soframızdakini ve yüreğimizdekini paylamak zenginleşerek devam ederse insanlık şüphesiz daha kazançlı çıkacaktır. Büyük özlemle beklediğimiz, elimizden geldiği kadarıyla değerlendirmeye çalıştığımız bu mübarek Ramazan ayına seneye tekrar kavuşmak ve değerlendirenlerden olabilmek umuduyla Ramazan bayramınızı tebrik eder, İslam âlemine ve insanlığın hayrına vesile olmasını dilerim. Hayırlı ve sağlıklı bayramlar dilerim.