Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Yılmaz İMANLIK


APDİLLEK VE HAYAT FELSEFESİ


Apdillek çocukluğumuzda ayrı bir öneme sahipti. Bu, toprakta yetişen yenilebilir bir bitki çeşidiydi. Biz ona apdillek derdik. Belki literatürde bilimsel bir ismi vardır. Başka yörelerde başka isimlerle de anılabilir. Ama başka yörelerde ismine de cismine de rastlamış değilim.
Apdillek, toprak altında yetişen uzun ve toprağa derinlemesine girdikçe incelen bir bitki. Kabuklarını soyup içindeki beyaz bölü yiyorsunuz.
Bu bitkiyi elde etmenin iki yolu vardır: kolay ve zor. Kolay yolu tercih ederseniz yumuşak topraklarda, kaş, bayır, erozyona uğramış yerlere bakabilirsini onu. Kolayca, bir çırpıda bulabilirsiniz. Ancak kolay elde ettiğiniz apdillekler o kadar tatlı değildir. Özsuyu da fazla yoktur. Derinde olmadığı için güneşten de etkilenir.
İkinci yol düz ve sert topraklarda yetişen bitkilerdir. Bunlar daha sulu ve lezzetlidir. Güneşten de etkilenmezler. Ancak onlara ulaşmak öyle kolay değildir. Toprağı dikkatli bir şekilde kazacaksınız. Kazmayla apdilleklerin köküne zarar vermemeye dikkat edeceksiniz. Onu sağlam bir şekilde çıkartıp zevkle yiyebilirsiniz.
Bu bitkiyi niye anlattım?
Apdillekten öğrendiğimiz iki önemli şey vardır. Değil mi ki kainatın her zerresi bize hikmetler veren bir kitaptır. Onu hakkıyla okumasını bilip ibret alabiliyorsak ne mutlu!
Hayatta kolayı tercih edenlerin, emek vermeden, zahmet çekmeden, yattığı yerden bir şeyler elde etmek peşinde olan insanların kazandıklarında bereket olmaz. Tat olmaz. Elindekileri de kısa sürede kaybederler onlar.
Bir şeyler elde etmek için ter döken, zahmet çeken, hayatındaki birçok eğlenceden fedakarlık yapan insanların kazandıkları daha anlamlı, daha tatlı ve uzun soluklu olur.
Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur:
Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir şey yememiştir.(Buhari, Bûyû, 15)
Şimdi yeniden apdillek yemeye gitmek istesek şüphesiz ikinci yolu tercih ederiz. Onun özsuyunda hayatın felsefesini okuyabilenlere ne mutlu.