Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Seyfi GÜNAÇTI


Bir Yol hikâyesi


Adamın biri, oğlu ile birlikte yolculuğa çıkmıştı. Eşekleri de yanlarındaydı. Adam, yürümekten zorlanacağını düşünerek çocuğunu eşeğe bindirdi. Kendisi de arkalarından yürüyordu.

Yolda bir gurup insana rastladılar. Gelenlerden biri diğerine

-Şu çocuğun edepsizliğine bakın! Kendisi eşeğe binmiş de babasını yürütüyor, dedi.


Bu sözü duyan adam, hata ettiğini düşünerek oğluna,

-Yavrucuğum. Sen in de eşeğe ben bineyim. Sen de arkamdan yürürsün. Böylece şu insanların söylenmelerinden kurtuluruz, dedi.

Eşeğe adam bindi, çocuk da arkalarından yürüyordu. Bir süre yol aldıktan sonra bir gurup insanla daha karşılaştılar. İçlerinden biri,


-Şuraya bakın! Şu adamın şefkat ve merhameti ne kadar da az! Kendisi eşeğe binmiş de çocuğu yürütüyor, dedi.


Adamın bu yöntemi de işe yaramamıştı. Bir çare düşündü ve sonra oğluna, ?Oğlum, yanıma gel. Sen de eşeğe bin? dedi. Böylece gelip geçenlerin sitemlerinden kurtulacağını düşünüyordu.


Bu şekilde bir süre gittiler. Derken üçüncü bir guruba daha rastladılar. Onlar da şöyle diyordu:


-Şunlara bakın! Bunlar ne merhametsiz insanlar! İkisi birlikte eşeğe binmişler. Hayvana hiç acımıyorlar?


Adam başını iki yana salladı. Bu yöntem de eleştiri almıştı. Bunun üzerine ikisi de eşekten indiler ve eşeğin yanında yürüyerek yollarına devam ettiler. Bir süre sonra bir başka guruba rastladılar. Onlar da şöyle söyleniyordu:


-Şu adamla çocuğun yaptığına bakın! Bunların aklı ne kadar da az. Yanlarında bir eşek var ve ona binmeyi hiç biri akıl edemiyor!


Adam, insanların gereksiz konuşmalarından bunalmıştı. Ne yaptıysa insanları razı edememişti. Oğluna döndü ve;


-Yavrucuğum. İnsanları razı etmek, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir gayedir. Yaptıklarımızın hiçbiri doğru bulunmadı. Şimdi bize, eşeği sırtımıza alıp yola koyulmak düşer, dedi.


Ve öyle yaptılar. Eşeği sırtladılar. Gelip geçenlerin söylenmelerine ve gülenlerin gülmelerine aldırmadan yollarına devam ettiler. (Arapça Okuma ve eski Metinler Kitabı, H. Karaman-B. Topaloğlu, sayfa: 64)


Bunu niye anlattım?


2-3 yıldan beri Matematik Öğretmeni arkadaşım Hayri Yazıcı ile emekli olmaya niyetleniyoruz.


Mayıs ayında Hayri Bey emeklilik dilekçesini verdi. Sonra da ben verdim. Okulların tatile gireceği gün emeklilik onayım geldi. Bu arada devam etmem konusunda ısrar eden arkadaşlar vardı. İlgilerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum.


Görevden ayrılmamıştım ve devam etmek için de kesin kararlı değildim. Nihayet Ramazan Bayramı bitiminde 11 Temmuzda, yani o kara günden sadece 4 gün önce okula giderek devam etme yönünde dilekçe verdim.


Göreve devam edeceğim duyulunca yorumlar başladı. Beni gören herkes bir şeyler söylüyordu. Görüşler ve eleştiriler çeşitliydi. Onlara burada yer vermeyeceğim. Ancak Cuma günü Din Görevlileri Derneğine çıktığımda İrfan Albayrak´ın anlattığı hikaye, beni bu yazıyı yazmaya sevketti.


?Hocam, sen eve gitmiş, yengeye sormuş ve onun sözü üzerine dönüş dilekçesi vermişsin!?


Evet, hanıma sordum. Kırk yıllık bir memuriyeti sonlandırırken, bunu eşiyle kim paylaşmaz? Ben emeklilik dilekçesini verirken de paylaştım, devam dilekçesini vermeden de. Fakat senaristlerin kastı bu değil. Güya hanım emekli oluşuma kızmış da bu yüzden devam dilekçesi vermişim!


İyi de, emeklilik dilekçesini verdiğim 1 Hazirandan, geri dönüş dilekçesini verdiğim 11 Temmuza kadar tam 40 gün geçmiş. Emekliye ayrılmama karşı çıkan o ´yenge´ kırk gündür neredeymiş?..


Peki, gerçek sebep ne?

Elbette benim de gerekçelerim var. Ama bunları anlatmanın bir gereği yok.

Herkes kendisi için takdir edilen hayatı yaşıyor. Kimse bir başkasının hayatını yaşamıyor, yaşayamaz da. Ayrıca, ne yaparsanız yapınız, herkesi memnun edemezsiniz.


Emekli olanlar için yorum yapan olmayacak mı?


?Geç bile kaldı? diyenden, ?Şimdiye kadar çoktan emekli olmalıydı? diyene, ya da ?Bu yaşta da emekli mi olunurmuş? Daha uzun yıllar devlete hizmet etmeliydi? diyecek olanlara kadar, yorumlar bitmeyecektir.


Senaryo üretenlere kızdım da mı bunları yazıyorum?


Hayır, kızmadım.


Onu bir ´hoş takılma´ olarak kabul ettim.


İnsan sevdiğine takılırmış. Siz hiç kızdığınız bir adamla şakalaşır mısınız?