Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Selim EROĞLU


ATEŞ HEPİMİZİ YAKIYOR

ATEŞ HEPİMİZİ YAKIYOR


    O, genç yaşta mesleğini ifa ederken hainlerce şehit edildi. Daha hayatının baharındaydı. Evli ve bir kız çocuğu babasıydı. Bu vatan için, bayrak için, mukaddesat için, bizler için muazzez varlığı, canını, feda etti. Geride, kederli bir eş, yetim bir evlat, gözü yaşlı anne-baba ve mahzun sevenlerini bıraktı.
       Şehit polis memuru, hemşehrimiz Atakan Arslan, Diyarbakır'da görevi esnasında , sadece kimlik sormuştu. Hainler onu görevi başında şehit ettiler. Şehidimiz Atakan Arslan'ın baba evinin aynı mahallede olduğunu öğrendim. Yani, mahalle komşumuzdu.
       Pazar günü baba evinden helallik alındı. Sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen evin önünde mahşeri bir kalabalık vardı. Tanıyan tanımayan, duyan gelmişti. Apartmanın dış cephesine devasa  al bayrağımız asılmıştı. Birçok siyasetçi, vali, bürokrat, vekil taziyede hazır bulundu. Komşum Metin Demir ile biz de âcizane taziyeye iştirak ettik.
       Gözü yaşlı babasına ve yakınlarına taziyelerimizi ilettik. Şehit polisimizin mesai arkadaşları gelmişti, ta Diyarbakır'dan. Kendileriyle elim hadise hakkında sohbet etme imkânı bulduk. Kimlik sorgulamasının sonrasında üç kişi arkadan ateş edip kaçmış. Atakan sadece “vuruldum” diyebilmiş. Hainlerin ikisi yakalanmış, diğerinin yakalanması da an meselesiymiş.
       Taziyede iktidar ve muhalefet vekilleri bir aradaydı. İdamın geri gelmesi hususunda fikir birliğine vardılar. Terörün kökünün kazınması idamla mümkün olur dediler.
       Vekilimiz Yusuf Ziya Yılmaz şu manidar tespitte bulundu: “Bir kişi şehit olduğu zaman sadece o kişi ölmüyor. Onunla birlikte, eşi ölüyor, çocukları ölüyor, annesi ölüyor, babası ölüyor. Benim kız kardeşimin eşi askerdi. Uzun yıllar önce şehit edildi. O gün bugün kız kardeşimin bir kez olsun içten güldüğünü, mutlu olduğunu görmedim. Hakeza çocuğu Emrah da öyle oldu”
       Ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor. Düştüğü yerde tahribatı daha  çok oluyor. Ateşin tahribatı dalga dalga yayılıyor. Bütün toplum bundan hasar görüyor.
      Devletimiz her yönüyle güçlü. Bunu şehidimizin taziyesinde bizzat gördüm. Tüm yetkililer ellerinden gelenin en mükemmelini ortaya koydular. Halkımız büyük bir dayanışma ortaya koydu. İşte millet olmanın en büyük vasfı da bu değil mi? Tasada ve  kıvançla bir olmak.
       Altı yıldır bu mahallede ikamet ediyorum. Bu zamana kadar böyle bir kalabalık görmedim. Yasağa rağmen bütün mahalle sakinleri taziyede hazır bulundu. Çoğu da birbirini tanımıyordu. Dikkat ettim, yetkililer “hepimizin başı sağ olsun” diye taziyede bulundular. Evet, acı hepimizindi. Böyle acıları ifade etmeye kelime bulmak, cümlelere dökmek, çok zor. Akif bile acziyetini belli etmiş, biz kimiz ki? 
       “Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber,
       Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber”
      Cenab-ı Allah,  şehidimiz Atakan'ı  Peygamberim'ize komşu eylesin. Gözü yaşlı eşine, evladına, ana-babasına ve bütün sevenlerine sabırlar ihsan eylesin. Hainleri, destekçilerini  kahr ü perişan eylesin.