Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Seyfi GÜNAÇTI


Anaokulu

Anaokulu


Diyanet İşleri Başkanlığı, Mevlid-i Nebi Haftası dolayısıyla her yıl bir konu belirliyor ve o konu etrafında etkinlikler düzenliyor. Bu seneki Mevlid-i Nebi haftasının tem'ası 'Peygamberimiz ve Aile' idi. 
Bu cümleden olarak, Samsun'un doğudaki ilçelerinden Terme, Çarşamba, Salıpazarı ve Ayvacık müftüleri bir araya geliyorlar ve “Bizim de bir katkımız olsun” diyerek, olumlu bir projeye imza atıyorlar. Konusunda uzman bir kişinin 'Aile' konusunda bir konferans vermesini karara bağlıyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı uzmanlarından Mustafa Irmaklı'yı davet ederek belirlenen tarihlerde ilçelerde konferans vermesini sağlıyorlar. 
Mustafa Hoca gerçekten konusunda uzman imiş ki, Çarşamba konferansını takip eden Termeli Yazar B. Rahmi Özen konuşmayı beğeniyor. Elbette beğenen çok kimse vardır. Lâkin yazdığı roman, hikâye ve tiyatro eserlerinin yirmiden fazlası ödüllü bir edebiyat öğretmeninin beğenisi farklı bir önem arz ediyor. Bu projeyi gerçekleştiren müftülerimizi tebrik ediyorum.
Çarşamba'dan bir gün sonra aynı konferans Terme'de tekrarlandı. Takip etmeyi çok istemiş olmama rağmen o gün Söğütlü'ye gitmek durumunda olduğumdan hazır bulunamadım. Müftülüğümüz tedbirli davranmış ve konuşmayı videoya aldırmış. Uygun zamanda seyretmeyi istiyorum.
Aynı konuda Anadolu Gençlik Derneği Terme Şubesi de bir konferans düzenlemiş. Adana'dan Abdülaziz Kıranşal Bey'i davet etmişler. 16 Kasım Cumartesi akşamı Terme Belediye Kültür Merkezinde düzenlenen 'Aile ve Çocuk Eğitimi' konulu konferansı ben de takip etme imkanı buldum. 
Proğramın saat 19.30'da başlayacağı bildirilmişti. Bu seçimi beğenmiştim. Proğram vaktinde başlayabilecek ve yatsı namazından gelecek olanları beklemek durumunda kalmayacaktık. Çünkü yatsı ezanı saat 18.44'te okunuyordu. Fakat beklediğim gibi olmadı. Cemaat saat 19.14'te camiden çıkmasına rağmen, ne hikmetse proğram 18 dakika gecikme ile 19.48'de ancak başlayabildi.
Konuşmacı konuya iyi bir giriş yaptı. Ancak bir süre sonra virajı sert aldı! Günümüz Müslümanlarının çoğunda görülen bazı hataları eleştirdi. “Hata kişilerde ise, söyleyeni niye suçluyorsun?” diyebilirsiniz. Lâkin sözden söze, uyarıdan uyarıya fark var. 
Her şeye rağmen konuşmacı Aile ve Çocuk Eğitimi konusunda önemli noktalara değindi. Çoğumuzun bilip de ifade edemediğimiz konuları isimlendirdi, adını koydu. “Anayı evde bulamayınca anaokulu açtık. Evde huzur kalmayınca, huzuru sokakta aradık; huzurevleri açtık. Huzurumuzu kaçırdığını düşündüğümüz ana babamızı huzurevine gönderdik” dedi. 
Bunlar, sizin de bizim de bildiğimiz ama isimlendiremediğimiz, kendimize söyleyemediğimiz konular. Anaokuluna da, huzurevine de karşı değilim. Bunların her biri toplum için gerekli kurumlardır. Hatta dün Bülent Çavuşoğlu Anadolu Lisesi öğrencileri ile Samsun Büyükşehir Belediyesi Huzurevini ziyaret ettik. Gençlerle büyüklerimizi buluşturduk. Bunlar gerekli kurumlar da, aslolan bunların oluşması için zorlama olmamalı, bu kurumlar zorunluluktan ortaya çıkmalıdır.
Bir kesim var ki kadını evin dışına itmek için büyük gayret sarf ediyor. Kamuda ne kadar erkek çalışıyorsa o kadar da kadın olmalıymış. Her kadın kendi ayaklarının üstünde durmalı imiş. Sanki kamuda, işyerlerinde çalışmayan kadınlar başkalarının ayakları üzerinde duruyor! 
Bütün kadınlar kamuda, işyerlerinde çalışırsa, evde kadının, kadın olarak yapması gereken görevleri kim yapacak? Küçük çocukları kim bakacak? “Anaokulu açarız” mı dediniz? Peki bebekleri kim bakacak? “O zaman da eve bakıcı kadın alırız!” Yani evdeki kadını dışarı göndereceksin, eve yabancı kadın alacaksın. “Anayı evde bulamayınca anaokulu açtık” sözü, yerine oturuyor mu?
Adamın birine “Eşin ne iş yapıyor?” diye sormuşlar. O da “çalışmıyor” demiş. Orada bulunan arkadaşı itiraz etmiş: “Eşin nasıl çalışmıyor kardeşim! Evde yemeği eşin yapıyor. Bulaşığı eşin yıkıyor. Evi o temizliyor. Ütüyü o yapıyor. Çocuğuna o bakıyor… Daha ne iş yapsın? 'Çalışmıyor' diyeceğine hiç olmazsa 'Ev Hanımı' bari de!” demiş. Bu kadar işi olan kadını zorla evden göndermenin alemi var mı? Kendisi gitmek istiyorsa o başka.
“Toplumun temeli ailedir” diyoruz ama temeli sağlamlaştırmak için yapılması gerekeni yapmıyoruz. Ailesine davranış konusunda bize en iyi örnek Peygamberimiz Hz. Muhammed(SAS)'dir. Onun hayatını ve davranışlarını örnek almak, tavsiyelerine uymak; mutlu ve huzurlu bir hayat için bize yeter.