Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Selim EROĞLU


BİR ACI HİKAYE - 2


Ünlü yazarımız Halil Ziya UŞAKLIGİL, aniden intihar sonucu kaybettiği oğlu Vedat´a dair hissiyatını bastırmak için BİR ACI HİKAYE´yi kaleme alır.

Yazar, oğlu Vedat´ı 33 yaşında intihar sonucu kaybeder. Bundan önce de daha çocukken üç evladını toprağa vermiştir.

Derdi çeken bilir demişler.

Çektiği acılar karşısında yazar şu sonuca varıyor:

Evlat acısını ölçecek bir alet yoktur. Bu acı hiçbir ölçüye sığmaz.

Biz bazen yaşanan acının boyutunu ortaya koymak için ´´evlat acısı gibi içime oturdu´´ deriz. Elhak doğrudur.

Bizzat yaşamasam da evladını kaybetmiş çok ahbabım oldu. Aradan yıllar geçmesine rağmen hâlâ normale dönemediler. Bize sadece teselli etmek düşüyor, sabır dilemek düşüyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor.

Geçen haftaki yazımın sonunda ´acaba yazar nerde hata yaptı ´ diye sormuş ve bu haftaki yazımda bunun üzerinde duracağımı ifade etmiştim.

Çok yorumlar aldım.

Tâ Antalya´dan, liseden sınıf arkadaşım Mustafa Tuna ÖZTÜRK ´´Yazar 400 sayfa lafı gevelemiş amma, intiharın gerçek sebebini yazamamış´´ dedi. Bir bildiği var demek ki.

Öğretmen arkadaşım Ufuk GÜMÜŞ: ´´Eseri okumadım ama; intiharın sebebini az çok tahmin edebiliyorum.´´ diyor. Acaba tahminleri doğru mu, göreceğiz.

Yazar da zaten 400 sayfalık eserinde intiharın gerçek sebebini bir türlü bulamamış. Her denilenin ardına düşmüş. Devrin Hariciye Nazırı Tevfik Rüştü Aras´ uzun uzun mektuplar yazmış. Ankara´ya gelmiş; yetkililerle çeşitli temaslarda bulunmuş. Bir türlü tatminkar sonuca ulaşamamış.

Birçok roman yazan, kurmaca hayaller ortaya koyan Halit Ziya şu hükme varıyor: ´´Hiç şüphe yok, hayat romanları değil, romanlar hayatı yapıyor.´´

Bu cümleden ilham alarak günümüz yazarlarından Selim İleri, BİR ACI HİKAYE´yi okuduktan sonra ´´KIRIK DENİZ KABUKLARI´´ adlı yeni bir roman yazıyor. Okumakta fayda var.

Yazar, oğlu Vedat´ı tâ doğumundan intihar ettiği 33 yaşına kadar el bebek gül bebek yetiştiriyor. Özel hocalar tutuyor. Her anıyla bizzat ilgileniyor. Galatasaray Lisesi´ni bitittiriyor. Vedat kısa zamanda İngilizce´yi, Almanca´yı, Fransızca´yı ana dili gibi öğreniyor. Avrupalarda okuyor. Anadolu halkı milli mücadelede hayat memat
mücadelesi verirken Vedat´ın bunlardan hiç haberi bile olmuyor.

Benim dedem de Vedat gibi aynı tarihte doğmuştur. Dedem ve akranlarının seferberlik zamanında fakirlik ve yoksulluktan başını kaşıyacak vakitleri olmamıştır.

Vedat bunca imkana rağmen neden intihar etti?

Yazar, Vedat daha doğuştan farklı bir çocuktu diyor. Birçok yönden akranlarına hiç benzemezdi, diyor. Vedat´ın kendisinden iki yaş küçük kardeşi Bülent de diplomattır. Bülent evlenmiş, Vedat bütün ısrarlara rağmen evlenmemiştir. Kendini mesleğine adamış gibi görünüyor.

İnsan haksızlığa uğrayabilir. Hayatımızda hangimiz haksızlığa uğramadık ki? Uğradığım haksızlıkları anlatsam roman olur.

Benim kanaatim, yazar, oğlunun eğitimi için her türlü fedakarlığa katlanmış ama dini-manevi eğitimini ihmal etmiş. Bunu bizzat itiraf ediyor.

Çünkü dinsiz ilim topal, ilimsiz din kördür.

Vedat´ın dini bilgisi annesinin yeleğinin iç cebine taktığı nazar muskasından ibaret.

Hayat mücadele demektir. İnanan biri için intihar asla bir çözüm değildir. Bilakis yıkımdır.

Ne diyelim, büyük insanların hataları da büyük oluyor.

Temennimiz bu tür acı hikayelerin bir daha yaşanmaması.

Yazar da eserini bunun için yazmış.