Arkadaş

Gazeteden refikimiz Nazmi Kılıç, Terme Bilgi Gazetesi'nin 25.08.2021 tarihli sayısında arkadaş ve arkadaşlık konusunu işlemiş.
Atalarımız henüz Orta Asya'da yaşadıkları dönemde savaşta arkalarından gelecek bir saldırıya karşı kendini emniyete almak için sırtlarını bir ağaca yahut bir kayaya vererek ok atarlarmış. Sırtlarını dayadıkları bu güvenceye sonraları 'arka taş' demişler. Bu ifade, söylene söylene 'arkadaş'a dönüşmüş. Buradan anladığımız kadarıyla arkadaş, güvenilecek kimsedir. Zarar gelir diye düşünmeden sırtını dönebileceğin insandır.
Nazmi Bey, yazısında arkadaş çeşitlerini sıralamış:
Çocukluk arkadaşı, okul arkadaşı, asker arkadaşı, iş arkadaşı. Ben bunlara, mahalle arkadaşı ve hac arkadaşını da ekledim. Lakin günümüzde bazılarının kullandığı ve hangi manaya geldiğini tam olarak çözemediğim(!) “erkek arkadaşım” ve “kız arkadaşım” kavramlarını sözlüklerde bulamadım. Bizim ne çocukluğumuzda, ne gençliğimizde, ne de orta yaş dönemimizde bu iki kavram yoktu. 
Televizyonda bir yarışma. Yarışmacı koltuğuna oturan erkeğe sunucu soruyor:
“Yarışmaya kiminle geldiniz?” 
Cevaba bakınız; “Kız arkadaşımla geldim!”
Bir cevap verildi, görüntüye de bir kız-kadın geldi ama ben 'kız arkadaşım' ifadesiyle ne kast edildiğini tam olarak anlayamadım. “Sevgilin mi?” diye sorsanız “Hayır. Sevgilim değil, kız arkadaşım” demekte ısrar edecektir. 
Hani bir genç, bir iş yerine gelmiş ve masada oturan orta yaşlı adama, “Sizde amcamın bir emaneti varmış, onu almaya geldim” demiş de adamın elindeki işiyle meşgul olduğunu görünce “Beyefendi, işim acele. Beni aşağıda kuzenim bekliyor” dediğinde adam, “Kuzenim dedi, aklıma on tane soru geldi. Kuzeni kız mı erkek mi? Dayısının kızı mı, halasının oğlu mu?..” demiş ya; işte o hesap. Erkek, 'kız arkadaşım' deyince benim de aklıma pek çok soru geldi.
En yakın ihtimalden başlayalım. Seyirci bölümünde oturan kız, erkeğin kız kardeşi olsa; ya “kız kardeşim” ya da “ablam” diyecek. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi amcasının yahut teyzesinin kızı ise “kuzenim” diyecek. Sevdalısı ise “sevgilim” diyecek. 
Bunların hiç biri değilse bu kız onun nesi? “Kız arkadaşıymış işte!” diyecekseniz; beni bağışlayın, ben bir erkeğin kız arkadaşını ya da bir kızın erkek arkadaşını anlayamıyorum!
Genç bir erkek, beş günlük tatilini güney sahillerimizde geçirmek istiyor. Böyle bir gezinin tek başına tadı olmayacağını düşünerek yanına bir arkadaş arıyor. Aklına arkadaşı Necla geliyor. Niye olmasın? Necla onun 'kız arkadaşı' değil mi? Gidip ailenin kapısını çalıyor. Kapıyı açan kızın babasına, “Ahmet amca, Ben Marmaris'e beş günlüğüne tatile gidiyorum. Yanıma bir arkadaş arıyorum. Acaba Necla da benimle gelebilir mi?” diyor. 
Ahmet Efendinin ne cevap verdiğini düşünüyorsunuz? “Elbette. Benim için hiçbir sakıncası yok” demiş olabilir mi? Benim aklıma başka cevaplar ve davranışlar geliyor da.
Bu örnekleri çoğaltabilirsiniz. 
Yabancı filimlerde böyle sahneleri görebilirsiniz ama ben hiçbir Müslüman- Türk ailesinin kızını, sırf “erkeğin kız arkadaşı” olduğu için evli olmadığı bir erkekle tatile göndereceğini düşünemiyorum. Diyeceksiniz ki, “Ben magazin sayfalarında okuyorum; filan futbolcu, falan şarkıcı ile Mayorka Adalarına tatile gitmiş.” Fakat sizin de dediğiniz gibi onlar futbolcu, şarkıcı, artist, manken… 
Bunların ailelerini incelediniz mi? Futbolcu zaten paralı, ailesinden ayrı yaşıyor. Kız da para kazanmaya başlayınca “Ben kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum!” deyip ailesinden ayrılmış, başka bir eve çıkmış. Bu kız kimlerle geziyor, neler yapıyor; bilen yok. Yalnız yaşıyor ya, artık ana babasına hesap vermek zorunda değil. Yaşı da 18'i geçtiyse kim ne diyebilir? O zaman “erkek arkadaş”ı olabilir(mi?). 
Bir gün televizyonlarda “Yedinci kat balkonundan atılan-düşen kız öldü” haberinden sonra ana babanın da evlatlarından haberi oluyor! Allah bu tür haberlerle karşılaşmaktan bizleri korusun. 
Ben bunun için diyorum ki; erkeğin kız arkadaşı, kızın da erkek arkadaşı olmaz. Yanılıyorsam lütfen beni ikna ediniz.