Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

B.Rahmi ÖZEN


AŞK MEDENİYETİNE YOLCULUK

AŞK MEDENİYETİNE YOLCULUK


‘Yoksa bu toprakta Oğuz
Yoksa Bu sayfada Yavuz
Biz de yoğuz, biz de yoğuz`
A. N. Asya

Cumhuriyet tarihimizde; mukaddesatımıza ve milli davalarımıza yönelik fikrî planda Türk gençliğinin yüreğini besleyen mümtaz şahsiyetleri, düşünce erlerini, filozofları, şair ve yazarlarımızı minnetle yâd ediyorum.
Onlar olmasaydı üstadımız Arif Nihat Asya`nın dediği gibi bugün biz de olmayacaktık bu topraklarda. Kültür ve medeniyet adına üretilmiş bir değer söz konusu değilse; insanların yaşadığı topraklarda maddi varlığının hiç önemi yoktur. 

Yüreğimizi besleyen düşünce erlerinin adlarını bu satırlarda yâd etsem yazımın asıl maksadını aşmış ve hatırlayamadığım öteki güzel insanlara haksızlık etmiş olurum. Onların hepsi de yolumuzu aydınlatan yıldızlardı. Aramızdan ayrılanlarını rahmetle, sağ olanları minnetle anıyorum. Şu an yokluğuyla bizleri öksüz bırakanlar, görevlerini bihakkın yaptılar, yapmak isteyip de ömürleri yetmeyenleri biz öğrencilerine bıraktılar.

Onlar, bize en başta Allah`ımızı sevmeyi öğrettiler. Cihan Peygamberi Hz. Muhammed`i, Rabbimizin yüce mesajı Kur`an`ı sevmeyi öğrettiler. Rengini kanımızdan alıp; alı kanımızdaki al, akı alnımızdaki ak olan ay yıldızlı bayrağımıza sevdalanmayı öğrettiler. Güzeller güzeli vatanımıza âşık olmayı öğrettiler.
Onla, bize aşkı sevdirdiler, çileyi sevdirdiler.

Beslendikleri kaynak Kur`an`dı, sünnetti, sahabe ve gönül insanları; ulu çınar Hoca Ahmet Yesevî, Mevlana Celaleddin- Rumî, gönüller sultanı Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal, Hacı Bayram Veli ve daha nice erdem ve gönül erleriydi..
Şimdi bayrak onların öğrencilerinin elinde…

Ve o güzel öğrencilerden biri de Terme`de Edebiyat Öğretmeni olarak çile dokuyan bir kalem erbabı Sayın Ahmet Sezgin`dir. Sözü ve kalemiyle, kendine emanet edilen çağdaş gençliğin ruhunu dokuyor. Yazan, okuyan, düşünen bir yürek adamı… Terme`de onun ve onun gibilerinin öğrencisi olmak bir nimet, olamamak büyük bir kayıptır.
Geçenlerde, `Aşk Medeniyetine Yolculuk` adlı bir kitabı çıktı Sezgin Hocanın. Çeşitli gazete ve dergilerde yayınladığı denemelerini toplamış kitabında. Zevkle okudum. Bugün Anadolu kıtasında sayısı sekiz yüz bini aşmış öğretmen meslektaşlarımın çok azı onun gibi yazma çilesi çekenlerden olduğu için bir kez daha kutlamak gerekir Sezgin Hocayı.

Yazmak bir çile işidir sevgili okuyucularım! Millî ve manevî davaların adamı olmak ondan da öte bir çile…
Sayın Sezgin`in; `Aşka Medeniyetine Yolcuk` adlı eserinde hem sevdasını, hem davasını, hem özlemini, hem yüreğini gördüm. Yeni yetişen neslimize ve bilhassa lise ve üniversite çağındaki gençliğimize en has ibrişimden becit becit dokunmuş bir beyin ve yürek libası gibi buldum, eseri.

Eser, baştan sona tarih şuuru, özgürlük, kimlik ve kişilik bilinciyle donatılmış bir fikir ve aksiyon mesajı.
Peki, nedir Aşk Medeniyeti?

Kitabın satırlarına teslim edelim bu sorunun cevabını; `Aşk Medeniyeti; gül ve gönül medeniyetinin mimarisini, edebiyatını, musikisini, ahlak, kültür, ilim, felsefe medeniyetine varma bilincine ermektir. Kökü ezelde ve dalları ebette bir sistemin aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip olma gayretinde olmaktır. Tevhidî gerçeklerin ışığında aydınlanmak, vahyin nefesiyle soluklanmak, Yaratan Rabb`in adıyla kâinatı okumaktır.` diyor ve devam ediyor; `Aşk medeniyeti, ruhta, inanışta, düşüncede, bir canlanış boy versin diye kalem eritmektir.`

Aşk Medeniyetine Yolculuk; yazarının kalemiyle; `Hakk`ın hatırı için susmamak, zalime karşı mazlumun yanında olmaktır.`
Bugün; gençliğimizin su gibi, hava gibi, ekmek gibi gereksinim duyacağı bu güzel eseri, Edebiyatımıza ve düşünce hayatımıza kazandırdığı için kutluyorum Sayın Sezgin`i. Ondan daha nice güzel eserlere imza atmayı bekliyorum. Başarı dileklerimle yolunun açık olması, kalemine kuvvet gelmesi için dua ediyorum.