Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Yılmaz İMANLIK


ALACALAR GELDİ

ALACALAR GELDİ


    Kışın kardan adam yapmayı, karda kaymayı, kartopu oynamayı sevmeyen çocuk hemen hemen yok gibidir.
    Kış çocuklar için özlemle beklenen bir eğlence kaynağıdır.
     Ama ben kendimi bildim bileli hiç sevmedim kış bu tür eğlenceleri.  Hele kartopu oynamak hiç bana göre değildi,  bana hep itici geldi diyebilirim. Sulu sulu bir kartopu yüzünüze geldiğinde onun verdiği acı kolay kolay geçmiyor.
    Ben daha çok karın yağışındaki masumiyeti, beyazlığı, dinginliği ve şiirselliği sevdim.
    Kar yağışı esnasındaki sessizliği hiçbir yerde bulamazsınız.
    Karın yağdığı ilk sabah annemin tepelere bakıp “Alacalar gelmiş.” deyişiyle heyecanlanıp hemen pencereden tepelere bakmayı sevdim.
    Kuzine başında, yer minderinde oturup bir yandan fokurdayan güğümün sesini duymayı, bir yandan demlenen çayın kokusunu içime çekmeyi sevdim.
    Uzun kış gecelerinde misafir odalarında büyüklerimizin ve arkadaşlarımızın dostça, samimi muhabbetlerine kulak misafiri olmayı sevdim.
    Kuzinenin fırınında pişen beyaz patatesleri ellerimize alıp böldüğümüzde kar ile patatesler arasında akrabalık kurmayı sevdim.
    Büyükannemin ambardan tepsiyle fındık, ceviz ve ekşi elmalar getirip torunlarını sevindirmesini sevindim. Sonra kar altından topladığı pancarların kökünü soyup bize vermesini sevdim. 
    Büyükbabamın sabah namazından sonra evdeki herkes duysun diye kendi makamınca Kur’an okumasını sevdim.
    İnsanların deve kuşu gibi cep telefonlarına gömülmediği, sohbet ederken birbirlerinin yüzüne baktığı muhabbetleri sevdim.
    Ellerimi yanaklarıma koyup penceremden bahçedeki fındık dalına konan serçenin evimizin etrafında bir boşluk bulduğunda heyecanla kanatlanıp oraya sıvışmasını ve gözlerindeki mücadeleyi sevdim:
    Büyüklerimizin dizinin dibine oturup bize halk hikâyeleri anlatmalarını sevdim.
    Her mevsim herkes için bir nimet. Ve herkes her mevsimde kendine göre sevilecek bir şeyler buluyor…