Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Ahmet SEZGİN


BİZDEN SONRA


Diyecekler bizden sonra kalanlar,
Geldi telâş ile, geldi de gitti...
Hülyâlara çelme takan yalanlar
İçinden gerçeği çeldi de gitti...
Çevirmek uğruna demiri tunca,
Gayrete yekindi hep yorulunca,
Tek çizgi üstünde ömür boyunca,
Sarkaç nizâmıyla geldi de gitti...
Hayatı ölümle evermek için,
Kurudu yeniden güvermek için,
Deryâya bir damla su vermek için;
Ferhat kayasını deldi de gitti...
Her gün beş vakitte duydukça Sûr´u,
Kendinde aradı cümle kusuru,
Her seher cellâda verip Mansûr´u,
Enelhak sırrını bildi de gitti...
Her dem yücesini düşündü dağın,
Bülbülü olmadı solacak bağın,
Ya Hayy diye eteğine toprağın,
Alın yazısını sildi de gitti...
Heybe edip tüm çağlara bir anı,
Bir damlada gördü kevn ü mekânı,
Ömür denen o emânet zamanı,
Bayat ekmek gibi böldü de gitti...
Çığlık çığlığaydı her dem nidâsız,
Habersiz gelmişti, gitti vedâsız,
Bir karınca gibi sessiz sedâsız,
Yürüdü Mevlâ´ya, öldü de gitti...
(Sadettin Kaplan, Düş Bedestanı,
Alioğlu Yay, s. 110-111)