Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Atlet üzerine

Atlet üzerine


11 Şubat Cuma. Hava günlük güneşlik. Cuma namazını Pazar Camisinin avlusunda kıldım. Şu koronavirüs salgını döneminde kış mevsiminde yağmurlu hava Cuma gününe çok az denk geldi. Çarşamba yahut Perşembe yağmur yağsa bile bir bakmışsınız Cuma günü hava güneşli ya da yağmursuz. Biz de böylece cemaate fazla karışmadan açık havada namaz kılma imkânı bulduk.

Seccademi cami ihata duvarının dışına kaldırıma sermiş, yerimi almışım. Otuz yaşlarında bir vatandaş geldi, caminin avlusuna duvarın hemen önündeki zemine seccadesini serdi. Seccadeyi düzeltmek için eğilince beli-teni göründü. Nedense ben de hep olumsuzluklara rastlıyorum.

Oldu mu şimdi?

Burada birkaç eksiklik var.

Bir kere vatandaş atletini giymemiş. Eğer giymiş olsaydı eğildiğinde teni değil atleti görünecekti.

İkincisi; gömleği yahut tişörtünün de eteği kısa imiş. Bizim kullandığımız gibi normal boyutta bir gömlek giyse, eğildiğinde yine beli görünmeyecek, gömleği görünecekti.

Vatandaşın beli görününce çocukluğumda babamın bana verdiği öğüdü hatırladım. Giyinme konusunda babam şöyle demişti:

“Bir kimsenin külotunun görünmesi ayıptır. Giyinirken atletini külotunun içine at. Gömleğini de külotunun dışına sal.”

Kış mevsiminde insanlar pardösü giyiyor, mont giyiyor. Yani beli görünmüyor. Gerçi şimdiki bazı montların eteği bel hizasını bile geçmiyor, o ayrı konu. Yaz gelince kıyafetler daha hafif oluyor. İcabında kişi sadece gömlekle sokağa çıkabiliyor. İşte o zaman giyinmekle ilgili görgü kurallarının önemi devreye giriyor. Bazı erkeklerin yürürken bile arkadan külotunun uçkuru görünebiliyor!

Neden?

Çünkü sadece atletini değil gömleğini de külotunun içine atmış! Demek ki babamın bana verdiği öğüdü gençliğinde duymamış!

İnsanoğlu atlet- iç gömlek diye bir giysi icat etmiş. Bir faydası var ki üretiliyor, insanlar giyiyor.

Lâkin son yıllarda bir ‘atlet giymeme’ modası çıktı. Atletin sağlık açısından faydaları konusunu uzmanlarına bırakıp ben edep yönüne değineceğim.

Atlet giymemenin erkeklerde nelere mal olduğunu yukarıda anlatmaya çalıştım. Atlet giymemek kızlarda daha büyük olumsuzluklara sebep oluyor.

Kızlarda atlet giymeme modası -benim bildiğim- 15-20 sene öncesine dayanıyor.

Bunu tesadüfen öğrendim. Bülent Çavuşoğlu Anadolu Lisesinde uzun yıllar Gezi ve İnceleme Kulübü Rehber Öğretmenliği yaptım. Öğrencilerimizi il içi ve il dışı gezilere götürdüğüm gibi yakın çevremizi de tanıma adına Terme’nin köylerine de götürdüm. Bir köy gezisinde Dibekli, Akçagün, Oğuzlu ve Tekkiraz’ı dolaştıktan sonra Çobandüzü’nde mola verdik. Yoldan, çimenlik alana geçmek kolay olmadı. Yol kenarı boyunca bir kanal kazılmıştı. Herkesin atlayarak kanalı aşması mümkün değildi. Geçişi kolaylaştırmak için kanalın üzerine bir kalas uzatılmıştı.

Erkek öğrenciler atlayarak veya kalasa basarak kolayca çimenliğe geçtiler. Ancak kızların bazısı yardım almadan geçemediler. Karşı tarafa geçen arkadaşları, ellerinden tutarak kızlara yardım ediyor, ben de duruma nezaret ediyordum.

Kalasa basarak karşıya geçmeye çalışan kızlardan biri dengesini sağlamak için eğilince beli açıldı. Yanımdaki kız öğrenciye, biraz da hayretle “Aaaa! Bu kız atlet giymemiş” deyivermişim. Öğrencim beni uyardı:

“Hocam, atlet giymemek artık moda. Kızların çoğu atlet giymiyor.”

Gayrı ihtiyari, “Böyle de moda mı olurmuş?” dedim.

Kızların atlet giymeme modası bugün yaygınlaştı. Bir takım olumsuzluklara da yol açtı. Eğer böyle bir moda olmasaydı; hangi akla hizmet ettiği, hangi düşünceyle hareket ettiği belirsiz kızlar göbeği açık kıyafetle sokağa fırlayamazdı! Tişörtü kısa olsa bile en azından atleti göbeğini kapatırdı.

Atlet giymeme modasının bugün nelere mal olduğunun farkında mısınız?