Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


AVRUPA NOTLARI

AVRUPA NOTLARI


Daha önceki bir yazımda da belirttiğim gibi yarı yıl tatilinde davet üzerine on günlüğüne Hollanda`ya gitme imkanım oldu.
Sağ olsunlar, beni davet edenler , buraya kadar gelmişken bazı Avrupa ülkelerini de gör dediler. Bu vesileyle Hollanda`nın yanı sıra Fransa`yı, Almanya`yı ve Belçika`yı da görme imkanım oldu.

Geziye çıkmadan önce Ahmet Haşim`in Frankfurt Seyahatnamesi`ni ve Cenap Şahabettin`in Avrupa Mektupları`nı okudum. Televizyonlarda bir çok gezi proğramları izledim.
Ansiklopedilerden bir hay li malumat edindim. Avrupa`da çalışan gurbetçilerimizden epey hatıra dinledim. Bütün bunlara ilaveten kendi gözlem ve intibalarımı harmanladım.
Gördüklerimi sizlerle paylaşmak istedim.

Avrupa ülkeleri arasında resmen olmasa bile fiilen sınır kavramı kalkmış. Bir ülkeden bir ülkeye geçerken belirgin bir sınır yok. ``Bak, şimdi Belçika topraklarına geçiyoruz`` dediler ve geçtik. Ne kimlik soran var ne pasaport ne de niye geldin diyen. Ufak bir köy tabelası gibi bir şey var. Onu da dikkat edersen görebiliyorsun. Ancak ihbar durumunda arayıp soruyorlarmış. Çok şükür bize bir şey soran olmadı. Bir Avrupa ülkesine ayak bastığınız an, sorgusuz sualsiz bütün Avrupa`yı dolaşabiliyorsunuz.

Bütün bu ülkelerde tek para geçerli, o da yuro. Yuro ile Avrupa`nın her yerinde istediğinizi alabiliyorsunuz.
Bizde olduğu gibi her şeyin üzerinde yuro cinsinden fiyatı yazılı. Benim için hemen TL`ye çevirip kaç liraya geldiğini hesaplamak kalıyor.

Hiçbir şeyin fiyatı net değil. Her etiket mutlaka küsüratlı. 5.99 gibi. Bu psikolojik fiyat uygulaması Avrupa`dan bize de geçmiş. Eskiden bakkallarda küsüratlı fiyat söyleyenlere küfretmeseler bile pek iyi bi şey söylemezlerdi.
Yakıt Türkiye`den ucuz. Mazotun litre fiyatı yer yer değişmesine rağmen ortalama 1,20 yuro cıvarında. Bu da 3 lira 300 kuruşa karşılık geliyor.
Mihmandarım Hollanda`dan yakıt almadı, daha ucuz diye 30 km ilerideki Belçika`dan yakıt aldı.

Avrupa insan gücünden büyük tasarrufa gitmiş. Hiçbir yakıt istasyonunda pompacı yok. Arabanızı yaklaştırdıktan sonra gerekli işlemleri yapıp yakıtınızı kendiniz dolduruyorsunuz. Yani pompacı kendiniz oluyorsunuz. Sonra da markete gidip ücretini ödüyorsunuz.

Bu işten anlamıyorsanız kimse size yardımcı olmuyor. Buralarda bu işi bilme mecburiyeti var. Daha ötesi, bazı istasyonlarda hiç elaman yok. Bu istasyonlarda önce kredi kartıyla alacağınız yakıtın parasını ödüyorsunuz daha sonra da yakıtınızı alıyorsunuz.

Bu tür mekanik hizmet, işsizliği bir hayli artırmış. Elemansız istasyonlarda fiyatlar daha ucuz.
Yakıt sudan ucuz. Yarım litrelik pet şişe su 1, 5-2 yuro. Bir şişe su 3-4 yuroya geliyor.

Rehberim,``Hollanda`da güneş hariç bedava bir şey yok, onu da bulabilirsen`` dedi. Hakikaten güneş bedava ama onu da pek göremedik. Burası yılın ekserisinde bulutlu, yağmurlu ve karlıymış. Bulunduğum zaman zarfında güneşi pek göremedim desem yalan olmaz. Onun yerine bol bol yağmur, kar ve soğuk gördüm.

İklim insanları da etkilemiş. İnsanlar da iklim gibi soğuk. Parasız olduğundan olsa gerek pek selam almıyorlar. Kerhen `hello` diyorlar.
Devam edecek.

Eyüp Amanvermez
25.02.2015 09:17:19
çok keyif aldım,her zamanki gibi eğlenceli ve bilgilendirici sohbet konuşmalarını yazı dilinede dökmüş harikaTanıdığım en iyi edebiyatçı Selim Eroğlu na teşekkürler