Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Zeki ORDU


BİR DÖNEMDE DÖRT OKUL


İnsanın ne zaman neyle karşılaşacağını önceden kestirmek zor. Onun için atalarımız ?Evdeki hesap çarşıya uymaz? demişler.


Bazen beklenmedik şeylerin içinde bulursunuz kendinizi. İçinde bulunduğunuz durumlar iyi mi kötü mü önceden kestirmek zordur. Ancak her şeye rağmen bir tecrübedir.


Meslek hayatı boyunca bir öğretmenin istisnalar hariç 7-9 görev yeri olur. yani her okulda dört sene görev yapsa 30-35 yıl içinde görev yapacağı okul sayısı bellidir.


Her okul; yeni bir idare, yeni meslektaşlar, yeni veliler, yeni öğrenciler demektir. Bu değişiklikler arasında farklı içeler ve iller varsa, farklı kültürler tanımak demektir. Hem coğrafi, hem folklorik olarak yeni şeyler öğrenmek demektir.


Ben de meslek hayatımda dört farklı il, beş farklı ilçede görev yaptım. Her biri diğerinden farklı özelliklere sahipti. 34 yıla 22 okul değiştirmiş biri olarak bazı mukayeseleri yapma şansına sahibim. Nihayetinde hepsi bizim ülkemizin okulları ve hepsi bizim öğrencilerimiz.


Diğer 18 okul bir yana bırakacak olursak bu sene içinde dört okulda görev yaptım. Birinci yarı Terme Cumhuriyet Ortaokulu, diğeri Terme İmam-hatip Ortaokulu. İkisi de merkez okulları. İkinci dönem ise Gölyazı Ortaokulu ve Sakarlı Ortaokulu. İkisi de köy okulları.


Her okulun farklı özellikleri var. Bunları açıklamam mümkün değil. Ancak bunlardan ikisi ilçe içinde, ikisi de köy okulu. Dolayısı ile öğrencileri de şehir ve köy kültürüne sahip okullar.


Bir köy çocuğu olarak -ki köylü olmayı bir övünme ifadesi olarak kullanmıyorum- bu okullar arasındaki öğrenciler çok farklı özelliklere sahip. Daha önce Ünye merkez ve Akkuş´ta da görev yapmış biri olarak buna benzer fark görmüştüm.


Ünye-Akkuş, Terme ilçe-Terme köy arasındaki öğrenci davranış farklılığı oldukça fazla. İnsanlar şehir merkezinden uzaklaştıkça daha mı insancıl oluyor demekten kendimi alamıyorum. Ünye´de öğretimin yanı sıra eğitime de epey vakit ayırırken; Akkuş´ta sadece öğretimle meşguldük. Hiç kimse Akkuş´ta sınıf susturmakla vakit kaybetmez. Akkuşlu öğrenciler bilir ki orası bir okuldur ve okulun kurallarına uymak gerekir.


Aynı şey Terme merkez ve Terme´nin köy okullarında da gözlemek mümkün. Hem Sakarlı Ortaokulu hem de Gölyazı Ortaokulu öğrencileri tabiri caizse saygıda kusur etmeyenler sınıfından olup, onlarla akademik eğitim ve sosyal gelişim üzerinde çalışmalar yapmaktayız. Her ne kadar sosyal yönden gelişme göstermiş yerlerin disiplin problemleri artsa da bunun hep aynı olmayacağını düşünmekteyiz.


Kısaca köy çocukları bir başka oluyor.


Hala daha masum Anadolu´nun saflığını üzerlerinde taşıyorlar. Bir şeyleri öğrenmek için kendilerince gayret ediyorlar. Öğrenebildiklerini öğreniyor ve yollarına devam ediyorlar.


Dünyada ?insan? denen varlığın mevcudunu devam ettiriyorlar. Kimse kimseye ?terbiye? dersi vermiyor. Şehir okullarının adı9, misyonu, ufku, hedefi ne olursa olsun ?disiplin? denilen kelimenin ?saygı? kelimesine uzak bir mesafede oluşu dikkati çekiyor.


Belli ki şehirli bazı şeyleri kaybetmiş.


Ararsa bulur mu bilmem. Ancak her geçen gün köy nüfusunun azalması, köy kültürünün de azalması anlamına geliyor ki bu aşınma nasıl durur bilinmez.


Bir köylüden de ancak bu kadar bir yazı çıkar.