Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


ATLARI UÇURUMA SÜRMEK


Geçen yıl Samsun Kitap Fuarı´na 11-A sınıfı öğrencileriyle birlikte gitmiştik. Öğrencilerle beraber kitapları inceliyorduk. Bu arada benim teşvikim ve öğrencilerin talebi üzerine sınıfı Türk Dili dergisine abone yaptım.
Dergi, sınıf adına her ay gelmeye devam etti. Sınıfta, gelen dergileri baştan sona inceliyor ve konularımızla alakalı örnek metinler okuyorduk. Hangi sayısında bilmiyorum, adını ilk defa duyduğum Emin Gürdamur´un ?Zehirli Yağmur? adlı hikayesini okuyup tahlil ettik.

Bir ara sınıftan Mustafa Burak KÖSELER ?hikayenin yazarı Emin GÜRDAMUR benim dayım hocam? dedi. ?Dayımın bir şeyler yazdığını biliyordum ama bu dergide hikayesi olduğundan haberim yoktu? diye ilave etti. Dayısının ne iş yaptığını sordum. Aslen imam olduğunu, şimdilerde ise Ankara´da Diyanet´te çalıştığını söyledi. Karşılıklı konuşmamızı sınıf hayretle dinliyordu.

Bir an içimden hikayenin yazarı Emin Bey´i bu durumdan haberdar etmek geldi. Derste hemen cepten aradık. Önce yeğeni Burak, sonra da ben konuştum. Okumuş olduğumuz hikayesini sınıfça çok beğendiğimizi, yeni yeni hikayelerini beklediğimizi, takip etmeye devam edeceğimizi, kitap çalışması olup olmadığını sordum. Çok memnun oldu. Öğrencilere başarılar diledi. Bunu kendine görev addettiğini ve en kısa zamanda bir hikaye kitabı çıkaracağını ifade etti.

Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum. Adem GÜRDAMUR ilk hikaye kitabı olan ATLARI UÇURUMA SÜRMEK´i yayımladı. Eseri hemen temin ettim ve 2017´in son gününde okuyup bitirdim. Bir nevi 2018 yılına kitap okuyarak girdim.


Eser , Hece Yayınlarından çıkmış. Kitabın içerisinde yazarın daha önceleri çeşitli dergilerde yayımlanmış 16 hikayesi yer almakta. Bunlardan ilki, kitaba da adını veren Atları Uçuruma Sürmek hikayesi. İçinde, bizim derste okuduğumuz Zehirli Yağmur adlı hikayesi da var. Kitap 131 sayfadan oluşmakta.

1980 Trabzon doğumlu olan genç ve velut yazar hikayeciliği tıpkı marangozluk gibi ciddi bir iş olarak görüyor. Bu işe bir hayli kafa yormuşa ve emek sarf etmişe benziyor. Dile hakimiyeti, kelimeleri seçişi, onları bağdaştırması ve cümle kuruluşları mükemmel. Üslubu akıcı ve sürükleyici. Anlatımında genç yaşına rağmen psikolojiden, sosyolojiden, tarihten ve felsefeden azami derecede istifade etmiş. Olaydan ziyade durum hikayesi tarzında yazmış. Çehov tarzı hikayeciliğinin modernize edilmiş halidir diyebiliriz. Yazar iyi bir gözlemcidir. Bakmakla görmek arasındaki farkı çok başarılı bir şekilde ortaya koyar.

Kendi başından geçen bir hadiseden yola çıkarak anlattığını zannettiğim Kahverengi Zarf hikayesi oldukça başarılı ve bir o kadar da etkileyici. En başarılı hikaye olarak bunu seçtim. Günümüz insanının hayallerini, gerçeklerle yüzleşmesini, hayatın acımasızlığını, insanların savrulmalarını gördüm. Çarpık ve dayatmacı eğitim anlayışının insanlarımızı ne derece tarumar ettiğini gördüm. Kendi namıma hem etkilendim hem de hüzünlendim.

Yazara tavsiyem bu tür hatıralarından yola çıkarak bunları bol bol hikayeleştirmesi. Kanaatimce yazar olay hikayeciliğinde daha başarılı.

Bu yıl Necip Fazıl hikaye ödülü kazanan Necip TOSUN , eser ve yazar hakkında şöyle diyor:


?Arabeske, abartıya, melodrama düşmeden inanların en melankolik, yenik anlarını, lirik, şiirsel bir dille hikaye eder. Öyküler, küçük olaylar etrafında başlar; bilinçaltı, zihinsel göndermelerle, çağrışımlarla halka halka genişler, derinleşir.?


Yüreğine ve kalemine sağlık Emin Bey. Başarılarının devamını diliyorum.


Kitabı bir çırpıda okudum ve birçok öğrencime de okuttum. Ben, şahsım adına çok şey kazandım. Başta okuma ve yazma şevkim arttı.


Kitapseverlere gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.