15 TEMMUZ DEMOKRASİ ŞEHİTLERİNE
Ölüm sadece ruhun bedenden feragat etmesi değildir. Ölüm bazen insana mutluluk veren bir duygudur. Ancak herkes bu duyguyu hissedemez.
Ey, o cesur ruhlarına selam durduğum kahramanlar! Sizler, vatan uğruna gözlerinizi kırpmadan ileri atılmış, istiklal uğruna canlarını feda etmiş yiğitlersiniz.
O gece ölümün sizlere haz verdiğine eminim. Çünkü vatanın halâ sizler sayesinde ayakta durduğunu bildiğinizi hisseder gibiyim.
O gece zihnimin aksâlarında çakan kıvılcım, kalbimde harmanlanacak olan fecaat yangınının habercisiydi. Zira bu yangından sizlerin kalbine bir alev sıçradığından ve o alevin bir yangını başlattığından haberdardım. O alev ki, kendine birçok yeri mesken edinmişti: Ana ocağına yıldırım gibi düşmesinden mi bahsedeyim yoksa tüm Türkiye´nin ruhuna pervasızca oturmasından mı?
Kulaklarımda, o günden bu yana ölüm senfonisi gibi yankılanıyor naralarınız. Haykırışlarınızın yanı sıra bedenlerinize saplanan hain kurşunlar, sanki benim ruhuma saplandı o gece.
Zafere giden yol, içinde ölümün de bulunduğu bir güzergahtan geçer. Zafere ulaşmak zordur; zoru başarmak ise büyük bir gururdur. Emin olun ki sevgili yiğitler, sizlerle gurur duyuyor, o kanı üzerinde taşıyan al sancağımız! Zira bayrağın üzeri yeniden boyandı; Türk Bayrağı sizlerin kanıyla süslendi, o soğuk gecenin şahitliğinde.
Boğazım yanıyor bu satırları yazarken. Ruhum dalgalı bir deniz misali. Kalemime bir kibrit çakıyor yüce ruhlarınız. Kalemim alev alev yanıyor;
hissedebiliyor musunuz?
Şimdi Rabbimizin vaat ettiği mekânda dinlenmek hakkınız. Derin ve güzel bir uykuya kucak açın. Emanet ettiğiniz bu vatana gözümüz gibi
bakacağımızdan ve sizleri kalbimizin en mutena köşesinde ilelebet yaşatacağımızdan emin olabilirsiniz.
Bu vatan, bilâkaydu şart Türk Milletinindir, vesselâm.
