Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


ATLI DAYI


Ataerkil bir ailede büyüdüm. Dedem, amcam, hep bir arada yaşıyorduk. Akraba çevremiz oldukça genişti.

Gelenimiz gidenimiz eksik olmuyordu. Her misafirin ayrı bir özelliği vardı.

Çocuktum. Adını ben dahil, çoğumuz bilmiyorduk. Daima kendiyle özdeşleşmiş meşhur atıyla gelirdi. Atıyla gelen misafir hemen hemen tek oydu. Atı, onun en tanınır özelliğiydi. Geldiğini haber aldığımız zaman koşa koşa avlunun kapısını açmaya giderdik. Hepimiz ?Atlı Dayı? geldi derdik.


Meşhur atıyla Kafkas Kartalı Şeyh Şamil gibi avluya girer, aheste aheste ilerler, bir zaman sonra durur, üzengiye basar ve atından aşağıya inerdi. Sonra atını uygun bir ağaca bağlardı. ?Atın teri soğusun, yoksa çatlar? diyordu. Bu tabirleri ilk defa ondan duyuyorduk. Bizim ailede at yoktu. Dolayısıyla atla ilgili pek bilgimiz ve kültürümüz de yoktu. O zamanlar bir ata sahip olmak, şimdilerde bir mersedese sahip olmak gibi bir şeydi.


Biz ona isminden ziyade hep ?Atlı Dayı? derdik. Çünkü, kimsede olmayan bir özelliği vardı: atı vardı. O da kendisine böyle dediğimizi bilirdi. ?Atlı Dayınız geldi? diye mukabelede bulunurdu.


Atlı Dayı, rahmetli Elmas anamın kendisinden iki yaş küçük kardeşiydi. Göregös´lüydü. Şimdilerde buranın adı Altunlu olmuş.


Atlı Dayı´nın asıl isminin Arif (Dayı) olduğunu çok sonraları öğrendim. Atlı Dayı´yı çokları Hacı Arif Öztürk, Hacı Arif Dayı olarak tanır ve bilir.

Arif Dayı eş-dost, akraba ziyaretini çok severdi. Elmas anamın hatırına haftada bir ya da ayda bir mutlaka bize gelirdi. Yalnız da gelmezdi. Yanında avanesinden mutlaka birileri bulunurdu. Son zamanlarda yaşından dolayı ata binemez olmuştu. Ama traktörle gelir, taksiyle, minibüsle gelir, mutlaka gelirdi.

Sohbet ehli biriydi. Küçük, büyük demez, herkesle konuşur, herkese hal hatır sorardı. Yüzü daima gülerdi. Gönül okşayıcı konuşurdu. Kalp kırmazdı. Kimin ne durumda olduğunu tek tek sorardı. Aldığı cevaplara göre nasihatlerde bulunurdu. Tavırlarında kibir-gurur alameti hiç olmazdı. Ayrılırken ?siz de buyurun gelin? demeyi ihmal etmezdi. Can kulağıyla onu dinlerdik. Sözü kesilmezdi. Sözünün kesilmesine de müsaade etmezdi. Sohbet geleneğini milli
kültüre uygun olarak devam ettiren nadir insanlardandı.


?Cenab-ı Allah yakınlara bakmayı emreder? ilahi emrine harfiyen uyardı.

Sıla-i rahme, akraba ziyaretine onun kadar ehemmiyet verene rastlamadım. Ben ayrıldıktan sonra da ziyaretleri devam ettirin, birbirinizle irtibatı kesmeyin diye sıkı sıkıya tembih ederdi.

Sadece hayatta olanları değil, olmayanları da ziyaret ederdi. Tanıdığı bütün kabirleri avanesiyle birlikte ziyaret ederdi. Bize geldiğinde, ?Üskütü´den, kızımın kabrinden geliyorum, oradan Hüseyinmescit´e uğradım, şimdi de buradayım.? derdi. Her arife günü kabir ziyaretlerini gerçekleştirmeyi dini ve milli bir vazife telakki etmişti.


Terme bölgesinde cenazelere en çok katılan kimdir deseler, tereddütsüz Arif Dayı derim. Gitmediği, katılmadığı cenaze yok gibidir. Cenaze olduğunu duymasın, gerisini hesap etmez, uzakları yakın eder, yine giderdi. Cenazelere katılmamak için bahane değil, katılmak için çare arardı.


Uzaktan tanıyan birisi hüsn-i zanda bulunarak, ?Arif Dayı cennete gidemezse, biz hiç gidemeyiz. Ona cenazelerden kazandığı sevap yeter.? diyordu.


Belki fazla tahsili yoktu ama ismi gibi arif birisiydi. Çevresinin âkil adamıydı. Çerkezlerin ?tamete?si idi. Çerkezler; güngörmüş, sözü dinlenir, hatırı sayılır, yaşı kemale ermiş kimselere tamete diyorlar. Arif Dayı ben bildim bilesi tam bir tamete idi.


Arif Dayı, eskilerin şeb-i yeldâ dedikleri en uzun gecede ruhunu teslim etti. En kısa günde de defnedildi. Cenab-ı Allah ona, bunu lütfetmişti.


Cenazesi beklenildiği gibi oldukça kalabalıktı. Cami ve kabristanlık sevenleriyle doluydu. Cemaat can ü gönülden imam efendinin ?nasıl bilirsiniz?? sualine ?iyi biliriz? diye hüsn-i şehadette bulundu.


Çokları onu Hacı Arif diye tanıdı, bildi. Bizim sülale içinse bunun ötesinde ?Atlı Dayı? idi. Biz böyle bildik, böyle tanıdık.


Seksen beş yıl gibi uzun bir ömür sürerek bu fani dünyadan hoş bir sada bırakarak, baki aleme gitti.


Yerin doldurmak çok zor.


Arif Dayı´ya dedemden, amcamdan, babamdan? kalan çok ziyaret borcum var. Söz, onun kadar olmasa da borcumu ödemeye çalışacağım.


Bilhassa evlatlarının, onun hepimize miras bıraktığı, bu özelliklerin takipçisi olması gerektiğini düşünüyorum.

Atlı Dayı´ya Cenab-ı Allah´tan gani gani rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.