Bugün, 23 Nisan 2024 Salı

Ahmet SEZGİN


"AŞK MEDENİYETİNE YOLCULUK" ÜZERİNE

Ahmet Sezgin´in deneme türünde kaleme aldığı kırk bir güzel yazıdan oluşuyor ?Aşk Medeniyetine Yolculuk?. Üslup; kendine özgü, akıcı, sıcak, sarmalayıcı; içerik hakikat dolu, düşündürücü ve ikna edici.


Ahmet Sezgin´in deneme türünde kaleme aldığı kırk bir güzel yazıdan oluşuyor ?Aşk Medeniyetine Yolculuk?. Üslup; kendine özgü, akıcı, sıcak, sarmalayıcı; içerik hakikat dolu, düşündürücü ve ikna edici.
On kitap okumaktan bir kitabı on kere okumak daha faydalıdır, derler. Tam da bu esere göre yapılmış bir tespit. Yeniden okuduğunuzda daha önce bunu niye fark etmemişim diyebiliyorsunuz. Muhteva yerli, millî ve evrensel. Tam da bugünün gençliğinin uzak bırakıldığı manevi, kültürel zenginlikler.
Birileri Kültür Bakanlığına ve Millî Eğitim Bakanlığına sesini duyurabilse de bu eser ulaşması gereken yerlere ve fertlere ulaşsa... Meselâ sosyal branş öğretmen adaylarına bu eserden mülakat yapılsa. Hatta Millî Eğitim Bakanlığının görevlendirdiği idareciler bu eserden mülakata alınsa... Böylece bir de yerlilik ve millilik meselesi de test edilmiş olsa. Mülakat yapanların da yerli ve millî hanesine bir göz atılsa çok güzel olur kanatindeyim.
Araştırmacı-Şair-Yazar Ahmet Sezgin´in şiirlerini, inceleme ve makalelerini, antoloji ve biyografi kitabını da hasbelkader inceledim. Gezmeye gider, güzel bir tatlı yersiniz de tadı damağınızda kalır ya öyle özlenesi, güzel bir his bıraktı hafıza ve gönlümde her biri. ?Aşk Medeniyetine Yolculuk? da öyle.
Daha geniş kitlelere ulaşmasını arzuladığımdan değerlendirmek için bazı denemeleri bir daha okuyorum. Ancak o değerlendirmenin de daha birinci sayfada çoktan yapıldığını görüyorum: ?Aşk nedir??sualine ?Ol da bil.? diyen aşk ve irfan ehli, ?aşk medeniyetine yolculuk nedir?? diyenlere "Oku da gör." diyecekti. Kendi ifadesini de ?Her ne var âlemde aşk imiş/ Gerisi kıl ü kal imiş? sözü mucibince dedikodudan ibaret addedecekti.
Eğitimci-Yazar Ahmet Sezgin, denemelerinde dostlarıyla samimi bir sohbet içindedir. Bu denemeler yazara göre değil "yaratan"a göre kurgulanmış adeta. Böylelikle yazar bir kuyumcu titizliğiyle güzel Türkçeye de hakim olduğunu gösteren zerafetiyle bazen bilgi vermekte, bazen adres göstermekte, bazen bir darb-ı mesel söylerken bazen de tecahül-i arife başvurmaktadır. Denemeler yazılırken kelimeler öyle güzel seçilmiş, dil öyle özen ve incelikle kullanılmış ki?
?Aşk Medeniyetinin Çocukları?nda hakiki aşkın "tensel bir haz" değil, "tacını ve tahtını terk ettiren" kutlu bir sevda olduğunu anlıyoruz.
Yazar, "Yolumuzun Kandilleri Türk Klasikleri"nde âdeta feryat ediyor: Kendi klasiklerimizi bilmeden ve okumadan Batı ve Rus klasiklerini mankurtlaşan aydınlar eliyle okuyan neslimizin de mankurtlaştığını haykırıyor. Milletimizin gerçek kimliğini ve yörüngesini kendi klasiklerimizi okuyarak bulabileceğini ifade ediyor ve Faruk Nafiz´le cevap veriyor: ?Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek/ Bizim diyarımız da binbir baharı saklar!? ?Şiirlerle Gönül Yolculuğu? bu cevabı akademikleştiren, varsa gönül tellerini sızlatan bir seviyeye çıkıyor. Bu denemeyi okuduktan sonra hayatınız yeniden anlam kazanmıyorsa, kütüphanenizdeki kitaplarınız gardıropunuzdaki elbisenizden daha çok olamıyorsa siz zaten okumuyorsunuz. Yazar, her bir denemesinde inceden inceye tespit ve mesajlarına devam ediyor. Bu mesajları benden okursanız kitabı okumuş olmazsınız.En güzeli, siz de ?aşk medeniyetine yolculuk? eyleyesiniz.
(Mustafa Bal, Kıbrıs, Nisan 2016)