Asker disiplini

Geçen haftaki yazımda, Ankara gezimiz sırasında Kara Harp Okulu'na yaptığımız ziyaretten söz ediyorduk.
Adı okul olsa da o bir fakülte; çünkü dekanı var. Bir de bağlı olduğu üniversite: Milli Savunma Üniversitesi. Askeri okullar diğer üniversitelerden ayrı iken, 15 Temmuz'dan sonra yapılan düzenleme ile bir üniversite çatısı altında toplandı.
Artık normal lise mezunları da KHO'na gidebiliyormuş. Tabii puanı tutarsa. İşte bu yüzden öğrencilerimiz okulu görmeyi istediler. 
Okula gelişte bizi karşılayan teğmen öğrencilere 4'lü sıra olmalarını söyledi. “İşte askeriyenin ilk disiplinini gördük” dedim. Asker disiplini sivil hayatta sıkıcı gelebilir. Lakin askerin düzeni herkes için faydalıdır diye düşünüyorum. Her iş bir talimata bağlanmıştır. Askerlik yapanlar bilir; kış bittikten sonra soba temizlenir ve o sobanın temizlendiği tarih, boruya veya sobaya yakın bir yerde asılı levhaya yazılır. Bu bir düzenin göstergesidir.  
Dörtlü sıra halinde bir süre yürüdükten sonra 6-7 basamaktan oluşan geniş bir merdivenin önünde durduk. Teğmen, telefon kullanmanın ve fotoğraf çekmenin yasak olduğunu söyledi. “Ancak bizim fotoğrafçımız gelecek ve fotoğrafınızı o çekecek. Onun çektiği fotoğraflardan alabilirsiniz” dedi. Bu sırada binaya giden yolun iki yanındaki eski askerlere ait büstleri ve bilgilerini inceleyebileceğimizi söyledi. Orada büstü bulunan askerlerden 2-3 tanesinin ismine baktım. Hiç biri tanıdık gelmedi. Herhalde KHO tarihinde önemli yerleri var ki buraya koymuşlar.
Nihayet fotoğraf görevlisi asker geldi. Merdivenlerde düzgün sıra olduk ve fotoğraf çekindik. Sonra bir albay geldi ve bizi hoşladı. Birlikte yürüyerek binaya girdik. Bizi seminer salonuna aldılar. Koltuklara oturduk. Öğretmen Albay İlkay Atay da yanımıza oturdu. Kürsüye geçen Öğretmen Yarbay Mustafa T. Emiroğlu, görüntüler eşliğinde bir sunum yaptı ve KHO hakkında bilgi verdi. 
Bundan sonra teknoloji sınıfından silah laboratuarına kadar birkaç tane atölye gezdik. Bunların her birinin tanıtımı belki on dakikadan fazla sürerdi. Fakat ben girişte, buraya 50 dakika süre ayırdığımızı söylediğimden her bir atölyeyi gezmek ve görevlinin tanıtımı 3-4 dakikayı geçmedi. Bu arada TBMM'den beni sürekli arıyorlar ve “Randevu saatinizi geçiriyorsunuz. Şu kadar sürede gelmezseniz randevunuz iptal edilecektir” deniliyordu. Ben de her seferinde en kısa sürede geleceğimizi söylüyordum.
Kara Harp Okulu'nun, öğrencilerin ilgisini çektiğini anladım. Çünkü geziden sonra sürekli “KHO'da çektirdiğimiz fotoğraflar ne zaman gelecek?” diye sordular. 
Gecikmeli de olsa TBMM ziyaretçi kapısına geldik ve güvenlik kontrol salonuna girdik. Lakin Meclis'e girmek kolay olmadı. Önceden okulun gönderdiği listede bir öğrencinin TC Kimlik numarasında rakam hatası, iki öğrencinin isimlerinde de eksiklik olmuş. İki adı olan öğrencilerin, liste yapılırken sadece arkadaşları arasında söylenen ismi yazılmış. Kimliklere bakarak eksikler giderildi. 
Bizi AKP Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan'ın sekreteri Zehra Hanım karşıladı. Bizim gelmemizi bekleyen bir grupla birlikte doğruca TBMM Genel Kurul Salonuna geçtik. Burada Rehber Hanım, TBMM hakkında bilgiler verdi. “Bulunduğumuz bina 1961 yılında hizmete girdi” dedikten sonra “Tavanda gördüğünüz avizeler o zamandan kalmadır ve Çekya'dan getirtilmiştir” dedi. Asıl dikkat çekici husus bu 16 avizenin, tarihte kurulmuş 16 Büyük Türk Devletini simgeliyor olmasıydı.
Sırada Hacettepe Üniversitesi var. Öğrencilerin yüksek okul tercihlerinde kendilerine yol gösterici olması açısından imkânlar nispetinde üniversiteleri tanımalarını amaçlıyoruz. Beytepe Kampusuna randevu saatinden 15 dakika erken geldik. Bize rehberlik yapacak olan görevli, randevu saatine göre kendini ayarladığından, bu süreyi otobüste uyuyarak ve dinlenerek geçirdik. Zaten sıcak havada öğle yemeğinden sonra herkesin üzerine bir rehavet çökmüştü. Bu sebeple kimse uykuya hayır demedi.
Rehberimiz son sınıf öğrencisi Mehmet bu işin ehli görünüyor. Çevresinde bir banka, gıda dükkanı ve kırtasiyecinin bulunduğu alanda yaptığı tanıtım sırasında, “Bir öğrenci isterse kampustan hiç dışarı çıkmadan, bütün ihtiyaçlarını karşılayarak burada aylarca yaşayabilir” dedi. Bu tespit bana ilginç geldi. 
Bu yerleşkede gördüklerimden sizinle paylaşmak istediğim birkaç husus daha var. 
Haftaya güzel günlerde buluşmak dileğiyle.