Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Ahmet SEZGİN


BİLGİLİ CANAVARLAR MI İYİ İNSANLAR MI?


Masum bebekten canavarlar yaratan modernizmin dayattığı eğitim ve medya anlayışıyla; insanları hız ve haz nesli kılan, alış veriş merkezlerinde tüketimle uyuşturan, tefeci bankalara esir eden kapitalist sistemle büyük Türkiye´nin istiklal ve istikbalini teminat altına alıp hakiki aşk medeniyetine nasıl yolculuk eyleyeceğiz?

Vatana, millete, mukaddeslerimize ihanet eden; küresel emperyalistlerin uşaklığını yapan; darbelerden, sömürüden, zulümden, edepsizlikten yana olan; milletin kanı ve gözyaşları üzerinden servet ve itibar elde eden ahlaksız, zalim, emperyalist ve hainlerin çoğu, en yüksek puanlı popüler üniversite ve bölümlerde eğitim görmüş değil midir?

Bu milletin kanını emen en büyük yolsuzları, rüşvetçileri, tefecileri, dolandırıcıları; milletin değerleriyle milleti aldatan istismarcıları, ikiyüzlüleri, sahtekârları; halkına zulmeden darbecileri, vicdansızları ve merhametsizleri; yüksek tahsilli, makam ve kariyer sahibi insanlar değil midir? Öyleyse aile ve öğretmenlerin çoğunun, çocuklarının sadece kariyer ve para sahibi olmaları için gösterdikleri çabalar, ne derece anlamlıdır?


Yalnızca girecekleri test sınavlarına hazırlanarak çocukluk ve gençliklerini kaybeden çocuklarımız; bu çarpık sistem ve mevcut zihniyet içinde birer "yarış atı", biz öğretmenler birer "seyis", anne ve babalar "at bakıcısı", diğerleri de yarışı heyecanla takip eden durumunda sanki. Bu çocuk ve gençlerimizle büyük, huzurlu, güçlü, sağlıklı, adil Türkiye`yi inşa edebilecek miyiz gerçekten? "Çanlar kimin için çalıyor" dostlar?


Öyleyse bizler, kendini, insan ve kâinatı aşk ve hikmetle okuyan, tefekkür eden, kiralık kafa taşımayan, hak ve hakikat aşkıyla yanan, adaletli, erdemli, çalışkan, cesur, kişilikli, edepli, sabırlı, fedakâr, sorumlu; dil, din ve tarih şuuruna sahip vatansever insanlar yetiştirmeliyiz.


Bunun için de ne müfredatların düzeltilmesi, ne de öğrencilerin akıllı tahtalarla tablet bilgisayarlara, zengin laboratuvarlara sahip olması yeterli olur. Allah´ın halifesi olan insana sağlam bir şahsiyet ve millî bir kimlik kazandırmak, erdemli, sağlıklı ve güçlü bir millet olabilmek, "yarınki Türkiye"yi inşa edebilmek için insan ve kâinat kitabını aşkla okuyarak Allah, vatan, millet ve insanlık davası yolunda aşk medeniyetine yolculuk eden, ?Türkiye´nin maarif davası?na sahip çıkan gül yürekli eğitimcilere, ilham kaynağı olan büyük öğretmenlere ihtiyaç vardır.


Almanya´da bir lise müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şöyle bir mektup gönderirmiş:


?Bir toplama kampından sağ kurtulabilen insanlardan biriyim. Gözlerim, hiçbir insanın görmemesi gerekenleri gördü: İyi eğitilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin öldürdüğü bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurduğu, yaktığı kadın ve çocuklar?Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.


Sizlerden isteğim şudur: Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız, bilgili canavarlar, becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma, yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa, yalnızca o zaman önem taşır."