Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Bir taşla kaç kuş vurulur?

Bir taşla kaç kuş vurulur?


Cumartesi günü saat 10.00 civarında evden çıktım. Döndüğümde saat 13.00'ü geçiyordu. Yakın zamanda döneceğime dair bir ifade kullanmış olmalıyım ki eşim sordu:
-Bu kadar zamandır neredeydin?
Selim Beyin benim hakkımda söylediği “Seyfi Bey iki kuş görmeden dalı taşlamaz” sözü aklıma geldi. “Sen benim bir taşla kaç kuş vurduğumu biliyor musun?” dedim. Böyle dedim ama acaba o gün birden fazla kuş vurabilmiş miydim? 
O gün saat 09.03'de Hüseyin Usta aradı. “Hocam, araban hazır, alabilirsin” dedi. İki üç sıyrığın boyanması için Çarşamba günü arabamı sanayiye götürmüş ve Hüseyin Usta'ya bırakmıştım. Demek boya işi bitmişti. 
Saat 10.00 civarında sanayiye gitmek üzere evden çıktım. 10.30'a doğru sanayiye ulaştım. Ustaya “saat 11.00'e doğru gelirim” dediğim halde bu kadar erken hareket etmem boşuna değildi. Tabir yerinde ise, bir taşla en az iki kuş vurmak istiyordum. Sanayispor'un başkanı ve emektar futbolcusu Barış Aktepe ile futbol üzerine görüşecektim.
Barış Bey, sanayide bir iş yeri sahibi. 1997'den beri Sanayispor'da futbol oynamasının yanı sıra, aynı zamanda kulübün idari işlerini de yürütüyor. Son üç yıldan beri de resmi başkanı. Kendisiyle uzun bir görüşme yaptık. Sonra da Birlik Kaporta'ya gelerek Hüseyin Usta'dan arabamı aldım. Sağ olsun, Hüseyin Usta işini iyi yapmış.
Sanayide yapmayı planladığım iki işi halletmiştim. Bir kuş daha vuracaktım ki görüşmeyi düşündüğüm Bilal Ayazlı, Samsun'a Ferruh Berk'in cenazesine gitmişti.
Üçüncü kuş için hala bir fırsat vardı. Anafartalar Caddesindeki demirciye verdiğim keser, nacak vb aletleri almam gerekiyordu. Normal şartlarda karayolunu takip ederek eve geliyordum. Fakat şimdi Ünye Caddesinden gelirsem evden Anafartalar Caddesine kadar yürümekten kurtulacaktım. Ben de öyle yaptım. Böylece bir hareketle üç konuyu da halletmiş oluyordum. 
Her zaman bir taşla iki kuş vuramazsınız. Dalda iki kuş görseniz bile siz taşı atana kadar kuşlar uçup gitmiş olabilir.
 Kuş vurma konusu bitmiş olsa da benim işlerim daha bitmemişti. 
Bir dilekçe sunmak için tapu dairesinden randevu almam gerekiyordu. Bilenleriniz vardır, korona salgını dolayısıyla artık tapu dairelerinde işlem yaptırmak için önceden internet yoluyla randevu almanız gerekiyor. Bir daire satın alacaksınız. Satıcı ile anlaştınız. Tapu dairesine gidip işlem yapamıyorsunuz. Ya nasıl olacak? Önce e-devlet şifresi alacaksınız. 
Sonra internet üzerinden randevu başvurusunda bulunacaksınız. Birkaç gün sonra telefonunuza bir mesaj gelecek. Mesajda yazılı gün ve saatte tapu dairesine gideceksiniz. 
Kayınbiraderimin işi için bu yolla iki defa işlem yapmayı başarmıştım. Şimdi de bir dilekçe sunmak için randevu almam gerekiyordu. Lakin ne yaptımsa bu sefer başaramadım. Bir yere kadar gidiyorum, ondan sonrasına işlemi yürütemiyorum. Bir arzuhalciye gittim, o da işin içinden çıkamadı.
Benim bilgisayarımdan siteye girince hep aynı sayfa çıkıyordu. Bir sefer de başka bir bilgisayardan girmeyi düşündüm. Bizim gazeteye gittim. Nazan Hanım İki denemeden sonra işlemi sonuçlandırdı. Böylece o günkü işlerimi tamamlamış oldum. 
Ancak sorular bitmedi. Ben de şimdi soruyorum.
Kayınbiraderim emekli makine mühendisi. Ben de hasbelkader emekli bir öğretmenim. Yani yüksek okul okumuşum. Az çok internetle hukukum var. Buna rağmen biz bu işin üstesinden gelemiyoruz. Çözüm için bir arzuhalciye gitmek zorunda kalıyoruz. Yüksek okul mezunlarının üstesinden gelemediği bir sorunu-küçümsemek için söylemiyorum- sıradan vatandaşlar nasıl yapacak?
Bu, bir iki paragrafta açıklanamayacak kadar uzun bir konu.
İleride tekrar bu konuya değineceğim. Sağlıklı günler diliyorum.