İslâm; ?Allah(CC) tarafından Hz Muhammed (SAS) aracılığıyla insanlara gönderilen, insanları dünyada ve ahirette mutluluk ve saadete ulaştıracak ilâhî kanunlardır? diye tarif edilmiştir.
İslâm dininin hedefi insandır, insanın huzuru ve saadetidir. Bunun için gerekli kuralları koymuş ve insanoğluna tavsiyelerde bulunmuştur. Bu cümleden olarak İslâm, beş şeyi koruma altına almıştır: Akıl, nesil, can, mal ve din.
Her biri için geniş açıklamalar vardır. Biz ilk madde üzerinde duracağız.
İslâm dini; akla zarar veren ve aklı gideren alkol ve uyuşturucuları yasaklayarak aklı koruma altına almıştır. Çünkü İslâm´ın muhatabı akıllı olanlardır. İslâm dini akla büyük önem vermiş ve dini meselelerde aklı bir delil olarak saymıştır. Dört şer´i delilden ikisi olan Kıyas ve İcmâ akla dayanır.
Kuran-ı Kerim´de akılla ilgili pek çok ayet vardır. ?Akıl, akıl yürütme, düşünme ve akıl sahipleri´ konusunda 43 ayet tespit ettim. ?Ey akıl sahipleri!?, ?Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz??, ?Allah´ın ayetlerinde akıl sahipleri için nice hikmetler vardır? ve ?Siz hiç düşünmüyor musunuz?? bunlardan bazılarıdır.
Dua, ibadetin özüdür. Dua, gereklidir. İnsanoğlu duayı dilinden eksik etmemelidir. Hocalarımız da dualarına pek çok konuyu dahil ederler. Acaba ?Rabbim, aklımızı koru? diye dua eden var mıdır? Çünkü son zamanlarda sıkça duyar olduğumuz hadiseler duaya aklı da dahil etmek gerektiğini düşündürüyor.
Son yıllarda teknoloji inanılmaz derecede gelişti. Hayat kolaylaştı. Bir tıkla okyanusları aşıyor, hemen her bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Bu kadar faydasının yanında, kötü niyetliler yüzünden pek çok insan teknoloji yoluyla büyük zararlara uğruyor, mağdur oluyor.
İşte çarpıcı bir örnek:
?Beni kimse dolandıramaz? diyen profesörü dolandırdılar. (Türkiye, 14.07.2019)
Ankara´da bir üniversitede öğretim görevlisi olan Matematikçiler Derneği Başkanı Prof Dr Ömer Akın´a, meçhul bir kişi telefon ederek savcının kendisiyle görüşeceğini söyler ve telefonu yanındaki bir başka kişiye verir. Telefonu alan kişi; kendisinin savcı olduğunu, profesörün kimlik bilgileri ile yurtdışı işlemler yapıldığını, sorunu çözmek için paraya ihtiyaç olduğunu söyler. Profesörün, ?Ben şimdi karakola gidiyorum? demesi üzerine telefondaki şahıs, profesörün bütün kimlik bilgilerini sıralayarak, ?Bu bir ülke meselesidir. Konu deşifre olmasın. Aile bireyleri dahil bu konuyu sakın kimseye söyleme? der.
Bunun üzerine profesör bankaya gider ve yüklü miktarda para çeker. Banka görevlisi durumdan şüphelenir, ?Hocam, sizi dolandırıyor olabilirler? diyerek hocayı uyarmak ister. Fakat hocamız kendinden emindir, ?Ben bir profesörüm. Beni kimse dolandıramaz? der. Çantaya koyduğu 99 bin TL´yi Pursaklar´da verilen adreste bekleyen şahsa teslim eder.
İş bu kadarla bitmez. Bir süre sonra adamlar tekrar telefon ederek biraz daha paraya ihtiyaç olduğunu söylerler. Profesör hâlâ uyanamamıştır. Parası kalmayınca arabasını satar. Yirmi bin lirayı dolandırıcılara götürmek üzereyken, babasının arabayı sattığını öğrenen oğlu acele babasına ulaşır ve 20 bin TL´yi kurtarır.
Şimdi söyler misiniz; bu ?akıl tutulması´ değil de nedir? Çok da yaşlı olmayan ve halen üniversitede öğretim görevlisi olan bir profesör, dolandırıcılara nasıl bu kadar kolay inanır? Üstelik ?Beni kimse dolandıramaz!? diye diye can yongasını gidip dolandırıcılara teslim eder?
Bu sebeple kimse, ?Beni aldatamazlar? demesin. Fakat ?Rabbim! Aklımı koru? diye dua etmeyi ihmal etmesin.
Olaylar çok. 88 yaşındaki Selamet Teyze, ?Bu, Cumhurbaşkanı´nın sana hediyesidir? diyerek kendisine Kuran-ı Kerim hediye edenlere kanar ve 1 milyon 750 bin TL´lik senede imza atar. Yine bir başka yaşlı kadın; TL, Euro ve altın olmak üzere 200 bin TL´ye yakın parasını benzeri aldatmacalarla dolandırıcılara kaptırır.
Hadi onlar yaşlıydı diyelim, ya profesöre ne demeli?
Bir başka akıl tutulması da Rize´de yaşanmış. Babalarından kalan ahşap evi paylaşamayan Ali ve Ahmet Kengel kardeşler, motorlu testere ile evi ikiye bölerek sorunu çözmüşler(!). Muhtarın ve köylülerin ikna çabaları fayda etmemiş.
?Allah akıl fikir versin? diyoruz.
Tabii ?Rabbim! Aklımı koru? diye dua etmekten de geri kalmamalıyız.
