Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Seyfi GÜNAÇTI


Aldatıldık (mı?)

Aldatıldık (mı?)


Bir bayram daha geride kaldı. Görüştüğümüz görüşemediğimiz, bayramlaştığımız bayramlaşamadığımız arkadaşlarımız oldu. Bu münasebetle, herkesin geçmiş Kurban Bayramını tebrik ediyorum.
Bayram öncesi yazımda, Pazar yerinde buğdayın yaş kısmını gizleyen satıcıya Peygamberimiz(SAS)`in “Bizi aldatan bizden değildir” dediğini nakletmiş ve aldatmanın sadece Pazar yerleri ile sınırlı olmadığını belirtmiştim. Dokuz günlük bu tatilde ben de benzeri bir olay yaşadım.

Tatile girmeden önceki son bayrak töreninde okul müdürümüz bir duyuru yapmış ve elindeki ilanı göstererek “13 Ekim Pazar günü Terme şehir stadında Termespor ile Samsunspor`un maçı var. Maç öncesi sezon açılış töreni yapılacak ve maç saat 14.00`te başlayacak. Özellikle gençlere duyuruyorum” demişti. Anladım ki, bu duyuru kâğıdından bütün okullara gönderilmişti.
Samsunspor`u son olarak iki sene önce Süper Ligde iken İstanbul BŞ Belediyesi karşısında seyretmiştim. “Bu bir fırsat. Samsunspor ayağımıza geliyor” diyerek maça gitmeye karar verdim.

O gün aynı saatlerde bir arkadaşın düğününde bulunmam gerekiyordu. Düğün saat 13.00`de başlayacaktı ama bilirsiniz işte, düğünler ve de resmi törenler verilen saatten en az yarım saat sonra başlar. 1 saat geç başlayanları da olabiliyor.
Düğünle ilgili görevimizi yerine getirdik. Taraflara `Hayırlı olsun` dileğimizi ilettik. Bir masada oturup arkadaşlarla bir saat kadar sohbet ettik. Hemen hatırlatmam gerekiyor ki, bu düğünde yanınızdaki arkadaşınızın söylediklerini duyamayacağınız kadar yüksek perdeden müzik yayını yoktu. Çalan müzik de hem dinlendiriciydi hem de sohbet yapmaya uygundu.

Maçın ikinci yarısına yetişmek için 14.50`de salondan ayrıldım. Stada girmek için kapıyı ararken Ali Alper Bey`e rastladım. O da giriş kapısını arıyormuş. Birlikte tarif edilen tarafa doğru ilerledik. Biz kapıdan girerken seyirciler dışarı çıkıyordu. Bir tuhaflık olduğunu anlamıştım. Saat 15.07`yi gösteriyordu ve normalde 2. yarının başlamış olması gerekiyordu. Seyircilere sorduk. “Tören konuşmaları sebebiyle maç geç başladı. Bu yüzden ilk devre daha yeni bitti” dediler.

İlk can sıkıcı haberi almıştım. Ben ikinci yarının başlama saatine göre hareket etmiş, zamanımı ona göre ayarlamıştım. Şimdi boş yere 15 dakika daha bekleyecektim.
Orta çizginin karşısına gelen yerde üst sıralardan birine oturduk. Yanımızdakilerle sohbete başladık. Eski futbolculardan Çivici ile Termesporda oynamış iki kişi daha vardı. Nihayet dinlenme süresi doldu ve takımlar sahaya çıktı. İkinci şoku da o zaman yaşadım.

Bu takım, bizim beklediğimiz, maçına geldiğimiz Samsunspor değildi. Hatta Samsun`un yedekleri bile değildi. Ben uzaktan oyuncuları seçemiyordum ama Çivici, “Şu anda sahada Samsunspor`da ilk 18`e giren tek futbolcu var. O da ara sıra 18`e girer. Oynadığını hatırlamıyorum” dedi. Zaten bir gün sonraki Samsun Haber Gazetesi maçı, “Samsunspor gençlerle kazandı: 3-0” başlığı ile veriyordu.
Kendimi aldatılmış olarak hissettim. Ben Samsunspor`u seyredeceğim diye düğünü yarıda bıraktım. Bazı programlarımı maç için iptal ettim ve stada geldim. Ama sahada Samsunspor`u değil, Samsun`un genç takımını buldum. Yani sen bana yalan söyledin!

Neden doğruyu söylemiyorsun? `Samsunspor` diyeceğine `Samsunspor Genç Takımı` desene! O zaman isteyen gelsin, istemeyen gelmesin. Ama herkes kimi seyredeceğini bilerek gelsin. Bir gün gerçekten Samsunspor`u Terme`ye getirsen beni inandırabilir misin?
Bu olay bana Atatürk`ün, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severim” sözünü hatırlattı.

Spor sağlıktır. Spor barıştır. Spor dostluktur. Ve öyle olmalıdır.
Termespor`a ve Samsunspor` başarılar.
- - - - - - - - - -
Not: Maçın orta hakemi, okulumuz Beden Eğitimi Öğretmeni Ahmet Zengin`di.