Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


ARTIK YAĞMUR FELAKET OLMAMALI

ARTIK YAĞMUR FELAKET OLMAMALI


    Geçen hafta bölgemizde büyük bir sel felaketi yaşandı. Dereler, ırmaklar taştı. Tarım arazileri sular altında kaldı. Birçok üreticinin mahsulü heba oldu.  Fındıklar  akıp gitti. Ulaşım aksadı. Uzun süre sular akmadı. Elektrikler kesildi. En vahimi, komşu ilçemiz Salıpazarı'nda iki vatandaşımız maalesef hayatını kaybetti.
    Ölenlere  Allah'tan rahmet,  yakılarına sabır, halkımıza da metanet diliyorum.
Devir değişti Artık kol kırılıp yen içinde kalmıyor. Nerede ne olmuşsa anında bütün dünyanın haberi oluyor. Maruz kaldığımız sel felaketini  bütün dünya anında duydu/gördü.
    Bölgemiz çok yağış alan bir yer. Bu, bilinen bir gerçek. Yeni bir durum değil. Dünya kurulduğundan beri böyle. Çoğu yer, yeterli yağış alamamaktan, kuraklıktan şikayetçi. Biz ise aşırı yağıştan. Bir türlü  su ile barışık yaşamayı beceremedik/ başaramadık.
    Coğrafya kaderdir. Terme, ova bir yer ve hemen hemen deniz seviyesinde. Burada dağlar denize paraleldir ve kıyıya çok yakındır. Bilhassa yaz aylarında ani bastıran sağanak  yağışlar eğer denize ulaşacak bir yer bulamazsa büyük tahribata yol açıyor. Bunlar bilinen gerçekler.
    Ne yapmak lazım? Coğrafi şartlarla uyumlu bir düzen kurmak lazım.
    Son felaketten sonra gördük ki yediden yetmişe ortak bir kanaat oluştu. O da, Terme ırmağının yukarısına, uygun bir yerine baraj yapılması. Bu bölgeye baraj yapılmazsa bu felaketler tekrar tekrar yaşanacak. Salıpazarı ve Terme'yi yine sel alacak.
 Niye Çarşamba'yı, Bafra'yı sel almıyor?  '' Çarşamba'yı sel aldı'' cümlesi artık türkülerde kaldı. Çünkü  Çarşamba'nın yukarısında devasa barajlar var. Su dizginlenmiş. Yeşilırmak üzerine barajlar yapılmamış olsaydı aynı felaketlerin daha büyüğü orada da yaşanacaktı.
    Sadece Terme ırmağına mı baraj yapılmalı? Hayır, bütün ırmaklarımıza, derelerimize barajlar, göletler, bentler… yapılmalı. ''Su akar, Türk bakar''
 sözü artık tarihe karışmalı.
    Kocaman deresi her yağmur yağışında felakete davetiye çıkarıyor. Daha iki ay önce benzer bir sel felaketi yaşanmıştı. Ogün bugün DSİ ırmakta çalışma yapıyor. Yaraları sarmaya çalışıyor. Milyarlarca para ve emek harcandı. Hepsi bu selde, gözümüzün önünde  heba olup gitti. 
        Terme ve Salıpazarı acilen bir araya gelip bölgedeki bütün ırmaklara, derelere baraj, gölet, bent… talebini yüksek sesle dile getirmeli. Bu durum birinci önceliğimiz olmalı. Bu talebimiz herkese iletilmeli.
    Su, petrol kadar değerli bir nimettir. Hatta gelecekte  petrolden de değerli olacağı bir gerçektir. Bizim suya hükmetmemiz lazım. Medeniyet suya hükmetmekten geçer. Gelişmiş  ülkeler böyle yapmış
    Gidip görmek nasip oldu. Hollanda deniz seviyesinde bir ülke. Hatta denizden bile alçak olduğunu söyleyenler var. Adeta bütün ülke sular içinde yüzüyor. Adamlar koca okyanusa dizgin vurmuşlar. Suların alçalıp yükselmesi onları hiç etkilemiyor. ''Suyun dilinden anlayan en iyi ülke biziz'' diyorlar ve bununla övünüyorlar. Hatta suyun seviyesini kendileri alçaltıp yükseltiyorlar.
    Bu  bakımdan diyorum ki  bütün bölgeyi  içine alacak şekilde ''ilmi bir heyet'' kurulmalı. Kurulan heyet tam teşekküllü bir rapor hazırlayıp yetkililere ve  komu oyuna sunmalı.  Bilimsel projeler geliştirilip acilen hayata geçirilmeli.
    Bundan sonra yağan yağmurlar  bizim için  külfet değil nimet olmalı.
     Suyumuz/petrolümüz boşa akıp gitmemeli. Ovalarımız bereket fışkırmalı. Irmaklarımız/ derelerimiz, çaylarımız/ kanallarımız mesire yeri olmalı.
    Ortak akıl devreye girerse olmayacak şeyler değil.
    Biz, iyi günde de, kötü günde de bölgemiz için, bekamız için  olmazsa olmazımız bu taleplerimi zi daima gündemde tutmalıyız.
    Yaşananlar bugünün meseleleri değildir. Kökleri  çok eskilere dayanan meselelerdir.
    Aklın yolu birdir.
    Her türlü şahsi/siyaisi mülahazalardan uzak ortak paydada buluşmalıyız.
    Yaralar sarıldıktan sonra köklü çözümleri hayata geçirmeliyiz.